Ali Korkut, "Şehirlere Sinan'ın gözüyle bakabilmeliyiz"

Tarihi kentlerde ince zevkin, estetik kaygının önemli olduğunu belirten Ali Korkut, tarihi eserlerin yaşatılması kadar, kötü yapılaşmaya hapsedilmemesinin de önemli olduğunu söyledi. Korkut, "Belediyecilik anlayışımızı ince zevk, yani estetik kaygıyla şekillendirmeye çalışıyoruz. Muratpaşa Kent Meydanı, Yakutiye Kent Meydanı, Üç Kümbetler, İstanbulkapı aynı anlayışın ürünü olarak imza attığımız projelerimiz oldu" dedi.

Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, 'Mimar Sinanı Anma ve Mimarlar Günü' nedeniyle TRT Erzurum Radyosunda sunucu Elif Yıldırım'ın konuğu oldu. Mimar Sinan'ın yaşadığı toplumun kültür, inse sanat v değerleriyle yoğurduğu sanatının insanlık tarihine kazındığını belirtti. Ali Korkut, belediyecilik anlayışının ince zevk, estetik kaygılardan etkilenmesi gerektiğini ifade etti. Korkut, "Mimarlık mesleğinden geliyor olmam, tarihi eserler ile ilgili uzun yıllar görev yapmam bizi daha hassaslaştırmış olabilir. Görev sürem içerisinde kentsel dönüşüm ve tarihi eserlerin çevresinin açılması noktasında bu ince zevk, tarihi mirasın gün yüzüne çıkarılması etkili oldu. Üç Kümbetler Projemiz, Yakutiye Kent Meydanı, Muratpaşa Kent Meydanı, aynı hassasiyetin bir ürünüdür. Yakutiye, eski Erzurum'u temsil etmektedir ve 400 civarında tarihi esere sahip bir ilçemizdir.

Belediye başkanı olarak en çok üzüntü duyduğum şey, geriye doğru gittikçe görevli tüm yetkililerin eski Erzurum'u ayakta tutma noktasında bir gayretlerinin olmamış olmasıdır. Keşke denmez ama keşke Hacıcuma, Taş Mescit, Kadana, Dervişağa, Gavurboğan ve benzer semtler, şehir kültürünü yansıtan evleriyle muhafaza edilebilmiş olsalardı. Kentsel dönüşüm alanımız olan bu bölgelerde eski evlerden eser kalmadığı gibi, bir fiskeyle yıkılan yığınla bina temizledik. Ancak belediye olarak tarihi eserlerimizle ilgili geliştirdiğimiz projeler, kentsel dönüşüm çalışmalarımız geleceğe daha umutla bakabilmenin önünü açıyor.

Kültür ve tarih kenti Erzurum'da kültür turizmi, kış turizmi ve sağlık turizmi bir arada yürütülebilmelidir. Tarihi eserlerin bir destinasyon içerisinde sunulabilmesi için, bunların insanlara açık, ulaşılabilir ve ticari yaşamıyla canlı olması gerekiyor. Bizim çalışmalarımız bu noktada önem kazanıyor. Diliyorum ki, projelerimizi arzu ettiğimiz ve özgün biçimiyle tamamlayabiliriz" şeklinde konuştu.