• BIST 9680.13
  • Altın 3451.385
  • Dolar 36.432
  • Euro 38.169
  • Erzurum -15 °C
  • İstanbul 4 °C
  • Ankara -2 °C

80.18 GRAM ALTINI OLAN ZENGİN MİDİR?

Erdal Güzel

Ramazan yaklaştıkça camilerdeki vaaz ve hutbelerin konusu oruç, zekât ve fitre üzerine olmaktadır.

Geçen hafta Cuma namazına gittiğim camide hoca, zekât hakkında bilgi verirken İslami hükümlere göre nisap miktarı fazlası olanların bu farzı yerine getirmelerini söyleyip asgari 80.18 gr altını,30 büyükbaş hayvanı,5 devesi,40 küçükbaş hayvanı ve 595 gümüşü olanların bu farzı yerine getirmelerini hatırlattı.

Hoca altın üzerinde çok detaylı durdu ve 80,18 gramı birkaç kez tekrarladı.

Günümüz şartlarında bir değerlendirme yaptığımızda 80.18 gr altının piyasa değerinin yaklaşık 250 000 TL olduğunu görmekteyiz.

Diğer ölçütlerle bir hesap yaptığımızda 30 büyükbaş hayvanı olanın ortalama 3 000 000 TL bir varlığa sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Açlık sınırının 22.131 TL, yoksulluk sınırının 4 kişilik bir aile için 72ö088 TL olduğu gerçeğinden yola çıkarsak 80.18 GR altını bulunanın asgari şartlarda zengin sayılacağını söylemek cevap bekleyen bir sorudur.

 Onlarca evi, yatı, katı olanların kapsam alanı içine alınmadığı bu kriterlerde 80 gr altını olanların sorumlu olması dini otoriteler tarafından izah edilmesi gerekli bir konudur.

Mehmet Akif Ersoy “ Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı “ derken belki de buna benzer konulara dikkat çekmek istemişti.

Son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan bir açıklamada kirada oturan ve geçinmekte zorlanan asgari ücretli ve emeklilere zekât ve fitre verilebileceği ifade edilmişti.

Efendimizin irtihalinden günümüze kadar geçen süre içerisinde siyasetin dini şekillendirmeye çalıştığı dini konuların pek çok alanına müdahale ettiği tarihsel bilgilerin aktardığı bir gerçektir.

Hurafenin, siyasetin, bilgisizliğin, cehaletin, adaletsizliğin, yoksulluğun hüküm sürdüğü İslam coğrafyasındaki genel durum ne yazık ki Kur’an felsefesiyle örtüşmemektedir.

Iskat hurafesine benzer bir kandırmaca ile zekâttan kaçmak, Hülle yapmak, tefeciliğe kılıf uydurmak gibi üç kağıt çözümler bulmak Allah’ı aldatacaklarını sananların ortaya attığı mesnetsiz yalanlardır.

Köle Bilal’le aynı kaptan yemek yiyen bir peygamberin uygulamalarının bilincini ve sorumluluğunu taşımak, hayatı tanzim etmek ve anlamlandırmak her müminin görevidir.

 Müminlerin birbirlerine destek olmasını öğütleyen ve şart koyan zekât müessesesi İslam dininin yüceliğini gösteren harika bir uygulamadır

 Temizlenme manasını taşıyan zekâtların öngörülen yerlere ulaştırılması sosyal dengenin sağlanmasında önemli bir görevi yerine getirmektir.

Veren elin, alan elden daha hayırlı olduğu mesajı doğrultusunda, düşenin elinden tutmak, gözyaşına ortak olmak, darda olan bir insana destek olmak sosyal dengenin can suyudur diyor bu fedakârlığın bilincinde olanları en kalbi duygularımla selamlıyorum.

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25