Geçen haftaki makale başlığımız ‘Dağ Özelleşir, Turizm güzelleşir’ idi. ENER olarak yaptığımız açıklamada da Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararına destek vermiştik.
Konu, şehir için önem arz eden, halkın umut bağladığı bir sektörle alakalıydı. Böyle olunca da gündeme oturması kaçınılmazdı. Tartışılması doğaldı.
Nitekim özelleştirme kararını bizim gibi destekleyenler gibi, eleştirenler de oldu. Desteklediği halde bazı tereddütleri bulunanları da zikredelim.
Eleştirileri dikkatle incelemeye çalıştım. İyi niyetli, kamunun çıkarlarını gözetmeye çalışan, ‘aman yanlış bir iş yapılmasın’ duyarlılığı ile hareket eden kişi ve kuruluşları anlamak lazım. Görüşlerine saygı duymak lazım… Bundan sonra yapılacak çalışmalarda ikazlarından yararlanmak lazım.
***
E-postamıza gelen eleştirilerle, kamuyu önünde dillendirilen çekinceler bir birine çok benziyor.
Deniliyor ki: ‘Dağın satılması doğru değil. Satılacaksa da hatır gönül işi olmasın, şehrin çıkarı gözetilsin.’
Deniliyor ki: ‘Bir sivil toplum kuruluşu olarak geçen yıl dağ özelleştirilmelidir dediniz, işte istediğiniz oldu. Şimdi de dağ özelleşsin, turizm güzelleşsin deyip kararı destekliyorsunuz. Bu işlemin kamu yararına sonuçlanacağından emin misiniz?’
Deniliyor ki : ‘Evet, evet özelleşsin tabi… Ama biz alalım, kimseye kaptırmayalım!’
Deniliyor ki : ‘ Aman ha Erzurumlular almasın da kim alırsa alsın!’
Geçenlerde ziyaretime gelen bir dostum da ‘Özelleşme ile turizm gerçekten güzelleşir mi? Erzurumlular güç birliği yapıp kiralasalar daha mı iyi olur?‘ diye samimiyetle sordu.
Ona, tesislerin zarar ettiğini, bu gidişle yakında kapılarına kilit vurulabileceğini söyledim. Hak edenin, açık, şeffaf, dürüst bir ihale ile tesislerin işletme hakkını devralmasının en doğru yol olduğunu ifade ettim.
Erzurum Milletvekili Dr. Cengiz Yavilioğlu’nun gönderdiği bilgi notunu paylaştım kendisiyle. Notta altını çizdiğim şu satırları gösterdim: ‘09.01.2013 tarihli ve 28523 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 04.01.2013 tarihli ve 2013/01 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) Kararı satışı öngörmüyor.
Söz konusu ÖYK Kararında kayak merkezlerinin özelleştirme stratejisi ile yöntemi belirlenmiş olup, özelleştirme işlemlerinin “İşletme Hakkı Devri” yöntemi ile 3 (üç) yıl içerisinde tamamlanması öngörülüyor.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 18. Maddesine göre İşletme Hakkının Verilmesi, “…mal ve hizmet üretim birimlerinin mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydıyla bedel karşılığında belli süre ve şatlarla işletilmesi hakkının verilmesi” anlamına geliyor.
***
Dostum, galiba ikna oldu.
Kamuoyunun ikna edilmesi de önemli. Kimsenin aklında soru işaretleri, endişeler, kuşkular kalmamalı. Her şey aleni, şeffaf bir şekilde yapılmalı. Kamu çıkarı her şeyin üzerinde tutulmalı.
Erzurum Milletvekili Dr. Cengiz Yavilioğlu’nun bir basın toplantısı ile meseleyi izah etmesi iyi oldu.
Sayın Yavilioğlu, Milletvekili seçilmeden önce başarıyla yürüttüğü Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcılığı görevinde özelleştirme konularında ciddi birikim sahibi olmuş. Şimdi bu tecrübesi ile ‘Palandöken Kış Turizmi’ konusunda yoğun mesai sarf ediyor. Donanımlı bir ekonomist titizliği ile meseleye yaklaşıyor.
Basın toplantısındaki tatminkâr izahları bu kanaatimi pekiştiriyor. Toplantıda Sayın Milletvekili’nin bir soruya verdiği şu cevabı önemli buldum:
'Özelleştirmede asla Ahbap-Çavuş ilişkisinin olması mümkün değil. Böyle bir şey söz konusu da olamaz. Çünkü Özelleştirme İdaresi'nin böyle bir yöntemi yok, böyle bir uygulaması yok. Herkesin içi rahat olmalı. Özelleştirme İdaresi bu işlere profesyonel bir bakışla yaklaşmaktadır.'
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.