Bu Ülkede zordur sporcu olmak, zordur; zorluklar, yokluklar içerisinde basamakları tırmanmak.
Zordur, ülkenin,milletinin onurunu,şerefini yokluk ve yoksulluğa rağmen temsil edebilmek.
Galiba en zoruda bu zorlukları başarıp bu gururu ve onuru yaşayabilmiş sporcuları anlayabilmek.
Küçük yaşta spora gönül verirler veya yönlendirilirler, körpe yürekleri ile büyük hedefleri hayal eder, küçük cüsseleri ağır yükleri sırtlar, küçük yürekleri ile tüm dünyayı kucaklamak isterler.
Kimse potansiyellerinin farkında değildir, kimse yeteneklerini keşfettiğide yoktur aslında ,hasbel kader bir serüvene , büyük hayallerin ve ideallerin peşinde sorgusuzca sürüklenirler.
Spor onlar için bir yaşam biçimi olmuştur, başarı yaşam kaynağı, madalyalar ise hayatın en anlamlı meyvesi
Çile,sıkıntı, acı,ızdırap, açlık,yoksulluk, hayatın çilvesidir onlar için ayakta kalabilmenin ise en geçerli reçetesi
Spor için sevmek bazen vaz geçmektir der ve bir çok şeyden vaz geçerler, kendilerini bir çok şeyden alıkoyarlar, ağır antrenmanların ve sorumlulukların kıskacında bazıları okuyup bazıları ise ekmek peşinde koşup spor yapmaya çalışırlar.
Yardan geçerler,serden geçerler, dersten geri kalıp, eğitimlerini aksatıp, eğlenceden, oynamaktan,vaz geçip mücadelenin, müsabakanın peşinde ömür tüketirler
Bazen aileleri anlamaz, bazen öğretmenleri, bazen idarecileri bazen patronları umursamaz. onların anlamamalarını,anlıyamamalarını onlar iyi anlar aslında
Onlara dert olan ise anlaması gerekenlerin anlayışsızlıklarıdır aslında
Terden çürümüş atletlerinin, kıyasıya mücadelelerini yansıtan spor kıyafetlerinin, sırtlarında kurumuş alın terilerinin pekde kimse için kıymeti yoktur
Başarılı oldukları müddetçe, kıymetlidirler, madalyaları rengi ve sayısınca değerlidirler , işe yaramadıkları zamanda çabuk unutulurlar
Geride anlı, şanlı br mücadele ile birlikte vicdanı ve insafı olanların yüreklerinde hoş bir seda bıraksalarda kısa zaman sonra unutulurlar
Aktif spor yaşamları belli bir ekonomik ve sosyal kazanım sağlasada ,hazıra dağlar dayanmaz zamanla erir tükenirler
Kimi asgari ücretle, kimi düşük emeklilikle, kimi sosyal güvencesiz, kimi beşparasız savrulurlar acımasız hayatın koridorlarına
Düşe kalka ,unutulmuşluğun, kimsesizliğin,vefasızlığın hayal kırıklığı ile göçer giderler,onur ve şerefleri ile ayakta.
Hasbel kader spor yöneticisi olmuş, sporun doğası ve ruhuyla zerre alakası olmamış, bir formayı terletme zahmetine ulaşmadan, siyasi ve idari tavassutla sporu yönetmeye kalkmış bakan olmuş, müsteşar olmuş,başkan olmuş ama asla spor adamı olamamışların asla anlayamayacağı oranda bu ülkede zordur sporcu olmak.
Spor adamı olmayı takım tutma ile karıştıran, sporu kitapdan okuyarak yaşayamayan insanlar, sporcu olmadan, spora yönetici ,öğretmen,antrenör, hakem, akademisyen olanlar tarafından anlaşılamayacak kadar zordur bu ülkede sporcu olmak.
Spordan bihaber insanların, yöneticilerin, hocaların vesaire çok bilmişlerin değmeyen hikayesi olsanızda, size,branşınızı beğenmeyip sporla ilişkilendirememe basiretsizliği,cehaleti içerisinde çırpınsalarda,
Sizlere, öğretmenliği, antrenörlüğü, yöneticiliği lüks ve çok görselerde
Sizler onların hayal bile edemediklerini, zorluklar, sıkıntılar, yokluk,yoksulluk, kimsesizlik içersinde gerçeğe dönüştüren asıl kahramanlar ve asil spor adamlarısınız.
Bu ahval ve şartlar altında Türk Sporuna hizmet edip, Türk Milletinin onuru ve gururu olmuş bütün sporcularımızın önünde saygı ile eğiliyor, rahmetli olanları ,rahmet ve şükranla anıyorum
Gençliğimizle alakalı her alana örnek olabilecek sıkıntılar ile müstesna Türk Sporunun dünümüze ve günümüze haiz en köklü problemlerinin yönetim ve sistem meselesi olduğunun önemele altını çiziyorum.
selam-saygı-dua
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.