Merkez Yakutiye ilçesindeki CHP il binasında beraberinde CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin, CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ile birlikte basın açıklaması yapan Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "Karar vermek için 16 Nisan'da sandığa gideceğiz. Bir kere şöyle bir düşünelim. Türkiye'de terör, ekonomik sorun ve dış politikada ciddi açmazlarımız varken, sorunlar yumağı içindeyken neden önümüze birden böyle bir anayasa değişikliği gündeme geldi. Sayın Bahçeli, 'Fiili durumu, hukuki duruma çevirmeliyiz' dedi ve süreç başladı. Ondan sonra iki siyasi parti bir araya geldi ve ısmarlama bir anayasa hazırladı. Bu 11 gün komisyon, 7 gün de genel kurulda kabul mü, değil mi? Bir anayasadan bahsediyoruz. Bir kanun maddesinden, bir iş kanunundan veya bir tarım kanunundan bahsetmiyoruz. Bir temel yasadan bahsediyoruz. Daha komisyon aşamasında 21 madde olan bu anayasa değişikliğinin 3 maddesi komisyon aşamasında geri çekildi. O zaman ilk komisyona geldiğinde bu anaysa taslağı komisyon başkanı ve oradaki iktidar milletvekilleri çok harika, kusursuz ve mükemmel bir anayasa yaptıklarını söylemişlerdi. Ama ilk 3 maddesi komisyon aşamasından gitti. Yani 20'ye yakını gitti. Emin olun eğer genel kurulda mecliste tartışılırken demokratik bir ortam olsaydı gerçekten bu anayasa değişikliği ile ilgili maddeler daha olumlu ortamda tartışılabilseydi birçok maddesi de giderdi. Çünkü sadece yapanlar biliyor onu. İktidar milletvekillerinin hiçbirinin doğru, dürüst bundan haberi yoktu. Beyaz kağıda imza atmışlardı o kadar. Bir kısmı pişmanlık içinde, 'Ne yapacağız' diyor. Bir kısmı da öğrendiği kadarıyla anlatmaya çalışıyor" diye konuştu.
'GENEL BAŞKANIN BİR DİL SÜRÇMESİ'
Cumhurbaşkanından, Milletvekiline, il ve ilçe başkanlarına kadar şu anda anayasadaki değişikliği, referandumda neyin oylanacağını anlatmadığını kaydeden Torun, "Zaten dün de Erdoğan özellikle Cumhurbaşkanın meclisi fesih yetkisiyle ilgili yaptığı açıklama bunun da ispatı. Sayın genel başkanın bir dil sürçmesiyle ifade ettiği daha doğrusu ifade ederken bir radyo programında günlerce konu yapmışlardı. Ama bakın onların bu anayasa değişikliğini bilmediği her anlamda ortaya çıktı. Vatandaşlarımıza, yurttaşlarımıza, anayasa değişikliğini anlatmak yerine ya gündelik olaylardan bahsediyorlar ya hükumetin işte yaptığı icraatlardan bahsediyorlar ya da farklı gündemler oluşturuyorlar. Halbuki benim milletim yarın neye oy vereceğini bilmek istiyor. Yarın bu anayasa değişikliği ile birlikte kendisini nasıl yönetileceğini bilmek istiyor. Bunu anlatmıyorlar. Ama gidiyorlar farklı konuları anlatıyorlar. Çünkü gerçekten hazırlandı ve onlara verildi. Şimdi de bilmedikleri, anayasayı kendi yapmadıkları anayasayı bizim de kabul etmemizi istiyorlar. Bu mümkün değil. Bugün Erzurum'dayız. Cumhuriyetin kentindeyiz. Cumhuriyetini kuran kentteyiz. Bu Erzurum kongresinde 8 maddenin hepsi birbirinden önemli ama bir madde var ki mandanın kabul edilmediği. Manda devletinin oluşmasının kabul edilmediği bir kararın alındığı kentteyiz. Ama şimdi bir dayatma ile karşı karşıyayız. Bunu Türk milleti kabul etmeyecektir. Buna olan inancım tam. Çünkü Erzurum sokaklarını da bugün bir parça da olsa gezdiğimde gördük ki aldığımız bilgilerden öğreniyoruz ki, kuvayi milliye ruhunu taşıyan Erzurum bu dayatmaya, bu ceberrüt anayasayı kesinlikle hayır diyecek ve kabul etmeyecek" dedi.
'BU MEMLEKET MESELESİ'
Bir korku toplumu oluştuğunu, maalesef insanların özgürce iradelerini beyan edemediklerini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kaygılılar; işini kaybetmekten, ekonomisinin bozulmasını ve yahut da tutuklanmaktan korkan bir yapı var. Her gün kullanılan ayrıştırıcı dil maalesef bizi her geçen gün daha endişeye sevk ediyor. Birlikte yaşamak zorundayız. Bu ülkede inadına birlikte yaşamak zorundayız. Sokağa çıkanlar, çıkmayanlar. Benden olanlar, olmayanlar. Teröristler, şunlar bunlar. Bu dil doğru değil. Sizlerin de tanık olduğu gibi şu anda bir parti devleti ile karşı karşıyayız. Devletin bütün imkanları sadece 'evet' kampanyasına yönlendirilmiş. Bunu her yerde görebilirsiniz. Her alanda görebilirsiniz. Sadece Erzurum'da mı ? Hayır. Ülkenin bütün illerinde bunu görebilirsiniz. Nereden geliyor bu yoğurdun bolluğu, nereden bulunuyor bu kaynaklar. Kimin parası harcanıyor burada. Siz devletin bütün olanaklarını kullanarak kampanyanızı yönlendireceksiniz ama biz bu anayasa değişikliği ile ilgili bilgileri yurttaşlarımıza vatandaşlarımıza anlatamayacağız. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu doğru değil. Millette bunun cevabını sandıkta 16 Nisan'da hayır diyerek verecektir. Bu mesele memleket meselesi. Demokratik parlamenter sistemiz bitirilmek isteniyor" dedi.
'HAYIR DEMEK ZORUNDAYIZ'
Başkanlık rejimine yani tek adam rejimine geçileceğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit, "Bu bir Cumhurbaşkanının olayı değil. Bu bir siyasi partini olayı değil. Bu bir iktidar olayı değil. Vatandaşımızın bu konuda yeterli bilgisi de yok. Kendisi bir siyasi partiliyse o siyasi partinin düşüncesini göre karar belirliyor. Sayın Cumhurbaşkanına olan sempatisi ile ilgili karar veriyor. Bu bir anayasa değişikliği, insanlar fani. Yarın alacağımız karar çoluğumuzu, çocuğumuzu ve geleceğimizi ilgilendirecek. Bunun vebali var. Sizin vebaliniz benim üzerime. Benim vebalim sizin üzerinize. Onun için 16 Nisan'da Türkiye'nin birlik ve beraberliği için Türkiye'nin huzuru için Türkiye'nin bir arada yaşama gayreti için hayır demek zorundayız. Tarihi onlar kurtardılar bunlar da teslim ettiler dememek için hayır demek zorundayız. Onlar mücadeleyi verdiler. Vatan toprağı kazandılar bunlarda teslim ettiler dememek için hayır demek zorundayız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.