11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ‘siyasetin ne kadar içinde olduğu’ ya da ‘ne yapacağı’ sorusu, görevden ayrılmasından sonraki süreçte AK Parti kulislerinde en çok konuşulan konu oldu. Art arda gelen iki seçim sürecinde partide yaşananlar, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun performansı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partiye yaptığı müdahaleler, Gül’ün isminin unutulmasına izin vermedi. Herkes, Gül’ün bir gün yapacağı konuşulan, üzerinde iddialı tahminler yürütülen siyasi çıkışının zamanlamasını merak ediyor. Gül, 17 Eylül’de NTV’ye çıkarak sessizliğini bozdu, ‘üstü örtülü mesajlar’ vererek denklemin içinde olduğunu hissettirdi.
Ankara’da, özellikle de AK Parti koridorlarında bu konuda konuşulanları Hürriyet Parlamento Bürosu Şefi Nuray Babacan, Gül’ün stratejisini araştırdığında şu bulgulara ulaştı:
AK Parti’nin çok konuşulan son kongresinden bu yana Gül’ün adı her senaryoda geçiyor. Hatta, kongredeki krizin Abdullah Gül’ün partinin başına getirilmesiyle ilgili ikinci ayağının olduğu bile konuşuldu. Kulislerde, o dönem Erdoğan’ın kendisine Gül’ün ismini önerenlere, ilk kez tepki göstermeden, “İyi ama bu MKYK’yla çalışmak istemez ki...” dediği anlatılıyor. Hatta Erdoğan’ın kendi kurallarını, koşullarını kabul etme ihtimali olsa, Gül’e itiraz etmeyeceğini ileri sürenler bile var. Yani Gül’lü AK Parti senaryosu, az da olsa bir olasılık.
SİYASİ ÜSSÜ İSTANBUL
Kulislerdeki bu tartışmaları bırakıp, 1 Kasım sonrasına baktığımızda da şunu görüyoruz. Gül, kendisine siyasi üs olarak İstanbul’u kullanıyor. Çok fazla ziyaretçisi var. Ancak hepsiyle siyaset konuşmasına rağmen, siyasi vaatlerde bulunmuyor.
Hareket veya partinin zamanı-zemini konusunda tek kelime etmiyor. Dinliyor ve not ediyor. Kulislere göre, Gül ancak ‘Yeni bir seçim ya da başarısız bir koalisyon ortaklığı’ olursa sahneye çıkacak.
AK Parti’nin önemli aktörlerinden Bülent Arınç da dün büyük yankı yaratan açıklamalarında Gül’ün rotasıyla ilgili ilginç ipuçları verdi. Gül’ün şu andaki pozisyonunu ‘Partisinin başarısı için dua eden kişi’ olarak tanımlayan Arınç, bu cephedeki sessizliğin, 1 Kasım seçimlerinden sonra biteceği mesajını da verdi. Seçimden sonra konuşulacak çok şey olacağını söyleyen Arınç, kendilerini hafife alanlara da şöyle seslendi: “‘Zaten bunların toplumda bir karşılığı yok, bir araya gelseler ne olacak, parti kursalar ne olacak?’ demeye kalkarlarsa başka türlü tepki verebiliriz. Bizim nefsimize kötü gelecek şeylerle bizi imtihan etmesinler.”
Rivayetler muhtelif. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçimlerden sonra parlamentoda beşinci parti olacağına ilişkin kehaneti pek fazla satın alınmıyor. AK Parti’den olası kopmalar üzerine kurulan böyle bir senaryoda, Gül’ün rol üstlenmeyeceği dile getiriliyor. Çünkü Gül, partisini bölen değil, Refah Partisi-Fazilet Partisi sürecinde olduğu gibi ‘yenilenen’ ekip olarak ortaya çıkmayı planlıyor. Onun dışındaki beşinci parti senaryoları ise bu yazının konusu değil.
EKİPTE KİMLER VAR
O ekipte kimler olacak? En çok merak edilen konuyu bu oluşturuyor. Bir kere, bu harekette listeye konulmayan ünlü üç dönemlikler olacak. Ama adını listede göremeyen küskün üç dönemliklerin hepsi değil. Bu konuda seçici bir tavır sergileniyor. Harekette, AK Parti’nin gönlü kırık kurucuları, son dönemde yaşananları eleştirdikleri için uzaklaştırılan yazar ve çizerleri, harekete duayenlik yapan eski akıl hocaları da olacak. Ayrıca merkez sağın temsilcileri ve liberaller de yer alacak gibi görünüyor. Şimdiden bu harekete bir isim konulmuş bile. Ekibin kendi benzetmesiyle, bu bir ‘Cuma cemaati hareketi’ olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.