Isparta’nın Sav Kasabası’nda “hayır bahçesi” diye bir yer var. İsminden de anlaşılacağı gibi çilekten kiraza, elmadan hurmaya, eriğe kadar çeşitli meyvelerin bulunduğu bu bahçede yemek te serbest alıp götürmek te…
Sav Belediye Başkanı Şakir İpekçi ile birlikte “Para yerine duanın geçerli olduğu” bahçe sahibi İbrahim Çakmakçı’ya biz de misafir olduk.
İbrahim Çakmakçı (79) abinin cömertliği herkese kısmet olmuyor tabii.
Öyle zenginler var ki, yaşantılarına baktığınızda “yardıma muhtaç” biri sanırsınız. Yemez yedirmez, giymez giydirmez…
Sonra bu dünyadan göçtüğünde biriktirdiği mallarını çocukları, torunları, damat ve gelinleri har vurup harman savururlar…
Dedik ya, hayır hasenat herkese kısmet olmuyor.
İbrahim Çakmakçı abimiz ise çeyrek asırdan beri bahçesini halka açmış…
BAHÇEDE BAYRAMLAR DÜZENLENİYOR
İbrahim abi, hayır bahçesinin öyküsünü anlatırken şunları söylüyor:
“Asıl işim sıvacılık. Emekli olduktan sonra baktım evim var, 5 bin metrekarelik bahçem var, çoluk çocuğu evlendirdim, hanımla kaldık başbaşa...
Dedim ki, Yüce Rabbim bize bunları kısmet etti biz de bundan sonra bahçemizde yetişen meyveleri kısmeti onlara ikram edelim.
1995 yılından beri bahçemiz halka açık. Sadece Ispartalılara değil Türkiye’nin neresinden gelirle gelsinler herkes istediği şekilde meyvesini toplar ve istedikleri kadar da alıp götürürler…”
İbrahim abinin bahçesine gittiğimizde çilek mevsimi olduğu için biz çilek topladık. Haziran ayının sonuna doğru kiraz hasadı başlıyor. Kasım ayında ise misafirlere “cennet meyvesi” diye bilinen hurma ikramında bulunuluyor.
Hayırsever İbrahim abi, hasat dönemlerinde ayrıca bayramlar düzenliyor. Kiraz ve hurma bayramlarında düzenlenen bayramlarda yaklaşık bin kişi ağırlanıyormuş. Yılda 2 ya da 3 defa düzenlenen bayramlarda konuklara meyvenin yanı sıra yemek ikram ediliyormuş…
İbrahim abi, hem bahçesine ekiyor hem de ahiretine!
Bahçesinde biçtiklerini halka ikram ederek dua alıyor. Aldığı duaların karşılığını ise Allah (CC)’tan bekliyor…
Bahçenin içinde bir de iki katlı ev var ama İbrahim abi burada kalmıyor. Boş bulunup, “Abi sen toprakla oynamayı seviyorsun da peki hanımın toprakla uğraşmayı seviyor mu?” şeklinde bir soru sorduk.
Meğerse hanımı 15 yıl kadar önce vefat etmiş.
“O, 15 yıldan beri toprakta” dedi hüzünlü bir ifadeyle…
Allah rahmet eylesin, onun da emeği geçmiştir haliyle. Dolayısıyla bu hayır hasenattan onun da sebeplendiğine inanıyoruz…
Dedik ya, kısmet değilse insan ne kadar zengin olursa olsun eli cebine gitmiyor işte.
Kefenin cebinin olmadığını bile bile paralarını harcamayıp saklayanların aklına şaşmak lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.