Yurtta Sulh Konseyi tarafından gönderilen 'sıkıyönetim direktiflerini' uygulamakta ısrarcı oldukları gerekçesiyle Murat Koçak ile Murat Yılmaz, 17 Temmuz'da tutuklanarak H Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Murat Koçak ve Murat Yılmaz hakkında Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Hazırlanan iddianamede söz konusu eylemlerin FETÖ/PDY mensupları tarafından gerçekleştirildiği, Murat Koçak'ın 'Sıkıyönetim Direktifi' konulu belgenin ekinde bulunan 'İl Sıkıyönetim Komutanları' başlıklı listenin 29'uncu sırasında Erzurum Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirildiği, Murat Yılmaz'ın örgüt mensuplarının yararlandığı Bylock haberleşme programını kullandığı vurgulandı.
Murat Yılmaz'ın Murat Koçak ile birlikte hareket ettiği ve her ikisinin de örgütün emirleri doğrultusunda astlarına emir verdiği belirtilen iddianamede, Erzurum ilinin Doğu Anadolu Bölgesinin merkezi konumunda, Büyükşehir Belediyesi statüsünde, TRT ve kamu kurumlarına ait çok sayıda bölge müdürlüklerinin bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi bulunan Erzurum'un adli teşkilat açısından Türkiye'nin önemli bir ili olduğu, özellikle örgüt lideri Fethullah Gülen'in Erzurum nüfusuna kayıtlı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde soruşturmaya konu eylemleri icra eden şüphelilerin örgütün sıradan birer üyesi değil yöneticisi olduklarına dikkat çekildi.
KOÇAK: KENDİ HALKINA SİLAH SIKACAK CANİ DEĞİLİM
Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen üçüncü duruşmada tutuklu komutanlar, avukatları ve yakınları hazır bulundu. Yazılı ve sözlü olarak Murat Koçak ve Murat Yılmaz suçsuz olduklarını savundular. Bilgisayarında, evinde, odasında yapılan aramalarda suç teşkil edecek delillerin bulunmadığını anlatan Murat Koçak, şunları söyledi:
"Adli Tıp uzmanlarından dinlediğim kadarıyla her suçlu arkasında bir delil bırakır. Böyle bir iz bende yok. 3 aydır tek kişilik hücrede bulunuyorum. Böyle bir eylem içerisinde bulunmam söz konusu değildir. Eski bir Türk subayı olarak kendi halkına silah sıkacak kadar cani değilim. Bilinçsiz bir şüphe nedeniyle buradayım. Suçsuzum, beraatımı istiyorum."
Bylock kullananlarla ilgili kırmızı listede bulunduğu belirtilen Murat Yılmaz ise Baylock kullanmadığını, hangi bir terör örgütüne üye olmadığını söyledi. 15 Temmuz akşamı eşi ve çocuğu ile karargahta piknik yaptığını anlatan Murat Yılmaz, "Böyle bir vahim olayı bilen kişi eşini ve çocuğunu karargaha getirir mi? Planlama yapmış, olayın içerisine dahil olmuş olmam söz konusu değildir. Vatanımı, milletimi, bayrağımı çok seviyorum. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum" diye konuştu.
Mahkeme heyeti karar için ara vererek duruşma salonundan çıktığı sırada sanık Murat Koçak, eşine "Ne olursa olsun sakın üzülme. Karar ne olursa olsun tepki verme" dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Murat Koçak ile Murat Yılmaz'ı 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs' suçunu işlediklerini kabul ederek sanıkları ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum etti.
Mahkeme, iki komutan için de iyi hal indirimi uygulamadı ve tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Verilen karar ile Türkiye'deki ilk darbeci komutanlar davası karara bağlanmış oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.