Âlem-i İslâm’a rahmet su gibi aksın,
BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ.
Evleriniz cennet kokusu gibi koksun,
BAYRAM OLSUN BAYRAMLARINIZ. (A. Karakoç)
Bayram küs olanların barıştığı dargınlığın, kırgınlığın ortadan kalktığı gündür.
Yüce yaratanın biz Müslümanlara birer hediyesidir bayramlar.Bayram günleri sevinmek, neşelenmek gerekir.
Hz. Ebu Bekir, kızı Âişe validemizin evine gidince, iki cariyenin tef çalıp oynadığını gördü. Ensar-ı kiramın kahramanlıklarını övüyor, destan söylüyorlardı.
Hz. Ebu Bekir, Resulullahın evinde böyle şey yapılmasının uygun olmayacağını bildirerek, onların susmalarını söyledi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Hz. Ebu Bekir’e
''Onlara mani olma!
Her kavmin bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır. Bayram, sevinç günleridir buyurdu.''
Bayram birliğin, beraberliğin, hoşgörünün, sevginin dostluğun, muhabbetin ve sıla-i Rahim-in adıdır.
Tabi şimdi benim yaşta olanlar veya yaşı benden büyük olanlar derinden bir ah çekip hani nerede o eski bayramlar?
Diye üzüntü duyacaklardır.
Gerçekten de öyle değil mi?
Nerede o eski bayramlar.
Arefe günü arafalık toplanır, Geceleri damlardan çepük asılırdı.
Sabah bayram namazı kılınır, ardından büyüklerimizin bizlere aldığı geceden yatağımızın başucunda sakladığımız yeni elbiseler giyilirdi.
Büyüklerin elleri öpülür harçlıklar alınırdı.
Sonra sokağımızdaki, mahallemizdeki ve köyümüzdeki evler bir, bir dolaşılır büyüklerin elleri öpülür hayır duaları alınırdı.
Kısacası sevginin, kardeşliğin ve muhabbetin doruğa çıktığı günlerdi o eski bayramlar.
Hele bayramdan önceki iki günün heyecanı daha bir başkaydı.
Köyde kamıştan yapılmış çepüklerimiz vardı.
Gece evlerin bacalarından salardık aşağı ev sahibi bayrama hazırladığı keklerden çöreklerden koyardı içine bir güzel karın doyururduk.
Gündüzden de mutlaka adettendi hamama arkadaşlarla gidip akşam berberde saçları yaptırmak.
Yapılan saçlar bozulmasın diye sabaha kadar yatılmazdı.
Hey gidi günler hey.
Nerede o eski bayramlar.
Deyim yerindeyse tadı tuzu bambaşkaydı.
Tebrik kartları önceden doldurulur şehir dışındaki eşe, dosta postalanırdı.
Şimdilerde bayramların adı kaldı.
Zamanla telefonla arayıp bayramını tebrik ederdik, şimdilerde sesleri de duymamak için mesaj çeker duruma geldik.
Telefonla aramakta mesaj atmaktan iyiydi aslında en azından ellerimizi muhabbetle bağlayıp sıkıca sarılamasakta seslerini duyar hal hatır sorardık eşimizin dostumuzun.
Şimdilerde sadece mesaj yazıp elli kişiye toptan yolluyor, eşin dostun sesini bile hatırlamıyoruz.
Teknoloji iyidir elbet ama bizleri örfümüzden, ananemizden ve değerlerimizden uzaklaştırdı.
Bütün bu değerlerden yoksun olarak şimdi yine bir bayram sevincini yaşıyoruz.
Ancak kim eski bayramlar kadar heyecanlı sevinçli olduğunu söyler.
Ya da söyleyenlerin sayısı bir elin parmak sayısını geçer mi?
Bilmiyorum.
Yeni nesiller artık bayram, seyran bilmez büyük, küçük tanımaz oldu.
Dünya da ve ülkemizde öyle hadiseler yaşanıyor ki
Bayram mı?
Seyran mı?
Anlamıyoruz.
Eğer bugüne bayram diyenler varsa sorarım onlara;
“Kenarı Dicle de kurt kapsa koyunu. Gelir adli ilahi Ömer den sorulur.”
Diyenlerin.
Haberleri yok mudur?
Kenarlarda kurtlar koyunları bıraktı artık insanları kapıyor.
Müslümanın eline diken batsa acısını yüreğinde hissetmeyen Müslümanım demesin. Fikriyatını benimseyen bir ecdadın torunları olarak yüreğimiz yanıyor.
Bayram gelmiş neyimize Filistin de, Suriye de, Somali de,Mısır da, Irak da Arakanda ve dünyanın her köşesinde Müslümanlar inim, inim inlerken nasıl bayram ederiz.
Dünya da zulüm arşa dayanmış.
Zalimler mazlumları ezerken nasıl bayram edelim.
Küffarlar Müslüman kız çocuklarına tecavüz ederken, Mazlumlar medet Ya Rabbi Al canımızıda bu namussuzluğu görmeyelim diye yalvarırken nasıl Bayram edelim?
Şerefsizler, namussuzluk, edepsizlik ahlaksızlık İslam ümmetini kuşatmışken nasıl Bayram edelim?
Emperyalist ve Siyonistlerin postalı altında Müslümnlar inim inim inlerken nasıl Bayram edelim?
Birileri bir dilim ekmeğe ve bir yudum suya muhtaçken biz israfda haddi aşmışken nasıl Bayram edelim?
Benim ülkemi yangın yerine çevirmeye çalışan bu kadar it kopuk ortalıkta dolaşırken nasıl Bayram edelim?
Bana ne,
Bize ne,
Ne halleri varsa görsünler diyen bizler nasıl bayram edeceğiz?
Yazarken dahi elim titriyor.
Yazarken dahi utanıyorum.
Yazarken dahi sıkılıyorum.
Ya Rabbim tuttuğumuz oruçları kabul buyur.
Her şeye rağmen cürmümüz ile senin rahmetine sığınarak senin kapına geliyoruz.
Hz. Peygamberimizin, Resul'u Nebinin öğrettiği dua ile sana yalvarıyoruz.
Sen Affedicisin ..
Affetmeyi seversin..
Bizi de affeyle.
Yüce Mevla’m bizler aciz ve günahkar kullarınız.
Bayramsa bayramımızı mübarek eyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.