• BIST 9667.09
  • Altın 3454.947
  • Dolar 36.4196
  • Euro 38.1479
  • Erzurum -12 °C
  • İstanbul 3 °C
  • Ankara -1 °C

Bakan Koca son durumu açıkladı ve duyurdu: Bayramdan sonra...

Bakan Koca son durumu açıkladı ve duyurdu: Bayramdan sonra...
Koronavirüs Bilim Kurulu bugün bir kez daha Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın başkanlığında toplandı. Toplantının ardından Bakan Koca, salgının son seyri hakkında bilgiler vererek önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de son 24 saatte 1639 kişiye Kovid-19 tanısı kondu, 58 kişi hayatını kaybetti, toplam vaka sayısı 143 bin 114, can kaybı 3 bin 952 oldu.

Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi'nde, video konferansla gerçekleşen  Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Toplantının ardından Bakan Koca, günlük corona virüs tablosu ve son rakamlarla ilgili yaptığı açıklamada, "Yoğun bakımdaki hasta sayımız ilk kez 1.000’in altına düştü. İyileşen hasta sayımız 100.000’i aştı. Toplam test sayımız yaklaşık 1,5 milyon. Virüse karşı asıl gücümüz: Maske + 1,5 Metre Sosyal Mesafe. Risk, en çok kalabalık ortamlarda. Uzak duralım." ifadelerini kullandı. 
 
 
"Türkiye'nin biricik insanları" diyen ve koronavirüsten etkilenen her  yaş ve meslekten yediden yetmişe herkese seslenerek konuşmasına başlayan Koca, 8  haftasını geride bıraktıkları koronavirüsle savaşta dünyanın Türk insanına  hayranlık duyduğunu söyledi.
 
Koca, salgının başlangıcından bu yana izlediği strateji, tedavideki  yenilikçiliği ve tedbirleriyle Türkiye'nin dünya toplumunun gündeminde olduğunu  belirtti.
 
"Dünyanın imrendiği başarı"
 
Türkiye'nin bilim insanlarının başarılarıyla, İtalya'dan Amerika'ya,  dünyada bilim insanlarının ilgi konusu olduğunu vurgulayan Koca, şöyle konuştu:
 
"Uluslararası televizyonlar, başarı öykümüzü ekranlarına taşıyor.  Dünyanın öteki ucundan doktorlar, Türkiye'deki meslektaşlarından bilgi alıyor.  Salgının yarınlarını tehdit ettiği toplumların gözü Türkiye'de. Dünyanın  imrendiği başarının kahramanlarını görmek için gözünüzü başka bir yere  çevirmeyin. Kendinizi bu başarının altında kendi gücünüzü aşan bir şey aramaya  zorlamayın. Bu başarının sahibi, tedbirlere uyduğunuz ölçülerde sizlersiniz."
 
"Bu başarının sahibi, sorumluluğunu tek tek yerine getiren 83  milyondur. Eğer bilim insanlarımızın önerdiği tedbirleri uygulamasaydınız, esnek  davransaydınız sonuç alamazdık." diyen Koca, teklifin eyleme dönüştüğünü, bazı  kısıtlamaların hayatı koruduğunu ifade etti.
 
Koca, hayatta unutulmayacak bir tarih olan 10 Mart'ın üzerinden 8  haftanın geçtiğini dile getirdi.
 
"Salgın 21. yüzyılın tarihine geçecek"
 
198 ülkede hayatı tehdit eden, bugüne kadar 4 milyon 373 bin insanın  yakalandığı, 294 bin insanın ölümüne neden olan, ekonomisi çok güçlü, hayat  standardı yüksek ülkelerde toplumsal düzeni dize getiren böylesi bir salgın  hastalıkla mücadelede 8 haftanın kısa bir zaman olduğunu vurgulayan Koca,  sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bu salgının 21. yüzyılın tarihine geçecek, insanlığın hikayesinde  yeri olacak büyük bir olay olduğundan artık çok eminiz. Böylesi büyük bir  hadisede 8 haftalık bir mücadele uzun ve yorucu değildir. Her günü kritik, yarını  bugününden önemli bir mücadeledir. 8 hafta ortada büyük bir tehdit varken, insan  hayatında son derece kısa bir zamandır. 8 hafta süren kimi yoksunluklar, riske  rağmen kontrolü elden bırakmamıza yol açacak bir zaman değildir. Tedbirlere  uyarak geçirdiğimiz 8 haftadan sonra, riskli bir gün bile tabloyu değiştirebilir.  Daha ötesi, risk alınmış bir an bile, hayata, hayatlara mal olabilir.  Karıştığımız kalabalıktan, girdiğimiz bir kuyruktan salgın tekrar uç verebilir.  Tedbir, temkin, aklın seçeneğinden öte, artık aklın mecburiyetidir. Bu salgında  tek tek sizlerin sağlığından sorumluyum. Hastalarımızın tedavisi ve bulaşmanın  önlenmesindeki sorumluluk kadar, işin ciddiyetini söylemekle de yükümlüyüm."
 
Bakan Koca, koronavirüs salgınının 2. Dünya Savaşı'ndan sonra aynı  anda tüm dünyanın konusu olan ilk olay olduğunu aktardı.
 
"Koronavirüs küresel dünyanın küresel salgınıdır"
 
Salgının 2. Dünya Savaşı'ndan sonra aynı sebeple en çok insanın öldüğü  ilk küresel ölçekli olay olduğuna dikkati çeken Koca, şunları söyledi:
 
"Koronavirüs salgını, bugüne kadar aynı anda tüm kıtaları tutan ilk  salgındır. İnsanlık, daha önce aynı anda tüm dünyayı saran böylesi bir salgınla  karşılaşmamıştı. Koronavirüs, küresel dünyanın küresel salgınıdır. Salgın bizi  hareketi sınırlamaya, izole olmaya, daha az temasa, insanlarla aramıza fiziki  mesafe koymaya, kontrollü yaşamaya zorluyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre  dün dünyada toplam 82 bin 591 yeni vaka tespit edilmiştir. Salgının kazandığı  seyirde henüz bir değişiklik yok. Sadece Amerika'da dün 1630, İtalya'da ise 172  yeni ölüm oldu. Türkiye günlük koronavirüs tablosu ise dün, eski günlere göre çok  daha iyi bir tabloydu. İyileşen hasta sayımız, toplam hasta sayımızın yüzde  70’ine ulaştı. Rakam olarak söylersek 141 bin 475 hastamızdan 98 bin 889'u  sağlığına kavuştu. Günlük test kapasitemiz 50 bine ulaştığı halde, hastalığın  artık gerilemiş olması sebebiyle bu düzeyde test ihtiyacı doğmuyor. Yapılan  testlerde pozitiflik oranı ise düzenli olarak düşüyor."
 
Sağlık Bakanı Koca, Kovid-19'u düşündürecek şikayeti olanlara, pozitif  vakalarla teması olanlara, şüphelilere test yapılmasının bulaşma hızını  düşürdüğünü, yeni vaka sayısını azalttığını vurguladı.
 
Hastalığın toplum içinde bulaşma yollarının kesilmesinde,  uyguladıkları stratejinin büyük rol oynadığının altını çizen Koca, şöyle devam  etti:
 
"Bu strateji, yaygın tarama yerine filyasyon yönteminin tercih  edilmesiydi. Sayıları 6 bin 239'a ulaşan filyasyon ekiplerimiz, ilk vakadan  bugüne riskli, yani 1 hastayla teması olmuş 722 bin kişiye ulaştılar. Böylece,  virüs kapmış, kapmış olması muhtemel kişiler, kendileri bulaştırıcı olma  aşamasına gelmeden izole edildiler. Hastalığın yayılımını, kaynağından hareket ve  takiple kontrol altına aldık. Eğer bunu yapmamış, gelen hastaları tedaviye  odaklanmış olsaydık, hastalık vahim bir hızla yayılırdı. Fakat tedavinin tek  başına başarı sağlayamayacağı gibi, filyasyon da tek başına başarı sağlayamaz."
 
"İstikrarlı iyileşme"
 
Koca, 10 Mart'tan itibaren uygulanan filyasyonla, tedbir ve tedavinin  birbirini tamamladığını aktardı.
 
İzolasyon sayesinde riskin yönetildiğini, sosyal mesafe kuralıyla  virüsün önünün kesildiğini, maske kullanımıyla, solunum yoluyla bulaşan virüse  karşı ciddi önlem alındığını anlatan Koca, şunları kaydetti:
 
"Geçen haftaki buluşmamızda, vaka bazında, salgının Türkiye'deki  seyrini size kısaca özetlemiştim. 10 Mart'taki ilk vakayla başlayan süreçte,  hepimiz üzerimize düşeni yaptık, ilk 4 hafta içinde olayın seyrini 83 milyon  birlikte değiştirdik. 11 Nisanda 33 bin 170 kişiye test yapılmış, 5 bin 138 tanı  konmuştu. Vaka sayısının en yüksek olduğu tarih bu tarihti. 29 Nisan'da günlük  test sayısı 43 bin 498'e çıktı. Testteki artışa rağmen yeni hasta sayısı azaldı.  Salgının 5'inci haftasından itibaren istikrarlı bir iyileşme içindeyiz. Eğer,  rehavete yol açmasından korktuğum cümleyi tekrar kurmayı göze alırsam, şu anki  ama şu anki şartlarda, salgın kontrol altında."
 
 
Koca, geçen hafta olumlu net bilgiler ışığında, Türkiye'nin  koronavirüsle mücadelesinde birinci dönemini tamamladığını hatırlatarak, "Şimdi  mücadelemizin ikinci dönemindeyiz, ikinci dönemin ilk günlerindeyiz dedim. Tedbir  zorunludur, çünkü tehdit devam etmektedir. Başarı, ilk dönemde olduğu gibi, yine  tedbirlere bağlıdır. Tedbirsiz davranmak, tehdidin ortadan kalktığı yanılgısına  düşmektir. " değerlendirmesini yaptı.
 
"Virüse fırsat tanırsak 1 ay öncesine dönmek ihtimaldir"
 
Virüsü taşıyan insanların tamamının hastanelerde veya evde izolasyon  altında olduğunu düşünmenin tehlikeli olduğunun altını çizen Koca, "Virüs,  şimdilik tam bilemeyeceğimiz bir dönem boyunca, bu toplumda, aramızda varlığını  sürdürecektir. Virüs, dünyada hareket halinde olacaktır. Vuhan'daki ilk olay,  özellikle kentlerdeki hayat için bir milattır." ifadesini kullandı.
 
Son verilerin açıkça ortaya koyduğu gibi şu anda bir hafta öncekinden  çok daha iyi durumda olunduğuna işaret eden Koca, şöyle konuştu:
 
"Buna rağmen, bir hafta önce ne söylediysem tekrar ediyorum. Salgın  hastalıklar, fırsat tutkunudur. Virüse bu fırsatı tanırsak, 1 ay öncesine dönmek  ihtimal dahilindedir. Örnek olduğumuz dünyaya bu kez ders olabiliriz. İyi haber  olan her sayı yükselirken, kötü haber olan her sayı azalırken, güç bizdeyken buna  izin vermeyelim. Hastalıktan, ölümden korku doğaldır. Fakat korku, tehlikeyi,  riski yönetecek bir strateji değildir. Uyarılarımızın hiçbiri korkudan medet  ummuyor. Uyarılarımız, toplum olarak bir sağduyu örgütlenmesine işaret ediyor.  Uyarılarımız, ricalarımız, önerilerimiz, salgın karşısında davranışın akla  uygunluğu üzerinde duruyor."
 
"Kalabalığa tedbirsiz karışmak risktir"
 
Bazı gündelik hevesler ve tavizlerin "Bu kadar olsun," şeklinde  karşılanabileceğini ifade eden Koca, "Bir pandemi sürecindeyiz. Virüsten  korunmamızı sağlayacak kuralları askıya alarak alışveriş kuyruğuna girmek, pazar  yeri kalabalığına tedbirsiz karışmak risktir." uyarısında bulundu.
 
Koca, koronavirüs tedbirlerinden ödün vermenin, bir çikolatayla rejimi  bozmaya, çarpıntı yapacağını bile bile bir fincan kahve içmeye maalesef  benzemediğine işaret ederek, "Riskle hangi anda, hangi ortamda, kim vasıtasıyla  karşılaşacağımızı bilemeyiz. Çok sağlıklı, belki de hiç belirti göstermeyecek  biri size hastalık bulaştırabilir. Siz, virüsü ondan alıp, bünyesi zayıf birinin  hastalığına sebep olabilirsiniz. Dışarıya maskesiz çıkmak, maskeyi yarı açık  şekilde kullanmak sorumlulukla bağdaşmaz." dedi.
 
Mesafe kuralını çiğnemenin, virüsle araya hiç sınır koymamak demek  olduğunu dile getiren Koca, şunları söyledi:
 
"Geride bıraktığımız 8 haftadan, başarısı kanıtlanan stratejimizden,  Bilim Kurulumuz ve sağlık ordumuzla verdiğimiz mücadeleden, bizler tek tek tedbir  aldıkça 83 milyonun elde ettiği sonuçtan bahsettim. Bunlar asla eskimeyecek  sözlerdir. Bir kısmı endişe, bir kısmı somut tedbirlerle geçen 8 hafta, bizi  geleceğe bağlayan sağlam köprünün ayakları olmalıdır. Riskin ciddiyeti, olası bir  rehaveti pür dikkate çevirmelidir. 8 hafta, eğer istersek, ne güçlükleri  yeneceğimizin, korkuya kapılmadan riski yöneteceğimizin kanıtıdır."
 
 "Dünya, Vuhan öncesi dünya değil"
 
Bakan Koca, Türkiye'nin dünyadan önde ve mücadelenin ikinci döneminde  olduğunu belirterek, "Geldiğimiz nokta o kadar umut verici ki sanayi  bölgelerinde, çalışanların sağlığını korumak, bulaşmayı önlemek için test  laboratuvarları açıyoruz. İş yerlerine pandemi risk yönetimi için tedbirler,  kurallar geliştiriyoruz. Bakanlık olarak, yeni yaşamın gerektirdiği sağlık  standartlarını oluşturuyoruz. Hepimiz biliyoruz ki süreç, tipik bir normalleşme  değil. Eski günler tam olarak geri dönmüyor. Salgın, bir hayat biçimi getirdi ve  nelerin mümkün olabileceğini gösterdi. Bazı kısıtları nasıl aşabileceğimizi  öğrendik." diye konuştu.
 
Müzik gruplarının sahnede bir araya gelerek verdiği konserleri artık  her üyenin kendi bilgisayarından ayrı ayrı katılımıyla internet üzerinden  verdiğini, ilköğretimde uzaktan erişimle eğitimin alternatif model olabileceğinin  ortaya çıktığını aktaran Koca, "Büyük kurumların toplantıları video  konferanslarla yapılıyor. Hükümetler aynı şekilde toplanıp ülkelerine ilişkin  büyük kararlar alıyor. Bu dünya, Vuhan öncesi dünya değil. Yeni normaller,  yepyeni imkanlar keşfediyoruz. Yeni hayatı en iyi anlayacak olan gençlerdir.  Onların desteğine, fikirlerine çok ihtiyacımız var. Mevcut durumda kesin olan  şudur; salgını, tarihteki tüm salgınlar gibi yeneceğiz. Ama virüsle savaşırken  ondan yeni şeyler öğreneceğiz." dedi.
 
"Yeni hayatımızda kalabalık kuyruklar olmamalı"
 
 Tedbir kabiliyeti yüksek bir toplum olarak, yeni hayatın hızla  kurulması gerektiğine işaret eden Koca, şöyle konuştu:
 
 "Yeni hayatımızda kalabalık kuyruklar, AVM kalabalıkları, stadyum  kalabalıkları, pazar yeri kalabalıkları, üç kişinin yan yana oturduğu koltuklar,  tam kapasite çalışan asansörler olmamalıdır. Salgın sürecinde doğan, bu yeni,  tedbirli hayat tarzına Kontrollü Sosyal Hayat diyoruz. Bu üç kelime, Kontrollü  Sosyal Hayat, söylediklerimizin yalın ifadesidir. Kontrollü Sosyal Hayat,  hepimizin ortak katkılarıyla gelişecek, bir süreliğine geçerli bir yaşam  tarzıdır. Bu mücadelenin profesyonelleri, bakanlığımız, Bilim Kurulumuz, bizler,  Kontrollü Sosyal Hayatı, ikinci dönemin stratejisi olarak görmekteyiz. Kontrollü  Sosyal Hayat, toplumun iki tarafına sorumluluklar yüklüyor. Bir tarafta bireyler  var, sizler varsınız. Sizden beklenen, en temelde, maske ve sosyal mesafe  kurallarına bugüne kadar olduğundan çok daha sıkı şekilde uymanızdır."
 
Çalışmaların maskenin tek başına koruyucu olmadığını ortaya  çıkardığına dikkati çeken Koca, bilimsel gözlemler, maske ve mesafenin iki ayrı  tedbir gibi değil, tek ve birleşik tedbir gibi görülmesi gerektiğini ortaya  koyduğunu söyledi. ?
 
"Hayat Eve Sığar' kullanıcısı 10 milyona ulaştı"
 
Koca, birey olarak herkes için Kontrollü Sosyal Hayat'ın, özünde,  maske sosyal mesafe olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
 
"Kontrollü Sosyal Hayat, aynı zamanda, riskli ortamlardan uzak durmak,  günlük hayatımızı ise riski minimalimize edecek şekilde düzenlemek demektir.  Kontrollü Sosyal Hayat'ın size kesin olarak önerdiği şey, 'Bir şey olmaz'  cümlesinin üstünü çizmenizdir. Kontrollü sosyal hayatın başarıyla uygulanması,  toplumsal organizasyonun diğer tarafı diyeceğimiz kurumların katkılarına,  alacakları tedbirlere bağlıdır. Bu, sosyal alanın, salgın şartlarına göre yeniden  düzenlenmesiyle mümkün olacaktır."
 
Ulaşımda yeni bir oturma düzenine gidilmesinin kaçınılmaz göründüğünün  altını çizen Koca, büyük iş yerlerinin sağlık hizmeti alma konusunda daha fazla  ciddiyet göstermesi gerektiğini söyledi.
 
Sağlık Bakanı Koca, virüsün yayılmasına, bireyler için risk  oluşturmasına elverişli her ortamın, her sosyal alanın düzenlenmesinin kontrollü  sosyal hayat kapsamında olduğunu, kontrollü sosyal hayatın da bireyler için son  derece önemli bir kolaylaştırıcılığa sahip olduğunu belirtti.
 
"Hayat Eve Sığar"ın, kolaylaştırıcı, ücretsiz ve internetten kolayca  indirilebilecek mobil uygulamanın, olası riskler konusunda bilgilendirdiğini ve  riske karşı rehberlik yaptığını anlatan Koca, "Gitmek veya hizmet almak isteğiniz  bir yerde, bir ortamda eğer son 3 gün içinde pozitif tanı konuş bir ziyaretçi ya  da çalışan bulunmuşsa, mobil uygulama, yani risk rehberiniz sizi uyarıyor. Bugün  itibarıyla, kullanıcısı 10 milyonu bulmuştur." bilgisini verdi.
 
"Sosyal hayatımızı kontrol altına alırsak güzel günler göreceğiz"
 
Kontrollü Sosyal Hayat döneminin, tedbirlerin sadece bireysel olarak  değil, sosyal birliktelikle uygulanacağı bir dönem olduğunu bildiren Koca,  şunları kaydetti:
 
"Yerel yönetimlerden özel sektöre hayatın tüm taraflarına sorumluluk  düşmektedir. Bu döneme tam olarak girebilmiş değiliz. Geride bıraktığımız 8  hafta, eğer bugünlerde dikkatsiz davranırsak, gelecek için fazla anlam ifade  etmeyebilir. Bu 8 haftanın, pandemi şartlarında mücadele açısından kısa bir zaman  olduğunu tekrar hatırlatmalıyım.  
 
Hayatımızı mümkün olduğu kadar evde sürdürmeye çalışalım. Zorunluluk  yoksa dışarı çıkmayalım. İşimiz veya ihtiyaçlarımız için dışarı çıkmışsak  yoğunluğu en az yerleri tercih edelim. Maske ve mesafe kuralına mutlaka uyalım.  Bu tedbirleri esnetenleri veya risk yokmuş gibi davrananları uyaralım. Buna  hakkımız var. İş yerlerimizde ise sağlığımız için kurallara uygun ortam  oluşturulmasını talep etmeliyiz. Kurumlarımızı teşvik etmeliyiz, hatta  önerilerimizi geliştirmeliyiz. Kontrollü Sosyal Hayat, salgınla mücadelede,  sorumluluğun paylaşıldığı hayattır. Korona mücadelesinde, bu noktada sağlamamız  gereken şey, güçlü istikrardır. Hekimi, hemşiresi, hasta bakıcısı, yoğun bakım  teknisyeni, filyasyon ekibi ve diğer bütün üyeleriyle sağlık ordumuz bu istikrarı  güçlü şekilde gösteriyor."
 
Bilim Kurulu'nun tam bir yetkinlik içinde çalıştığını ifade eden Koca,  "Devlet kurumları bakanlığımızın geliştirdiği tedbirlere duyarlı. Mücadeleye  destek tam. Kazandığımız deneyimlerle şimdi işimizde daha titiz, daha atılganız.  Salgını kontrol altına aldık. Sosyal hayatımızı kontrol altına alırsak güzel  günler göreceğiz. Güzel, güneşli günler." dedi.
 
SORULAR
 
Yabancı turistlere yönelik bir tarama olacak mı?
 
Nasıl bir özellikle sezonun açılmasıyla tedbirlerin devam edebileceği ile ilgili plan yapıldı. Turizm Bakanlığımız ile geliştirdiğimiz yaklaşımlar oldu. bayramdan sonra kontrollü olmak kaydıyla yurtdışından gelişleri test yaparak götürme eğilimindeyiz. PCR testi ile bunları yapmak istiyoruz.
 
AVM'lerde dikkat çekici kalabalıklar, trafik yoğunluğu arttı. İkinci dalgayı tetikler mi? Vuhan'da da yeni vakalar olduğu iddiası var?
 
Maskenin ve 1.5 metre mesafenin ne kadar önemli olduğunun altını çizdim konuşmamda. Yer yer bu kurallara uyulmadığını görüyoruz. Bunların asla olmaması gerekiyor. Uymayanları uyarabiliriz. Bu toplumun genelini ilgilendiren bir salgın. Bu tedbirlere uyma konusunda gayret içinde olursak ikinci dalgayı önlemiş oluruz. Yoksa kaçınılmaz son öyle olur. Bu dönemin kontrollü bir sosyal hayat dönemi olduğunu, maske ve mesafe kuralını hepimiz bilmeli.  
 
Ramazan Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı olacak mı? Bağışıklık haritası...
 
Bağışıklık haritası için 150 bin kişinin kimler olduğu tespit edildi. PCR testini yapmak istiyoruz. PCR'a ilave antikor testini yapmak istiyoruz. Kişiler tespit edildi.  Dünyaya örnek olacak bir çalışma olacak. 
 
Aile sağlığı merkezlerinde çalışanlar için ek ödeme yapılacak mı?
 
Bununla ilgili ben özellikle Mart - Nisan - Mayıs aylarında ek ödeme yapılmaıs konusunda daha önce yapılabileceğini sömylemiştim. Yapılma noktaısnda bir çalışma içindeyiz. 
 
15 Haziran'da üniversiteler açılacak.
 
Haziran'da hem LGS, YKS'nin yapılıyor olması bir hareketliliğe sebep olacağını düşünüyoruz. Yüz yüze finallerin yapılacak olmasının kaygı yaratacağı izlenimi oluştu. Yüz yüze yapılmadan, olabildiğince online sınavların yapılması yaklaşımına YÖK de aynı günde karar vererek yüz yüze yapılmaması kararı alındı. 2019-20 için yüz yüze sınavlar olmayacak. 
 
Ramazan Bayramı'nda yasak olacak mı?
 
Bu bir hükümet kararı. Salgının seyri bunda etkili olacak. Şu anda Bilim Kurulu'nun gündemine gelmedi. Şu anda net bir durum yok. 
 
Camiler ne zaman ibadete açılacak? Muhalefetten pandemi hastanelerine eleştiri geldi?
 
Pandemi hastanelerinden bahsedeyim. Bu hastaneleri çok amaçlı ve kalıcı hastaneler olarak düşünüyoruz demiştim. Biz özellikle deprem için, afetler için, salgın için hastanelerimiz var mı? Yeri geldiğinde bu anlamda pisti ile deprem ve afet döneminde de sizin kullanabileceğiniz hastaneler olarak kullanılıyor olacak. Bunu sadece pandemi dönemi hastanesi olarak düşünmedik. Sağlık turizmi içinde kullanmak istiyoruz ve kullanabiliriz.
Camilerle ilgili doğrusu dünyada yer yer bazı uygulamaların olduğunu biliyoruz. Türkiye'de de salgının seyrine göre gündeme gelebilir. Bilim Kurulu'nda gündeme gelmedi. Önümüzdeki günler zannediyorum bu konu gündeme gelmiş olur. Tedbirli ve belli kuralları olmak kaydıyla hükümette gündem olmuş olur. 
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25