Atatürk Üniversitesi ve Rektör Koçak…

Bir üniversitenin büyüklüğünün en önemli göstergesi, nitelikli öğretim üyesi sayısıdır.

İşte Atatürk Üniversitesi bunu başarmış bir üniversitedir.

Dört bine yaklaşan akademik kadrosu içerisinde oldukça başarılı ve nitelikli öğretim üyesi potansiyeline sahiptir Atatürk Üniversitesi.

*

Özellikle Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak döneminde nitelikli öğretim üye sayısının artırılmasına yönelik çalışmalara hız verilmiştir.

Rektör Koçak’ın bir konuşmasında işitmiştim.

Bu tür çalışmalara ayrılan kaynak miktarı 10 milyon liradır.

Hiçte küçümsenecek bir rakam değildir.

230 öğretim üyesi yurt dışına görevlendirilmiştir.

Bu görevlendirilmeler elbette ki amaca yönelik görevlendirilmelerdir. 

Bir üniversitenin gelişmesi, büyümesi süslü püslü binalar yapmakla olmuyor.

Önemli olanın, nitelikli öğretim üye sayısının fazlalığıdır.

Gençlerin bu nitelikli insanların ellerinde yoğrulması ve iyi yetiştirilmesidir.

*

İşte bu manada Atatürk Üniversitesi kendisine emanet edilen genç neslin daha iyi ve donanımlı yetişebilmesi için gerekli olan adımları atmaktan çekinmemektedir.

Böyle devam ettiği sürece de yakın gelecekte, Atatürk üniversitesi dünya bilimine yapmış olduğu katkı oranının, ürettiği bilginin pazarlanması işleminin ve öğrencilerinin kalitesi ile mezunların istihdam ve başarı oranlarının arzulanan seviyelere çıkacağı mümkün görünmektedir.

*

Rektör Koçak bu çabanın içerisindedir.

Görev süresi içerisinde iyi adımlar atmış,

Atatürk Üniversitesi’nin ilme, bilme çok daha önem vermiş, öğretim üyesi ve öğrenci kalitesi bakımından önemli bir merkez haline getirmeyi başarmıştır.

Önemli olan bir üniversitenin kendi adından bahsettirmesi değimlidir?

Önemli olan üniversitenin insana yaptığı yatırım değimlidir?

Atatürk Üniversitesi bu anlamda ülkemizde üniversiteler arasında önemli yer tutmaktadır.

*

Atatürk Üniversitesi’nin bir özelliği daha var,

Ailelerin çocuklarını rahatlıkla teslim edeceği bir üniversitedir.

Huzur vardır,

Güven vardır.

Gençlerin iyi bir eğitim alacağı ortam vardır.

Başta Rektör Koçak olmak üzere, üniversite yönetimi, öğretim üyeleri ve öğrenciler huzur ve güven ortamının devamı konusunda hassas davranışlar içerisindedirler.

Huzur ve güven ortamının bulunduğu bir ilim yuvasında elbette ki eğitimden bahsedilir.

Atatürk Üniversitesi böyle bir üniversitedir.

*

1957 yılında kurulmuş köklü bir üniversitedir.

Türkiye’de ilk kurulan üniversitelerden birisidir.

Bir bölge üniversitesi olma özelliği ile ön plana çıkmıştır.

Bunun yanında bölgede kurulan diğer üniversitelere de önemli destekler vermiştir.

Atatürk Üniversitesi öğrenci sayısı 100.000’i aşmaktadır.

Yabancı öğrenci sayısı ise 2000’e yakındır.

Açık öğretim ve uzaktan öğretim öğrencileri de olan bir üniversitedir.

2500 doktora, 6500 yüksek lisans öğrencisi vardır.

Atatürk Üniversitesi yurt olanakları açısından da iyi durumda olan bir üniversitedir.

Yurtlar standartların üzerindedir.

Kampus içerisinde fakültelerin yakınında 15.000 öğrenci kapasiteli Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtlar mevcuttur.

*

Atatürk Üniversitesi Erasmus Programı kapsamında çok sayıda Avrupa üniversitesiyle anlaşma yapmıştır.

Ayrıca Nebraska ve Ohio gibi önemli Amerika üniversiteleri ve Kafkas ülke üniversiteleri ile de ikili anlaşmalar yapılmıştır.

Bazı yabancı ülke üniversiteleri ile öğrenci ve öğretim görevlisi değişimleri yapılmaktadır.

İşte bütün bu gelişmelerin, üniversitenin büyümesinde,

Şehirle bütünleşmesinde,

İyi bir eğitim ortamının oluşmasında elbette ki Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın gayret ve çabaları inkar edilemez…

*

Kuruluşundan bugüne kadar üniversiteye hizmeti geçen, bu ilim yuvasının bugünlere gelmesine katkıda bulunan bilim adamları da unutulmadı.

Prof. Dr. Koçak bu insanları üniversiteye zaman zaman davet etti,

Plaket verdi,

Onları hatırladı ve hatırlatmış oldu.

Böylece geçmişle geleceğin bağını da kurmuş oldu.

Ben bu işin adına vefa diyorum.

Gördüğüm kadarıyla Atatürk Üniversitesinde ‘Ben’ yok ‘Biz’ var..

Böyle bir düşünce de şehrin bacasız fabrikası konumunda olan Atatürk Üniversitesi’nin son yıllarda büyümesine, gelişmesine, kendi adından söz ettirmesinde daha çok etkili oluyor.