Ülkemizdeki her şehrin mevsimsel özellikleri vardır.
Mesela; Antalya’nın sıcağı, Ankara’nın kuru ayazı ve bizimde varımız yoğumuz yaklaşık 7 ay hüküm süren ağır kışımız, karımız, buzumuz gibi.
Antalyalı sıcak havasını serinletemez. Ankaralı kuru ayazını nemlendiremez. Erzurumlu da karın yağmasını, buzun tutmasını engelleyemez.
Çünkü bütün bunlar tabi olaylardır.
Dünyanın var oluşundan yok oluşuna kadar mevsimlerde bir ters dönme gibi mucize yaşanmaz ise böyle devam edecektir.
İlimizde son yıllarda yapılan baraj ve göletler şehrin havasını bir nebzede olsa yumuşatsa da ağır kış şartlarını değiştiremeyeceği aşikârdır.
Şimdi başlık olarak kullandığım beceremiyoruz meselesine gelecek olursak.
Yukarıda da yazdığım gibi bu şehrin hava şartlarını değiştirmek mümkün değildir.
Ama yağan karı, tutan buzu insanlar zarar görmeden kaldırmak mümkündür.
Gelin görün ki bu iş bir türlü beceremiyoruz.
Geçmiş yıllara nazaran bu yıl kış hem erken geldi, hem de dedelerimizin bizlere anlattığı o eski kış şartları hüküm sürmektedir.
Kar her yılkinden daha çok yağdı. Hava her yılkinden daha soğuk oldu.
Ancak eğer bu şehirde yaşamayı kabullendiysek.
Karın bazen az bazen çok yağacağı gerçeğini iyi bilmemiz ona göre de tedbirler almamız gerekmektedir.
Sözün özü Erzurum da ikamet ediyorsanız,
Kar, kış, soğuk olmazsa olmazlarımızdandır.
Geçenlerde kamerayı mikrofonu alıp bu şehrin en işlek caddesi olan Cumhuriyet caddesinde vatandaşlarımıza bir soru sordum.
KAR; ERZURUM’DA KAR MIDIR? ZARAR MIDIR?
Bu soruyu yaşları 70 ile 18 arasında değişen tam 20 kişiye sordum.
16 kişi elbette Erzurum da kar kardır dedi.
Sebebini sordum.
60 yaşına kadar köy de yaşamış sonra şehirdeki evladının yanında hayatını sürdüren Dedemiz, Oğul dedi elbette kar kardır.
Çünkü kar yağmaz ise arazi suyunu almaz o zamanda sizler bilmezsiniz biz o günleri gördük kıtlık olur.
Ogünler zor günlerdi. O yüzden mutlaka kar çok yağmalıdır. Dedi.
18’lik delikanlıya sordum
Ağabeyi kar elbette bu şehir için kardır. Sebebini sordum. Çünkü kar yağacak ki Palandökene çıkalım kayak yapalım, eğlenelim, stres atalım. Dedi.
Esnaflık yapan birkaç kişiye sordum.
Kar mutlaka yağsın. Devlet baba bu şehre o kadar yatırım yaptı. Atlama kulelerimiz devasa kış spor tesislerimiz var.
Bunlar için turistler gelirde, belki bizlerde bir şeyler satıp üç beş kuruş kazanırız.
Ama şuana para hiç kazanamadık.
Çünkü turist dağdan şehre indirilmiyor. Ama yinede kar yağsın belki bir gün iner. Dediler.
Bunlar hali vakti yerinde kişilerden olan toplam 16 kişi olup karın Erzurum da Kar olduğunu söylediler.
Kalan dört kişi ise kırk kanaat geçinen garibanlardı.
Bunlar da; Ağabeyi kurban olayım. Keşke hiç kar yağmasa çünkü aldığımız asgari ücret odun, kömür parası verecek durumumuz yok.
Doğalgaz ateş parası halimiz harap. O yüzden dua ediyoruz kar hiç yağmasın.
Dediler.
Sonra bu soruyu kendime sordum.
Ben köylü için karın yağması evet kardır.
Şehirde ise işini yürüten, arabasının tekerini döndürenler için kar kardır.
Fakir fukara kırk kanaat geçinenler için ise zarardır.
Bu soruyu geçmiş zamanlarda Belediye Başkanlarımıza çok sormuşumdur.
O yılarda Belediyelerin imkânları yoktu.
O yüzden başkanlarımız ellerini ovuşturarak keşke yağmasa derdiler.
Çünkü Belediyenin karı kaldıracak ne parkında aracı nede araç da kullanacak mazot, benzini vardı. Bu yüzden onlarda yağmasın dediklerinde haklı idiler.
Şu anki Belediye Başkanlarımıza sormadım.
Sorsam ne derler bilmem ama eski Belediye bütçelerine, araç parklarına bakıyorum birde şimdiki bütçe ve araç gereçlere bakıyorum arada Palandöken dağı kadar fark görüyorum.
Ve görüyorum ki şimdiki Başkanlar çok şanslı kasada para var. Araç parkı yenilenmiş benzin, mazot derdi ise hiç yok.
O zaman diyorum ki;
Un var. Su var. Toz var. Mutfak var. Yanan fırın var.
Ama helvayı pişirmeyi bir türlü beceremiyoruz.
Tabi ben burada başkanları suçlamak istemiyorum.
Ama Sayın Başkanlarımızın arkasında yürüyen ekiplerin adımlarında sıkıntı olduğu kanaatindeyim.
Başkanlar koşarken ekipler arkadan sadece yürürlerse bu maraton da hedefe ulaşmak zor olur.
Çarkın dönmesi için bütün dişlilerin aynı anda hareket etmesi lazımdır.
Yoksa o çark dönmez bilye dağıtır.
Araç parkı yeterli olmasa bile diğer kamu kurum ve kuruluşlarından temin edilebilir.
Burada açıkça görünen bir sıkıntı var ki oda bu konuda halkın beklentilere tam olarak cevap verilemiyor.
Sonuç olarak Belediyelerimizin özellikle kentsel dönüşümde elde ettikleri başarıyı şu kar temizleme işinde de başarmalarını temenni ediyorum.
Bu işin söylenmesi, yazılması bize aksayan ayağını bulup tamir etme işi de Başkanlarımıza kalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.