“Zulmedenlere asla meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostunuz yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” Ayeti kerimesinin mealini bütün ümmete hatırlatmak istiyorum.
Rabbim Kuran-ı Kerimde Zulmedenlere asla meyletmeyin buyururken peki bizler İslam coğrafyası 21. asırda ne yaptı?
Bu soruyu hepimiz kendimize soralım.
Bizler bu konuda ne yaptık?
Vallahi bizler toplum olarak İslam ümmeti olarak zalimlere meylettik.
Nasıl mı?
Zalim topluluklar, Allah inancı olmayan toplumlar neyi yaptı ise aynısını yapmaya haddi aşmaya başladık.
Bu gün gerek İslam coğrafyasında, gerekse ülkemizde Rabbimin rızası olmayan haramdır dediği bütün haramları işliyoruz.
Batı dünyasında zina, içki, kumar başını almış giderken ülkemiz ve İslam dünyası da onlardan geri kalmamaktır.
Hadi onların Allah inancı yok,
Hadi onların Cehennem korkusu yok
Hadi onların Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e ümmet olmak gibi ona layık olup sünnetinden ayrılmamak gibi bir derdi yok.
Hadi onlara açıkça Elbette, ehl-i kitaptan [Yahudi ve Hıristiyan] olsun, müşriklerden olsun bütün kâfirler Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar. Onlar yaratıkların en kötüsüdür ayetinden haberleri yok.
Ya biz bize ne oluyor.
Allah bir.
Resulümüz Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v).
Kitabımız Kuran.
Dinimiz İslam diyoruz.
Günde beş vakit anlımızı secdeye koyup "Sübhane Rabbiye'l-ala diyoruz.
Allah’ı, Peygamberimizi, kitabımızı ve dinimizi çok sevdiğimizi söylüyor.
Başta Rabbimin rızası ve Cenneti istediğimizi söylüyoruz.
Sonra yaptıklarımız neler.
Zina bizde, Kumar bizde, içki bizde, riyakârlık bizde, gıybet bizde, ırkçılık bizde dedikodu bizde, faiz bizde, hırsızlık bizde, adam öldürmek bizde kısacası Allah’ın haram dediği, yapmayın sonra gazabım sizi bulur, ardından cehennemde yanarsınız dediği ne varsa hepsi bizde.
Sonrada Ya Rab bu Zulmü durdur.
Olduysa Mübarek olsun.
Ya Rab bu zulmü durdur derken de utanmıyor, sıkılmıyor sahte gözyaşları döküyor sonrada aynı günahları işlemeye devam ediyoruz.
Hangi yüzle hangi ağızla hangi elle dua ediyoruz.
Yüzümüz kara,
Ellerimiz günahla dolu,
Ağzımız günah kokuyor,
Dilimiz günah konuşuyor,
Midemiz haramla dolu,
Gözlerimiz harama bakıyor,
Zina başını almış yetmezmiş gibi Allahlın laneti onların üzerine olsun dediği livata yapanların sayısı tavan yapmış.
Bizler nasıl Müslümanız.
Bu nasıl bir Müslümanlık anlayışıdır,
İslam coğrafyasında ve ülkemizde yıllarca Peygamber ocağı olarak bildiğimiz Asker ocaklarında askerlerimizi toplayıp bir salona karşılarında dansöz oynatıp kadınları soyundurarak Askerimizi cenabet ettiler.
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde barların ve diskoların sayısı camilerin sayısından fazladır.
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde içki bardakları yetmezmiş gibi içki şişelerini gırtlağına kadar sokan topluluklar varken,
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde Müslümanların birbirini katletmediği gün yokken,
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde Müslümanlar tefrika içerisinde param parça olmuş fırkalara bölünmüşken,
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde sokaklar da alenen işlenen zina ve livata varken,
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde batı özentisi adı altında batıya ayak uyduralım diye Rabbimin nehyettiği bütün günahlar işlenirken,
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde cenabet dolaşan bir nesil, annesi babası belli olmayan bir nesil ve nikâhsız yaşayan bir nesil varken,
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
İslam coğrafyasında ve ülkemizde gece yatağında pornografik dergilerle yaşan bir gençlik varken,
Zulüm gelmeyecekte ne gelecekti.
Zulüm, haddi aşmaktır. Hak ve hukuk tanımazlıktır. Adaletsizliktir, haksızlıktır. İnsanı insan yerine koymamaktır. İnsan haklarını, kul hakkını en büyük ihlaldir.
Bu sebeple zulüm, hem bu dünyada hem de ahirette cezası şiddetli olan büyük bir günahtır.
Zulme yardımcı olanlar, Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle Allah’ın gazabına uğrayacaklardır. Allah, zalimlere yardım edenlerle ahirette asla görüşmeyecektir.
Onlar, yardım ettikleri zalimlerle beraberdir.
Zulme sessiz kalanlara, zulmü görmezden gelenlere de merhamet edilmeyecektir.
Çünkü merhamet etmeyene merhamet edilmez.
Düşünce ve davranışta zalimlere meyletmek zulümle, hainlere ortak olmak ihanetle, suçlulara arka çıkmak cürmün kendisi ile eşdeğerdir.
Zalimler karşısında hakkı söylemek en büyük cihattır. Zalimin zulmünü önlemek hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluşun ta kendisidir.
Sonuç olarak Ülkemizde ve İslam coğrafyasında her Cuma günü hutbede okunan;
Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden (Allah'ın yasakladığı şeylerden) ve azgınlıktan (hakka tecavüzden) sizi nehyeder. Böylece umulur ki siz, tezekkür edersiniz diye size öğüt veriyor.
Ayeti kerimesini anlamayan, emir üzere yaşamayan, yasaklara uymayan, günaha devam eden, Allaha ve Resulüne itaat etmeyen Müslümanlar olarak dilim varmıyor ama bazı şeyleri hak ettiğimizi düşünüyorum.
Her şeye Rağmen Rabbim;
“Bizi zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı suskun kalanlardan eylemesin”
Allah’ım, mazlum kardeşlerimizin acısını yüreğimizde hissettirsin.
Bizi zalimlerden yana eylemesin.
Bütün Müslümanları, vicdanlarından mahrum eylemesin
Allah’ım, Mısır’da, Suriye’de ve dünyanın muhtelif yerlerinde katliamlarda hayatını yitiren kardeşlerimize rahmet eylesin.
Bizlere ve tüm İslam ümmetine gafletten uyanmayı nasip eylesin.
Son söz; Biz Müslümanlar böyle Müslüman olduğumuz sürece daha çok Musa bekleriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.