Bu sabah Erzurumlu selalarla uyandı!

Bu sabah Erzurumlu selalarla uyandı.

On binler Ecdatla buluştu.

Tabyalara yürüdü Erzurumlu.

Ellerinde Türk Bayrakları ile muhteşem bir görüntü vardı bugün Erzurum’da.

*

Sabah namazı sonrası Erzurum’da bütün camilerde selalar verildi.

Tıpkı 135 yıl öncesini hatırlatır gibiydi.

‘Ey Erzurumlular! Ey ahali! Moskof, Aziziye’yi bastı. Allah’ını seven, eli silah tutan herkes, askerlerimizin yardımına koşsun! Vatanını seven yetişsin’!

İşte bu bilinçteydi bu sabah Erzurumlu.

O ruh ile yürüdü Ecdada…

*

Çok ders vardı aslında bu yürüyüşte.

Yaşlısı, genci kadını çocuğu ve herkes katıldı o yürüyüşe.

İnsanlar oraya sabahın erken saatinde piknik yapmaya gitmedi.

Onları o saatte oraya diken neydi acaba?

Bence Türk Milleti’nin o yüksek ruhu vardı.

Vatan sevgisi,

Bayrak aşkı,

Şahadet inancı okunuyordu insanların gözlerinden.

*

Çanakkale’deki birlik ve beraberlik vardı.

Şu, bu ayrımı yoktu.

Herkes kol kola girmişti.

Kardeşlik vardı.

Sessizlik hakimdi.

Sadelik vardı.

Türk Bayrağı’nın altında yürüyen binlerce vatan evladı vardı.

Elleri göğe yükselen,

Ağızlardan tek bir ses çıkıyordu;

Yapılan duaya ‘Amin’ vardı.

*

Bence açılım bu.

Açılım Türk Bayrağı altında toplanmaktır.

İslam şemsiyesi altına girmektir.

Tek Vatan, Tek Millet, Tek Bayrak anlayışıyla yaşamaktır.

Gerisi hikayedir,

Safsatadır,

Birilerini kandırmaktır.

Aldatmaktır…

*

O gün gavur Moskof neyse,

O gün gavur ABD; İngiliz, Alman, Fransız, İtalyan neyse bugünde odur.

Onların bütün çabaları bu büyük Türk Milleti’ni bölmek ve parçalamaktır.

Yedi düvelle savaşan ecdadın bizlere bıraktığı bu aziz vatanı yaşanır olmaktan çıkarmaktır.

Herkes uyanık olmalı.

‘Size devlet kuruyoruz’ hikayedir.

Ortadoğu’da kurulması istenen bir Kürt Devleti değil, İsrail’in söz sahibi olduğu bir devlet yapısıdır.

Çanakkale’de,

Aziziye’de aynı cephede şehit oldunuz.

Etle tırnak gibisiniz,

Aynı Bayrak altında rahatça yaşıyorsunuz,

Vatanınız bir,

Bayrağınız bir,

Allah’ınız bir,

Peygamberiniz bir,

Kitabınız bir…

Bu hep böyle oldu.

Bu ülkede başbakan olundu,

Milletvekili, genel müdür, mühendis, memur, işadamı, öğretmen, doktor olundu.

Türkiye’nin bir ucundan öteki ucuna kadar kimse vize uygulamadı.

Dilini konuştun,

Örfünle,

Adetinle de yaşadın.

Kim ne dedi arkadaş!...

Arkadan gelen seslere kulak verme,

Arkadan gelen sesler bu büyük milleti tuzağa düşürmeye çalışıyor.

Gör artık bu gerçekleri!

*

Erzurum’daki bu sabah ki ruh,

İnanıyorum ki Diyarbakır’da da var,

Şırnakta’da…

Yapılacak tek şey herkesi huzura kavuşturacaktır.

Sadece tek şey!

Türk Bayrağına sarılmak,

Diyarbakır’ın,

Şırnak’ın,

Güneydoğu’nun bütün şehirlerinde, o şehirlerin meydanlarını Türk Bayrakları ile donatmaktır.

Ben bir ilerisini daha söyleyeyim,

Silahıyla,

Namlusuyla seni tehdit eden,

Senin gözünün kurdunu kırmaya çalışan o PKK var ya,

Sen Eline Türk Bayrağını alıp, on binlerce insan şehrin meydanına inse, bütün sorun ortadan kalkar.

Maşa olmuş PKK dahil, başta söylediğimiz o gavurlar milletler tırsarlar.

*

Erzurum örnek olsun,

Erzurum’da galebe çalan o yüksek ruh bu milletin hepsinde var.

Yani herkeste var.

Sadece bir kıvılcım yeter bu ruhu göstermeye.

Kıvılcım Türk Bayrağın olsun,

Hiçbir şekilde huzur bulamayacağın,

Huzur içinde yaşadığın bu vatan olsun!

*

‘Bir şimşek çakıyor, yine bir şimşek
Çakıyor Erzurum tabyalarından.
Dizilmiş nağmeler, nineler tek tek,
Bakıyor Erzurum tabyalarından.

Yediden yetmişe tek vücut tek can,
Erzurum bir sevdâ, Erzurum vatan...
Taptaze bir yara gibi o kan,
Akıyor Erzurum tabyalarından.’

Başka söze de gerek yok!