Sırtımı yasladığım Palandökenden, mertliğin, yiğitliğin simgesi Mevla’ya emanet güzel şehir Erzurum’dan ayrılalı bir ay oldu.
Her uyandığımda Palandökeni görememek zor olsa da memleketi seccade bilip gurbeti dert edinmedim.
Bize her yer Erzurum dese de dilimiz itiraf edeyim ki;
Erzurum da olmak o daracık sokaklarında yürümek bakışı soğuk yüreği sıcak olan dadaşların yanında olamamak elbette ki insanın içini acıtıyor.
Ömrünün kırk yılını Erzurum da geçirmiş bir insan olarak elbette ki ayrılık zor geliyor.
Ama inanın Erzurumlu olarak başka illerde yaşamak çok ayrıcalıklı bir durum.
Şimdilerde gerçekten her nereye gidiyorsam bir saygınlık, bir hürmet, bir başka ilgi, bir başka alaka görüyorum buralarda.
Bu durumu sadece benim şahsımla alakalı olmayan büründüğüm dadaşlık kisvesinin bana kattığı bir durum olarak görüyorum.
Gördüğüm bu ilgi ve alaka beni çok mutlu ediyor.
Hal böyle olunca insan kendisinin ve doğup büyüdüğü Erzurum’un kıymetini bu uzak diyarlarda daha iyi anlıyor.
Ve diyorum ki ne mutlu ki ben bir dadaşım ne mutlu ki ben Erzurumluyum.
Tam bir aydır bulunduğum Akdeniz’in incisi Antalya ilinde gerçekten şehirleşme adına birçok güzelliklerin yapıldığını iyi bir şekilde gözlemlemeye çalışıyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse buralar da insanlara sunulan hizmetleri görünce benim doğup büyüdüğüm şehrimde neden yok?
Neden yapılmamış?
Diye üzülüyorum.
Elbette ki şehri Erzurum’a son yıllarda büyük yatırımlar yapıldı.
Ancak buralardaki hizmetlerin yanında geride kalmışlığımız aşikârdır.
Bunların en başında şehrimizin en basit sorunu olan temizlik sorunu maalesef ki henüz çözülmüş değildir.
Yerel yönetimlerimiz bunu çözmek için çok çalışıyor, biliyorum amma inanın buradaki cadde ve sokakların durumunu görünce şehrimizin bu konuda geri kalmışlığını gözlemliyorum.
İnanın sadece bu durum bile şehrimizin geri kalmışlığının en ufak göstergesidir.
Bu ve benzeri durumları görünce kendi kendime kâğıdı kalemi alıp bir Erzurum düşledim.
Ve dedim ki,
Bir Erzurum düşlüyorum;
Cadde ve sokakları pırıl, pırıl çöp bidonlarının etrafı ter temiz, yolları köstebek yuvası olmayan.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Kahvehaneleri işsizlikten bunalmış fidan gibi gençlerle dolu olmayan.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Fabrikaların parmakla sayılmadığı bacalarının püfür, püfür tüttüğü.
Bir Erzurum düşlüyorum;
İşverenlerin işsiz genç yok mu diye sokak, sokak dolaştığı.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Çarpık yapılaşmanın olmadığı, gecekondu semtlerinin ortadan kalktığı mimari, estetik açıdan düzgün yapılaşmış.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Ulaşım sorununun halledildiği, dolmuşlarına yirmi, otuz kişinin üst üste bindirilmediği.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Yoksulluğun ve yolsuzluğun adının bile anılmadığı.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Parklarının, yeşil alanlarının ve sosyal donatı alanlarının plan değişikliği yapılarak üç kuruşa satılmadığı.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Seçilmişleri ile atanmışları, iktidarı ile muhalefeti ile kol kola gezen.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Halkla iç içe olan vatandaşa siyah makam araçlarının siyah camlarından bakmayan siyasetçilerinin bolca olduğu.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Yazdıkları ve konuştukları ile ülkemiz de ses getirecek maddi, manevi güce sahip basın mensupları ile dolu.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Siyasetçisine ve bürokratına sahip çıkan kendi evlatlarının kolunu, kanadını kırmaya çalışmayan bir basın anlayışına sahip.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Eskiden olduğu gibi yeni nesillerinin de ahlak ve maneviyatın abidesi olan.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Gece yatağa aç giren garibanların, fakir ve fukaranın olmadığı.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Eğitim seviyesi ile Türkiye de ilk sıralarda yer alan.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Kendi sanatçısına, kendi bürokratına ve kendi öz evlatlarına Türkiye’ nin neresinde olursa olsun sahip çıkan.
Bir Erzurum düşlüyorum;
Sevgili İbrahim Erkal’ın türkülerinde dile getirdiği öz evlatlarına uzak olmayan.
Bir Erzurum spor düşlüyorum;
Süper ligde oynadığı futbol ile tüm Türkiye’deki Dadaşların gurur kaynağı olan,
Çok mu istiyorum?
Bu şehir bütün bunlara layık değil mi?
Sevgili Dadaşlar.
İnanın bu yazdıklarım istenince kısa bir zaman dilimin de çözülebilecek, yapılabilecek işler.
Yeter ki isteyelim.
Yeter ki istemesini bilelim.
Artık yolsuzluk, yoksulluk ve benzeri olumsuz haberlerin hiç birisi Erzurum ismine yakışmıyor.
Umuyorum ki en kısa zaman da bütün sorunlarından arınmış düşlerini kurduğum o Erzurum’u görmeyi yüce Mevla’m bizlere nasip eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.