Sağlık Eski Bakanı Recep Akdağ Bakanlık görevinden alınmasından sonra ilk defa milletvekili olarak seçildiği memleketi Erzurum’a geldi.
Akdağ, Erzurum’a geldiği aynı günün öğlenden sonrasında Basın mensuplarıyla buluştu.
Bu bir basın toplantısı değil, basınla sohbet toplantısıydı.
*
Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün sosyal tesislerinde basınla konuşan Akdağ’ın gündemi biraz şaşkınlığa neden oldu.
Akdağ’ın gündeminde Erzurum başta olmak üzere Doğu Anadolu’nun kalkınması için sanayinin olmasıydı.
Ben işe Erzurum açısından bakmak istiyorum,
Çünkü Erzurum her şeye rağmen hala Doğu’nun merkez şehridir.
O zamanda akla hemen şu sorular geliyor;
Peki kış turizmi?
Peki Eğitim merkezi?
Tarım ve hayvancılık?
Peki Sağlık merkezi ?….. Bunlar ne?
Bunlar ne yazık ki, hükümetin 2023 hedeflerinde yer alan kişi başına 25 bin doları karşılamıyor.
Mesela Sayın Akdağ’ın hesaplamalarına göre kış turizmini de içerisine katsanız bile, Erzurum, turizmden kişi başı 50 dolar civarında bir gelir elde ediyor.
800 bin nüfuslu şehrin kişi başına 25 bin dolarlık kısmı ancak bölgeye yapılacak veya teşvik edilecek sanayi ile sağlanabileceğini vurguladı Sayı Akdağ…
*
Aslında özlenen tabloyu yıllar sonra sergiledi Sayın Akdağ.
Erzurum için kafa yoran,
Kişilerin cebine girecek parayı dahi hesap edecek kadar ilgili davranmak gerçekten güzel bir hareket.
Sanıyorum biraz geç kalmış bir girişim.
Sayın Akdağ’ın bu analizleri
İktidar milletvekili de olsa temenni ve öneriden ibaret kalacağı kanaatindeyim.
Bunları şimdi değil de
Bakanken söylese idi...
Yani icranın içindeyken...
O zaman icra edilmesi daha kolay öneriler olurdu.
On senelik gecikmeyle söylense de, gerçek gerçektir.
Ama bizde bir söz vardır ya;
‘Zararın neresinden dönsen yine de kardır’
*
Bence sanayileşmekten önce Erzurum’da devam eden yarım kalmış işlerin tamamlanması da çok önemli.
Mesela,
Bölge Hastanesi’nin ek kısımlarının acilen tamamlanması.
Gerçi Akdağ o konuda yüreklere su serpti.
‘2 yıl milletvekiliyim. O yatırımın tamamlanması için bir işçi gibi gidip şantiyesinde bulunacağım’
Evet Bölge Hastanesi deyip geçmemek gerekir.
Bakın bir yılda 2 milyona yakın hasta girişi olmuş.
Erzurum nüfusunun iki katı kadar.
Bacasız fabrika bence.
Önemli bir yatırım.
Mesela Teknik Üniversitesi’nin inşaatı da devam ediyor.
Lojistik Köy gibi önemli yatırımların aksamaması gerekiyor.
Üniversite deyip geçmemekte lazım.
70 bin nüfusu ile Erzurum esnafının sıcak para giriş kapısı…
*
Kış turizmi daha da geliştirilebilir.
Gerçi Sayın Akdağ’ın istatistiki bir bilgisi var.
Tüm Türkiye’de kayak için gelen turist sayısı 150 bin civarında.
Olsun Allah bereket versin.
Az rakam değil.
Palandöken bunun büyük bir bölümünü kendisine çekse ve bu işe Kayseri misali biraz daha kafa yorsa Erzurum bu kaynaktan çok para kazanır.
Palandöken’i basitleştirmemek gerekiyor,
Öyle düşünülseydi hükümet bu kadar tesisi trilyonlar harcayıp Erzurum’a yapmazdı.
Ama ne yazık ki Erzurum’da ticari kafa yok.
O kafanın yanında ufuk yok, işe sahiplenmek yok…
Yine de ne olursa olsun 50 dolar gibi kişi başına bir gelir getiriyor diye Palandöken’i bir kenara itmek olmaz.
*
Gelelim Sayın Akdağ’ın sanayileşme fikrine.
Elbette sanayileşmiş bir şehirle sanayileşmemiş bir şehir bir değildir.
Artık bu işler devlet eliyle de olmuyor.
Özel teşebbüsün işin içerisine girmesi gerekiyor.
Peki sanayici gelip Erzurum’da iş yapar mı?
İklimi ve ülkenin batısına uzaklığını da hesaba katarsanız bu iş öyle çantada keklik değil.
Öyle kolay olsaydı,
Birilerinin sanayiciyi çağırmasına gerek kalmazdı.
Bir doğru orantı ortaya koyacak olursak,
‘Birileri tarafından birileri bir yere çağırılıyorsa o işten zaten bir sonuç alınamaz’
Amacım kara tablo çizmek değil elbette.
Erzurum gibi 7 ayı kış olan şehirlerde ancak hizmet sektörü büyük rol oynar.
*
Tabi ki biz gazetecilerin işi habercilik.
Kamuoyunu bilgilendirmek.
Sanayicilikten çok çakmayız.
Ama benim aklıma bilim adamlarından faydalanmak geliyor.
Mesela ‘Yazılım’
Asrın en büyük projesi.
Atatürk Üniversitesi gibi bilgi küpü var elimizin altında.
Rüştünü ispat etmiş hocalarımız mevcut.
Bu insanlara imkan vermek gerekir,
Ön plana çıkarmak şart.
Ayrıca organik tarım…
Dünya organik tarım için tabiri caizse canını veriyor.
Sayın Akdağ bu işe kafa yormaya başladığını, adeta konu üzerinde ders çalıştığını söyledi.
Sanayi için birkaç örnek verdi:
Mesela, otomotiv sanayi, tekstil için yan sanayi ürünlerin üretilmesi gibi…
Atatürk Üniversitesi DAP için çok sayıda proje üretmişti.
Bu projelerden faydalanılabilir.
Belki yüzlerce bilim adamı işin üzerine kafa yordu.
Ayrıca Ticaret Odası da sanayicilik üzerine çalıştı.
Bu konuda fikir üreten sivil kuruluşlarımız da var.
Mesela ENER diye Erzurum için proje üreten bir kuruluş var.
Ara sıra haberlerini, projelerini haber yapıyoruz.
Uçuk önerilerde bulunmuyorlar.
Ayakları yere basan projeleri var.
Sayın Akdağ bu gibi sivil kuruluşlarla da bu konu paylaşabilir.
*
Toplantının bana göre bir önemli tarafı da Sayın Akdağ’ın zemzem üzerine olan esprisiydi.
Hani derler ya,
Bazı gerçekler şaka yollu söylenir diye,
Artık şakamıydı, yoksa gerçek miydi onu bilemeyiz ama olay şöyle gelişti;
Sayın Akdağ umreye gitmiş. 5 günlük bir ziyaret. Allah’ım makbul kılsın.
Sayın Akdağ, görevlilere ‘Basın mensuplarına ne ikram edeceksiniz’ deyince, bir basın mensubu ‘zemzem’ dedi.
Akdağ, ‘Zemzemi taşımak ağır’ dedi.
Bunun üzerine bir başka basın mensubu da ‘Şehir şebeke suyu zemzem gibi’ deyince de dönemin Sağlık Bakanı Akdağ cevabı yapıştırdı: ‘O kadar da değil’
Şehir şebeke suyu çok iyi değil diyerek kötüye çekmeyelim de, sanırım zemzemin yerini tutmayacağı içindi o söz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.