TBMM'de büyükşehirlerle ilgili yasa tasarısının 8 fire nedeniyle kabul edilmemesini değerlendiren Bülent Tanla şöyle diyor: 'Parlamento'nun içine yansımış bir belediye, yerel yönetim lobisi var. Belediyelerin çıkara dayalı ilişkileri Parlamento içindeki milletvekillerine de yansımış. Ama Tayyip Erdoğan bir takım konuların ayrıntılarına vakıf değil, kendisine doğru anlatılmıyor.'
Piar Gallup Araştırma Şirketi'nin kurucusu Bülent Tanla, aynı zamanda eski CHP milletvekili. Hem yıllarca yaptığı araştırmalar hem siyasi tecrübesi nedeniyle Türkiye'nin önümüzdeki seçim yoğun dönemini nasıl gördüğünü merak ettim. Tanla'nın tespitleri oldukça ilginç: - Önümüzde 3 seçim var. Size göre en önemli olan hangisi? Ben Cumhurbaşkanlığı seçiminin en önemlisi olduğu kanaatindeyim. Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmak istediğini biliyoruz. Daha sonraki seçim genel seçimdir. Tabii şu an için iki partinin oyları düşüyor...
AK PARTİ VE CHP DÜŞÜŞTE - Hangi iki parti o? AK Parti ve CHP'nin oyları düşüyor. Ayrıntı vermeyeceğim ama bunu verilere dayalı söylüyorum. Başka bir unsur da, bu süreçte kararsızların oyları artıyor. Kararsızları eşit paylaştırdığınız zaman yine AKP'nin oyları 50'ler civarına varabiliyor. Fakat şu anda AKP'nin oyları 50+ değil; yüzde 40 oranlarında. Ama tabii kararsızlardan da pay alacak. AK Parti'nin önümüzdeki seçimlerde en önemli konusu ekonomik gelişme. Ekonomik gelişme ve büyümede bir daralma söz konusu olursa AK Parti'nin oyları büyük ölçüde azalacak gibi gözüküyor. Ama nereye gideceği konusunda size somut bir şey söyleyemiyorum.
OYUNBOZAN ALGISI - CHP neden oy kaybediyor peki? Henüz toplumda CHP'yle, CHP yönetimiyle ilgili güven oluşmadı. CHP siyasette oyunbozan olarak algılanıyor. Politikada oyun kurucu görülmüyor. Yani 'CHP iktidara gelirse sorunlarım hallolur' demiyor seçmen. CHP seçmeni taraf tutar gibi CHP'ye oy veriyor. Fakat CHP toplum nezdinde tutarlı, güven verici bir davranış sergileyemiyor. - Baykal ve Kemal Bey dönemi kıyaslanırsa nasıl bir CHP var? Çok hassas bir soru ama şunu söylemek istiyorum: toplumdaki genel kanaat 'Deniz Baykal gitsin kim gelirse gelsin CHP oylarını en az 10 puan artırır' idi. Fakat Baykal gitti -nasıl gittiğini konuşmayacağım- yerine olabilecek en iyi, en dürüst insanlardan biri geldi ama oylar 10 puan artmadı. Şu anda oyları 25,9'a göre daha düşük, 20'ler düzeyinde. Ama yüzde 25 kararsız var. Bunları şimdiden dağıtmak zor. Seçim yaklaştıkça CHP'nin oylarını artıracağını düşünüyorum.
MHP OYUNU ARTIRACAK - Yerel seçimden beklentiniz nedir? Birinci parti büyük farkla AKP olur. Eğer CHP adaylarını örgüte kulak vererek, en çok oy alacak adayı göstermezse ciddi biçimde oy kaybedebilir. MHP'ninse oylarını artıracağı kanaatindeyim. Çünkü MHP PKK, Kürt unsurları ve Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü konularında tutarlı, kararlı bir çizgi izliyor. Türkiye'de milliyetçi ve ulusalcı bir kanadın olduğunu unutmamak lazım. Kürt konusunda son zamanlarda AK Parti'nin ve Başbakan'ın izlediği milliyetçi politika da buna yorulabilir.
YEREL YÖNETİM LOBİSİ - Büyük şehirlerle ilgili iktidar partisinin yapmak istediği düzenlemenin oylaması sırasında Parlamento'da fire verilmesini nasıl yorumladınız? Belediyelerle ilgili yasanın oylamasında fire verilmesi sıradan bir durum değil. Bence Parlamento'nun içine yansımış bir belediye, yerel yönetim lobisi var ve bu lobi çok kuvvetli. Belediyelerin çıkara dayalı ilişkileri Parlamento içindeki milletvekillerine de yansımış. Bu nedenle, milletvekilleri kendi partilerinin yakın markajına rağmen bu tasarıya 'hayır' oyu verebiliyor. - Yeniden bir yol kazası olabilir mi? Olabilir. Ben burada CHP'yi kilit parti olarak görüyorum, mutlaka onun olurunu ve onayını almak lazım. Türkiye'de bir yerel yönetim lobisi olduğunu ve bunun da yansımalarının Parlamento'nun içine kadar olduğunu bilmekte yarar var. Bakın, ben size bir ufak kutunun kapağını açayım: Biz 1 Mart Tezkeresi'nin geçmeyeceğini biliyorduk. AKP'de kimlerin oy vermeyeceğini de tahmin edebiliyorduk. - Nasıl biliyordunuz? Mesela ben tezkereden bir gece evvel Dolmabahçe'de Bülent Arınç'la görüştüm. Deniz Baykal CHP Genel Başkanı'ydı ve beni göndermişti. O görüşmede Önder Sav'ın bir konuşma yapması konusunda mutabık kalmıştık. Bu kadarını söyleyeyim, ertesi gün mecliste Önder Sav 45 dakikalık bir konuşma yaptı... Yani ben Bülent Arınç'la görüştüm ve o da bunu kabul etti, oturumu da Arınç yönetti. Anlatabiliyor muyum?
YANLIŞ BİLGİLENDİRME - 'Arınç istemeseydi kabul etmeyebilirdi' diyorsunuz... Peki, Sav'ın konuşması mı sonucu değiştirecek kadar etkili oldu? Bir veya iki kişiyi etkilemesi önemli. Üç-beş kişiyle dönüyor olay zaten. Yerel yönetim lobisinin Parlamento'ya yansıması konusunu bir parti yöneticisinin bilmiyorum demesi de mümkün değil. Ama şunu da bilmek lazım: Tayyip Erdoğan bir takım konuların ayrıntılarına vakıf değil, kendisine doğru anlatılmıyor. Mesela Afyon'daki patlamada ölen 24 askerin doğal afet nedeniyle hayatını kaybettiği konusundaki ayrıntıyı da bilmiyordu. 'Bununla ilgili görüşme yapacağım, kanun hazırlığı' var diyor. Dolayısıyla onun altındakiler değil de onun birkaç sıra altındakiler gereğini yapıyorlar. Şimdi mahalle baskısı ve Türkiye'deki bir takım şeylerin değişmesi konusu kendisine farklı intikal ettiriliyor bana kalırsa. Bazı konularda Tayyip Erdoğan ayrıntıları bilmeyebilir ama iletişim artık çok yayıldı ve birçok şeyi artık televizyon ya da gazetelerden değil; farklı iletişim araçlarıyla öğreniyoruz.
Türkiye'de muhafazakar politikalar egemen - CHP'nin sorunu genel başkanlık sorunu mu sizce peki? Geçenlerde bir yerde 'Başka hiçbir parti seçimlere girmese dahi CHP'nin alacağı en fazla oy yüzde 35' diyordu. Ben katılmıyorum ama kamuoyunda böyle bir kanaat varsa bu sorun genel başkan sorunu değildir. CHP'nin kamuoyunda verdiği imaj ve iletişimle ilgili bir sorun vardır ve bunun değişmesi gerekir. CHP'nin oyları yüzde 29-30 olmaz veya İstanbul, Ankara, İzmir'den yani üç büyük kentten iki tanesini alamazsa mutlaka kendisini gözden geçirmelidir. - İnsanlar neden CHP ile barışmıyor, barışamıyor bir türlü? Türkiye'de sosyal demokrat bir eğilim baskın değil. Daha fazla muhafazakar bir eğilim var. Şimdi AK Parti var, bundan evvel ANAP ve DYP'ye oy veriyordu toplum. Çünkü değerlerle ilgili bir oy verme davranışı var. Bu davranışlarda da bu sağcı veya liberal sağ partiler seçmeni daha fazla tatmin ediyor. - CHP'nin durumu çaresiz değil mi o zaman? Biraz öyle. Yani 26 yerine 36 almak mümkün ama 46 almak çok zor. - CHP'nin içerisinde aktif görev yaptığınız süreçte de böyle hisseder miydiniz? Çok az zamanlarda evet.
ANLAMAK İÇİN ELLE TUTMAK ŞART - O zamana göre CHP ile toplumsal doku arasındaki uçurum daha mı azaldı yoksa şimdi mi daha büyük? Bence CHP güven vermek için mutlaka sözden ziyade bir şeyler yapmak durumunda. 'İktidara gelince yaparız' meselesini kabul etmek mümkün değil. Türk halkı görerek anlamıyor, mutlaka elle tutması lazım. Şu anda elle tutulan her şeyi AKP yapıyor. CHP'nin kamuoyunun hassas olduğu konularda öncelik alması gerekir.
HALK, KAVGA SEYRETMEYİ SEVER - Dış politika seçmenin fikrini ne kadar etkiliyor? Kendisi ve ailesiyl ilgili olduğu müddetçe çok etkiler. Zambiya ya da Venezuella'da bir olay olduğu zaman hiç etkili değil ama olaylar kendi komşularıyla ilgili olduğunda veya kendi ailesini ve çocuğunu ilgilendirdiğinde çok önemlidir. Türk halkı kavga etmeyi sevmez; kavga seyretmeyi sever. - AK Parti mevcut dış politikayla halktan destek alıyor diyebiliyor musunuz? Hayır, Suriye meselesinde ve diğer dış politikada ABD ve Rusya'nın bu işte parmağı olduğunu Türk halkı biliyor. Onun için Türk halkı bu politikanın arkasında değil.
Basına ve siyasete güven az - Basının tiraj kaybının siyasi yansıması nasıl olacak? Bana göre tirajlar çok daha düşecek ve bunun da siyasi yansıması olacak. Bugün basını ayakta tutan üç temel unsur var. Bunlardan bir tanesi siyaset, bir tanesi spor, bir tanesi de magazin. Sporun 90'dan fazlası futbol, o da çöktü çöküyor. Mesela bir televizyon kanalı tarafından spor görüntüleri sadece TRT'ye verilebiliyor. Diğer kanallar işin dedikodusunda, magazininde. Bu aslında sporu çökertiyor. Aldığı paralarla verdiği sonuçlar arasında tersine bir ilişki mevcut. Magazin ayağı ise gazetelere sanıldığı kadar tiraj aldırmıyor. Adam gazeteyi aldığı için magazini de okuyor, magazin için gazete almıyor fakat spor aldırtıyordu. Maçlardan dolayı pazartesi tirajlarını biliyoruz. Böyle olunca, geriye siyaset kalıyor. Yandaş basın tartışmaları basına karşı olan güvensizliği tetikliyor. Şu andaki güven erozyonu zaten araştırmalarda da gözüküyor. Toplumda en düşük güven basına ve siyasete. - En tepede hala ordu mu var? En tepede cumhurbaşkanlığı, emniyet, silahlı kuvvetler, en altlarda siyaset ve medya. Gazete tirajlarının düşmesinin birinci nedeni ekonomik. Eylül-ekim aylarında bir azalma var. Kasım-aralık aylarında daha da düşecek. Çünkü kara kış kapıyı çaldığı ve doğalgaz faturaları geldiği zaman basın tirajları daha hızlı düşecek. Tabi buna bağlı olarak reklam ve ilanlar da düşecek. - Ben bu tiraj kaybının teknolojiyle daha bağlantılı olduğunu düşünüyorum... Teknolojik mesele bence şu anda çok daha aşağılarda. Ekonomik mesele çok daha önemli. Ekonomik mesele basına yansıdığı gibi siyasete de yansıyabilir. 1950'den günümüze kadar yapılan araştırmalara göre, bir ülkede ekonomi büyürken seçime gidilirse iktidar partisi devamlı kazanır. Ekonomi küçülürken giderse, kaybeder.
AK PARTİ'DE SORUN İHTİMALİ - Büyükşehirlerle ilgili tasarının oylamasında fire verilmesi gelecekte meydana gelecek çatırdamaların ilk sinyali mi? Çatırdama meselesi bir çıtırdama da olabilir çatırdama da olabilir. Yani iki testi tokuşunca bir tanesi kırılıyor, su kaybediyor; bir tanesi çatlıyor, su kaybediyor. Sonuçta ikisi de su kaybediyor. Böyle ortasından çatırdamayabilir ama baktığınız zaman 200 civarında milletvekili bir sonraki dönem seçilemeyecek. Doğu'daki 22 ilden gelen milletvekilleri belli konularda anlaşabilirlerse Güneydoğu meselesinde de farklı davranabilirler. Bu da AK Parti içinde bir sorunu gündeme getirebilir. AK Parti grubunun tamamı Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını istemeyebilir. Fakat CHP artı MHP'nin oyları AK Parti'nin altında kalırsa yapacak pek bir şey yok... - Kastınız AK Parti'nin güçlenerek devam etmesi mi? Evet. Burada önemli olan genel seçimlerde sandalye sayısı bakımından MHP artı CHP'nin mutlaka AKP'den daha büyük çıkması lazım. Bu olmazsa, Kılıçdaroğlu'nun kendisi genel başkanlığını tekrar gözden geçirmesi gerekir.
Erdoğan'ın ilk turda seçilmesi zor - Kürt meselesinde siyasetteki söylem değişikliği halkın yaklaşımını değiştiriyor mu? Şimdi bence halk bu konuda kararını verdi. Türk ve Kürt olarak ikiye ayrıldı. Toplumun çoğu 'Türklere bir şey olmaz. Eğer Türk ve Kürt arasında bir çatışma olursa devlet gereğini yapar. Türkler, biz varken devlet benim istemediğim bir şeyi yapamaz' diyor. Halk elbette bu konu çözülsün ve gündemden kalksın istiyor ama bunun zor olduğunu da görüyor, gerçekçi bir bakışı var. Ben bu işten anlamam, devlet bu işi çözsün diyor. - Önümüzdeki çok kritik 3 yıla bakınca öngörünüz nedir? Tayyip Erdoğan'ın başkan veya yarı başkan adayı olacağını ama ilk turda seçilemeyeceğini tahmin ediyorum. İlk turda oylar diğer adaylar arasında dağılacaktır, bu nedenle ikinci turda seçilebilir. Son zamanlardaki davranışlarından da bunu anlamak mümkündür. Yani Numan Kurtulmuş'un, Süleyman Soylu'nun transferi ve milliyetçi söylemler benimsemesi de bu zorlukları gösteriyor bence. İlk turda seçilmesinin zorluğunu bildiği için sağın kapsayıcı adayı olma niteliğini vurgulamak istiyor. - AK Parti içinden bir kopuş yaşanıp, başka parti çıkmasına ihtimal veriyor musunuz? Olabilir ama şimdiden öngörmek çok güç.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.