Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen organize terör saldırısında 49 kardeşimizin şehit düşmesiyle sarsıldık.
Hele o minik meleklerin can yakan, gönlü kederle dolduran fotoğrafları… Dayanılır gibi değil.
Gazze'de, Güneydoğumuzda, Suriye’de ve zulmün kara bulutlar gibi mazlumların üstüne çöktüğü daha nice coğrafyada tanık olduğumuz yüz kızartıcı manzaraların ne yazık ki sonu gelmiyor.
Kanlı kara terör, ocaklar söndürmeye, canlar yakmaya devam ediyor; vicdanı felç, gözü şaşı dünya, duyarsızca seyrediyor bu vahşeti.
Daha doğrusu, işin ucu kendine dokunursa ayağa kalkıyor da, kurban Müslüman olunca söyleyen dilleri söylemez, gören gözleri görmez oluveriyor.
Hâlbuki terör nereden, kimden gelirse gelsin, insanlık suçudur ve insanlığın müşterek lanetine muhatap olmadıkça can yakmaya devam edecektir.
*
Bir kitaptan not ettiğim şu hadiseyi size de hatırlatmak isterim.
*
Çalıştığı kafeden geç saate çıkan bir kız sokakta saldırıya uğrar.
Saldırgan, genç kızı bıçaklar, acı içinde feryat eden zavallı, ağır yaralanıp yere düşer.
Kızın bağırması üzerine kaçan saldırgan 10 dakika sonra geri dönüp ölmek üzere olan kurbana tecavüz eder.
Olaydan sonra yakalanan saldırganın ifadesi şöyledir:
"Komşuların bizi gördüğünü fark ettim, çekip gidecektim, ama hepsi korku içinde pencerelerini kapattılar ve uyumaya gittiler, ben de rahatça işimi gördüm."
*
1964'te Amerika'da meydana gelen bu cinayet, 28 yaşındaki Kitty Genovese'nin değil, "insanlığın da öldüğü" günlerden biri olarak kayda geçecektir...
*
İslam coğrafyasının muhatap olduğu sayısız mezalime doğrudan sebep olanların dışında, çok sık tekrarlanan kanlı terör olaylarına şahit olduklarında “büyük bir kayıtsızlık içinde pencerelerini kapatıp uyumaya giden” devlet adamları da insanlık suçu işleyen mücrim ve zavallılar olarak tarihe geçiyorlar.
Temennimiz, bu tür olaylar karşısında derin üzüntü duyan, anlamlı tepkiler veren her milletten vicdan sahibi, merhametli insanların sayılarının artması.
*
Bin bir dertle ölüme yatan insanlığın dirilişi, sevgi ve barış medeniyetinin yeniden inşasıyla mümkün olabilecektir. O mutlu gün, Türk Milleti’nin Kızılelma’ya ulaştığı gündür, bir gün, ama mutlaka…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.