Haziran 2011'de Milli Görüş Oyları Nereye başlıklı bir yazıyı kaleme almıştım.
Yazıda, milli görüş davasının lideri merhum Erbakan'dan sonra, ne olacağı ile ilgili görüşlerimi ifade etmiştim.
Bu yazıdan gocunan sözüm ona kendini milli görüşçüyüm zanneden, bazı zevatlar tarafından adeta linç edilmeye çalışıldım.
Bu zevatlar yüzüme konuşmaya cesaret edemedikleri için arkamdan aileme ve çocuklarıma varıncaya kadar küfür etmişlerdir.
Tabi kötü söz sahibinindir.
Felsefesini benimsediğim için bu ahlak dışı küfürlerden hiç gocunmadım.
Çünkü herkes süt’üne, mayasına yakışanı yapar.
O yüzden rahatım.
Bu meselede iddiam devam ediyor ve tekrar yazıyorum.
Milli görüş davası, Erbakan hocanın Rahmeti Rahmana kavuşması ile Fatih camisinin musalla taşında son bulmuştur.
Özellikle hocanın cenaze töreninde oğlunun sergilemiş olduğu hal ve hareketleri görünce bu işin bittiğine o gün inanmıştım.
Cenaze törenine bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanı, Milletvekili ve çeşitli ülkelerin Devlet başkanları katılmıştı.
Fatih Erbakan’ın o gün acısını yaşamak, Muhterem hocanın oğluna yakışan vakur duruşunu sergilemek yerine, çıktığı kürsüde ‘’hocaya sadakat şerefimizdir.’’
Sloganı atması hiç hoş olmayan bir davranıştı.
O gün slogan atılacak gün değildi.
Fakat bunu garipsememek lazım.
Her evlat babanın izinden gitmiyor.
Gitseydi Hz Nuh'un oğlu babasını dinler tufandan kurtulurdu.
Evet, geçmişte hocayla yola çıkanlar ayrılarak başka bir parti kurmuş olabilirler.
Buna saygı göstermek lazımdır.
Sonuçta parti din değildir.
Kaldı ki yıllarca milli görüş davasının içinde hocanın gölgesinde dolaşan bazı fertler heybelerini az doldurmadılar
Üstelik o gün heybelerini doldurdukları yetmediği gibi hoca merhum olduktan sonrada ‘’Efendim hoca cihat için toplanan paraları hesabına geçirdi.’’ diye iftirada bulundular.
Ben bu davanın bu şahıslar tarafından temsil edilemeyeceğini o gün gördüğüm için bu dava bitti dedim.
Diğer taraftan Saadet partisinden çatal, bıçak ve küfürlerle kovulan Numan KURTULMUŞ'UN bu davaya sahip çıkacağını bu davayı merhum Erbakan'dan sonra yeniden filizlendireceğini düşünüyordum.
Ama zamanla gördüm ki Numan Bey değil milli görüşü, milli görüşün ‘’M'’ sini bile ağzına almadı.
Bu partide de kenar da gezenler ortada bulunmaya devam ediyorlardı.
Seçim vakti gelince Amerika’ya gidenler.
Numan Bey Erzurum’a gelince sağında solunda yer aldılar.
Numan Bey de kendi milletvekili adayları kapı eşiğinde ayakta beklerken maalesef bu insanları sağına ve soluna oturttu.
Bu siyasi hareketinin de yanlış yolda olduğunu o gün gördüm.
Şimdi yine bana küfür eden bazı zavallılar olacaktır.
Ama tekrar ediyorum.
Kötü söz sahibindir.
Milli görüş davasının temsilcisi ne uzun saçlı ve jöleli artistler.
Ne Has parti, Nede Numan Kurtulmuştur.
Milli görüş davası hak davası idi
Bu davanın lideri de merhum Erbakan idi.
Şimdi Numan Bey Ak partiye geçmiş, Has partide kalmış çok da önemli değil.
Ak Parti’ye geçmesi hayır mı yoksa şer mi onu da ben bilmem.
Bu konuda sadece bir hadisi şerif-i bilirim.
Peygamberimiz (S.A.V) buyuruyor ki;
‘'Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır.’'
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.