• BIST 9659.96
  • Altın 3002.717
  • Dolar 34.5123
  • Euro 36.1711
  • Erzurum -6 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara -1 °C

Aşık Reyhani'nin bir bavul dolusu şiirleri ne oldu?

Kadir Sabuncuoğlu

Kadir SABUNCUOĞLU

 

Aşık Yaşar Reyhani, 1932'de Hasankale'nin Alvar köyünde dünyaya geliyor.

Okula hiç gitmiyor ama kendi kendine ‘okuma yazma’ öğreniyor.

Köye gelen ozanlardan etkileniyor, halk hikayeleri dinleyerek ‘dünyasını zenginleştiriyor.’

18 yaşından itibaren şiir yazmaya başlıyor, rüyasında gördüğü bir kıza aşık oluyor ve kaçırarak evleniyor.

Aşık Reyhani, şiirlerinin bir bölümü 'Alvarlı Reyhani' (1962), 'Böyle Bağlar' (1966), 'Kervan' (1988) ve 'Şu Tepenin Arkasında' isimli kitaplarda yayınlıyor.

‘Türküleri, ağıtları hala dillerden düşmeyen’ Aşık Reyhani, müzik piyasasına otuzdan fazla plak, yüzden fazla kasetten oluşan kalıcı eser bırakıyor.

‘Aşıkların son temsilcisi’ olarak nitelendirilen Reyhani'den ‘Atatürk Üniversitesi yeterince faydalanıyor mu, orası tartışılır.’

Ancak Aşık Reyhani'yi Michigan Üniversitesi 1992’de ABD'ye davet ediyor.

‘Söz söyleme geleneği ustası Reyhani’, Amerika'daki 1,5 saat süren konferansından sonra Michigan Üniversitesi tarafından 'fahri öğretmenlik' unvanı veriliyor.

Şimdiki Edebiyat Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. Dilaver Düzgün tarafından kaleme alınan 'Aşık Yaşar Reyhani'  hakkında yazılan kitap

1997'de yayınlanıyor.

Düzgün'ün yazdığı Reyhani kitabının, Atatürk Üniversitesi tarafından bu yıl ikinci baskısı yapılıyor.

 

'GİDİREM' DİYE GÖÇ EDENLER

İbrahim Hakkı gibi Erzurum'da umduğunu bulamayan Aşık Reyhani, bu kıymet bilmezliğe daha fazla dayanamayarak ünlü eseri 'Gidirem' şiirini 1996’da yazıyor ve doğduğu topraklara veda ediyor.

Göç, Erzurum'un sanki 'kara yazgısı.'

'Son dakika' haberlerini üzülerek vermek gerekirse, 'göç' basın sektörünü de olumsuz yönde etkiliyor.

Reyhani'nin 'Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum/ Çaresiz dişimi sıktım gidirem/ Gafillerden darbe yedi gururum/ Kaderime boyun büktüm gidirem' dizelerini seslendiren meslektaşımız Sayıl Narmanlıoğlu İzmit'e evini nakletmeye hazırlanıyor.

Dünya gazetesinin Erzurum'daki ofisini kapatmasıyla birlikte Ela Karasu da İstanbul'da mesleğini sürdürme kararı aldı.

 

ERZURUMLU NİYE ERZURUMLUYA SAHİP ÇIKMIYOR?

Bursa'da yaşadığı dönemin sonlarına doğru TRT sanatçılarından Yavuz Değirmenci ile EVYAP'ın Genel Müdürü Bekir Kılıç sıkıntılar içinde olan Aşık Reyhani için 'sözünde durmak' anlamına gelen 'Ahde vefa' gecesi düzenliyor.

Erzurum Radyosuna Türk Halk Müziği Ses Sanatçısı olarak 1985'te giren ve iki yıl sonra İstanbul Radyosuna geçen Değirmenci, Maltepe Yayla Sanat Merkezinde Reyhani için bir de sürpriz tanıtım filmi hazırlatıyor.

ABD'deki konferansı ve fahri öğretmenlik verilmesi, TRT'deki programlarından, röportajlardan derlenen görüntüleri Reyhani bastonuna yaslanarak gözyaşları arasında izliyor.

 

"GİDİREM VE EN ÇOK BUNA ÜZÜLİREM"

Erzurumspor'un Süper Ligde oynadığı dönem yönetim kadrosunda da görev alan Değirmenci, Reyhani'nin ölümünden 6 ay kadar önce İstanbul'da özel gece düzenlediklerini anımsatırken:

-Kanser hastasıydı ve ömrü giderek kısalıyordu.

Reyhani ustaya hem maddi destek, hem de moral vermek için İstanbul'da bir gece düzenledik.

TRT'nin arşivinden yararlanarak hazırlanan 'belgesel' gibi filmi ilk kez o geceye katılanlarla  birlikte izledi.

Aşık Reyhani içinden 'Ah' dercesine şunları söyledi:

 Karslı halk ozanları Murat Çobanoğlu ve Şeref Taşlıova'ya  'Devlet Sanatçısı' unvanı verildi.

Benim de en büyük arzum devlet sanatçısı olmaktı.

Erzurum, Kültür Bakanı çıkarmasına rağmen o unvanı bize çok gördü.

'Gidirem' ama en çok ona üzülirem.

 

REYHANİ'NİN BİR BAVUL DOLUSU ŞİİRİ NE OLDU?

'Erzurum sevdalısı bir yürek' olarak nitelendirilen sanatçı Yavuz Değirmenci, o geceyle ilgili sohbet ederken sorularımıza şu yanıtları verdi:

- Reyhani, özel geceden ne kadar gelir elde etti?

- Bekir bey (Kılıç) o gece Reyhani'ye 15 bin liralık hediye çeki verdi.

Yaklaşık 38 bin lira da topladık.

- Peki parayı nasıl verdiniz?

- Bekir beyle Bursa'ya gittik.

O yıllar Bursa Erzurumlular Dernek Başkanı Oktay beyle beraber evine gittik tutanakla parayı ustaya teslim ettik.

Hatta o sırada Reyhani beni öbür odaya götürdü ve bir bavul dolusu şiirlerini değerlendirmem için vermek istedi.

Ben yaptığımızın iyiliğin ya da gecenin karşılığı olmasın düşüncesi ile daha sonra bakacağımı bildirdim.

- Daha sonra ne oldu?

- Gittim ama Reyhani'yi evde bulamadım. Hanımına parayı ne yaptıklarını sordum. O da paranın bir kısmıyla oğlunun otomobil aldığını belirtti. 

- Ya bavul dolusu, peçeteye, sigara kağıdına yazılı şiirleri ne oldu?

- Reyhani, 10 Aralık 2006'da hayata veda ettikten sonra Konya Selçuk Üniversitesinden bir öğretim üyesi evine gidiyor ve bir miktar para vererek o bavul dolusu Reyhani'nin mirasını alıp götürüyor.

Hani o eski ‘bakır tencereleri bir naylon tabağa sattığımız’ gibi Aşık Reyhani'nin edebiyat dünyasına bıraktığı 'yayınlanmamış şiirleri' de kaçıranın elinde kalıyor.

Elbette Yavuz Değirmenci ile Bekir Kılıç hiç şüphesiz şöyle diyordur:

-Biz Erzurumlu olarak Reyhani'ye görevimizi yaptık, vicdanımız rahat.

Şimdi bizler, devlet sanatçısı unvanını çok gördüğümüz Reyhani'nin şiirlerinden oluşan o mirasını bulup ortaya çıkarmak için bir şeyler yapamaz mıyız?

  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
      Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
      Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25