AH ŞU METAL YORGUNLARI

Memleket ahvalinden bahsedilen bir dost meclisinde söz döndü dolaştı şu meşhur metal yorgunluğuna geldi.  

Arkadaşlardan biri bana dönüp dedi ki: 

-        -Sen de yazdın bu konuda bir şeyler, ama bir noktayı ya kaçırdın, ya önemsemedin.

-        Nedir o?

Diye sordum, anlattı:

-        Sayın Cumhurbaşkanımızın isabetle teşhis ettiği gibi hakikaten yönetici elitlerin birçoğuna musallat oldu bu yorgunluk. Bana göre bu illettin verimini düşürdüğü, yeni atılım ve üretim gücünü sıfıra indirdiği kişiler yüksek yöneticilerden ibaret değil. Bu, çok daha yaygın ve ciddi bir toplumsal sorun.

Arkadaşımın dikkatimi çeken analizini can kulağı ile dinledim, başımla tasdik edip dedim ki:

-        Çok doğru söylüyorsun, rica etsem konuyu biraz açar mısın?

-        Tabi ki açayım, hem de hızlı bir şekilde açayım ki bakarsın birazdan bende de zuhur eder metal yorgunluğu illeti, söyleyen dillerim söylemez olur!

-        Lütfen, bak hepimiz dikkatle seni dinliyoruz.

-        Cumhurbaşkanımız bu teşhisi koyup, partisindeki değişim ve dönüşüm atağına start verince diğer partilerin de bunu örnek almasını canıgönülden diledim. Ama baktım hiç oralı olan yok.

-        Demek onlar yorulmamışlar.

-        Ne demek yorulmamışlar, baksanıza birçoğunun siyasi takati kesilmiş, fiziki gücü idare lambasına dönmüş. Ferasetleri galip gelirse onlar da değişim ve dönüşümün kapısını aralarlar, aksi takdirde dinamik ve değişimci toplumun çok gerisinde kalırlar.

-        Metal yorgunluğunun yaygın bir toplumsal mesele olduğuna işaret etmiştin…

-        Evet, işin bir de bürokratik yönü var. Geçenlerde ziyaretine gittiğim bir yüksek bürokrat, bu konudan bahsedilirken bir hikâyecik nakletti. Kurumuna işi düşen bir vatandaş bürokrasinin malum cilveleriyle karşılaşınca çıkmış makama, bir güzel çıkışmış, sen de ekibin de metal yorgunusunuz diye haykırıp, öfkeyle çekip gitmiş!

-        Vallahi doğru söylemiş, benim de dikkatimden kaçmıyor, üst ve orta bürokraside de yorulan, hızı, nefesi kesilen çok kişi var. Oralara da bir el atılmalı acilen. Öyle ya onların karınca yürüyüşü temposu, hızlı icraat hedefiyle 2019’a yürüyen siyasilere ayak bağı olmaz mı?

-        Elbette öyle… Kapısını vatandaşa kapayan, makamına yönelsen görüşemediğin, telefon açsan ulaşamadığın bürokrattan ne hayır gelir? Böylelerinin de zinhar gözünün yaşına bakılmaması lazımdır. Yok, şu şunun adamı, bu bunun yakını… Diye dokunulmazsa 657 zırhına bürünmüş bu metal yorgunu memurlara… Damlaya damlaya birikir şikâyetler, nefretler, zararı siyaset kurumuna olur.

-        Toplumun bazı kesimlerine adeta ölü toprağı etkisi yapan metal yorgunluğu illeti sivil toplumu da sarıp sarmalamış durumda.

-        Çok doğru, milli bir seferberlik halinde silkinmemiz lazım. Hastasının yüzüne taksitle bakan doktoru, öğrencisine bilgiyi gıdım gıdım aktaran öğretmeni, bu devirde hala bugün git yarın gel zihniyetinin zebunu olmuş memuru, kapısına vatandaş yönelince sıkıntı basan siyasetçiyi, mikrofon ve kamera şehvetiyle poz verip dolaşan belediye başkanını gördün mü hemen teşhis levhasını boynundan asacaksın: Metal Yorgunu…

-        Evet, dostum bunlar tasfiye olmadan genç, hareketli, dinamik milletimize rahat huzur yok. Cumhurbaşkanımızın değişim iradesine ayak uyduralım, çağı yakalayalım. Başka çare varsa söyleyin.