• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • Erzurum 7 °C
  • İstanbul 3 °C
  • Ankara 1 °C

BEĞENMEYE BEĞENMEYE BEĞENİLMEZ OLURUZ

Vahdet Nafiz Aksu
Yerli otomobilin Gebze'de yapılan tanıtım törenini ben de televizyondan izledim. 
Yıllar önce aldığım ilk arabamın rengi kırmızı idi. Otomobil ve kravata kırmızıyı pek yakıştırırım, belki bunun da tesiriyle kırmızı modeli göstererek şöyle dedim yanımdakilere: “ Daha ne olsun, hem yerli, hem güzel, üstelik kırmızı!” 
 
Yerli otomobil konusundaki hissiyatımı sosyal medyadan yaptığım şu paylaşım tam olarak yansıtıyor: “İl bizim, yol bizim, otomobil bizim! Bu gurur hepimizin!”
 
Evet, dünyadaki emsallerini aratmayan o güzelim otoyollarda, yurdu ağ gibi saran duble yollarda direksiyonu bile bizim olmayan araçlarla yolculuk ederken hep hayıflanmışımdır: “Bu yolları inşa eden Türk zekâsı ne zaman kendi otomobilini üretecek?” 
 
Aynı buruk hüznü her uçağa binişimde de derinden hissederim. Tarihini hatırlamıyorum, bir gazetede “Türkiye Yılda 10 Bin Adet Yerli Uçak Koltuğu Üretecek” diye bir haber okuyunca pek sevinmiş, sonra da “Acaba ömrümüz kendi uçağımızı ürettiğimiz günleri görmeye yetecek mi?” diye içimden geçirmiştim. 
 
Epey zaman evvel hane halkını, derin bir üzüntüme şu cümlelerle ortak etmiştim:  
 
“Biliyor musunuz aslında biz büyük birkaç yabancı şirketin ücretli elemanları gibiyiz. Arabamız için ayda şu kadar, üçümüzde bulunan cep telefonları için şu kadar, birkaç ev eşyası için de şu miktar taksit ödüyoruz düzenli olarak. Bu da şu demek, bizim kredi kartlarımızdan çatır çatır kesilen önemli bir miktar, döviz olarak dev küresel şirketlerin hesabına geçiyor her ay. Yani  küçük bir aile olarak biz ve nüfusumuzun büyük bir çoğunluğu bu markalar için alın teri döküyoruz.” 
 
Yerli otomobil törenini izlerken zihnim böyle yumruklar attı aklıma, yeni hayaller düşürdü gönlüme. 
 
Yakın bir gelecekte böyle görkemli bir törenle yüzde yüz yerli, amma küresel ölçekte iddialı cep telefonunu tanıtsak. Kısa sürede de piyasaya sürsek. Elli milyon çılgın tüketicinin kredi kartından küresel peşin vergi gibi yurt dışına akıp giden milyarlarca doları ithalat canavarından kurtarsak. 
 
Büyük milletlerin hayalleri hudut tanımaz. Artık kızıl elmamızın istikamet göstergesi bilim ve teknolojiyi gösteriyor. 
 
Mümkünatı yok mudur? Olmaz olur mu? 
Bütün dünya hayal kurar, o hayalleri ancak güç, şans, imkâna sahip olanlar gerçekleştirebilir.
 
Biz de çok ileri adımlar attık çok şükür bu uzun yolda. Özellikle Savunma Sanayii'nde yaşanan gelişmeler, yerli ve millî firmaların göz kamaştıran ürün ve projeleri gurur verici. 
 
İstemezükçü kafalarla büyük okyanuslara yelken açılamaz, geleceğin ufuklarına kanat çırpılamaz. 
 
Her milli başarıda gönülleri kıskançlık mengenesinde sıkışıp, yürekleri ecnebilerden çok daralanlara; ipekböceği gibi kendi hayalsizlik, umutsuzluk, vizyonsuzluk hapishanesinin mimarı olan bahtsızlara kızmıyorum bile, sadece acıyorum. 
 
Güzel işleri, milletin hayrına olan projeleri alkışlayalım, çünkü alkış duadan sonra ellere en çok yakışan eylemdir.  
 
Beğenelim beğenilmeye layık olanı. Beğenmeye beğenmeye beğenilmez hale geliriz çünkü. 
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25