Biz insanız. İyi işlerde yaparız. Kötü işlerde... Doğru sözde söyleyebiliriz, yanış sözde....
Önemli olan yanlışta ısrar etmemek, hata yaptığımızda hemen hatadan dönmek yakışır.
Köyde, kasabada, şehirde çocukluğumuzdan itibaren insanlarla haşır neşir oluruz. Bu insanın sosyalleşmesini sağlar.
Hergün insanlarla yüz yüze gelir, selamlaşır, hal hatır sorarız. Bu insani bir faaliyettir. Bu nedenle yüzüne baktığımız insanların üzülmesine asla meydan vermemeliyiz.
Sevgili dostlar gelin biz üzülelim ama etrafımızdaki insanları üzmeyelim. Mihneti biz çekelim ama onlar huzur bulsunlar
Değerli dostlar dün arkadaşlıklar, dostluklar, düşmanlıklar gerçekti. Bugün yaptığımız pek çok faaliyet sanallaştığı gibi arkadaşlıklar, dostluklar veya düşmanlıklarda sanallaştı.
Yani artık büyük ölçüde sanal dünyada yaşıyoruz. Her an ülkenin en uzak yerlerindeki insanlarla konuşabiliyor, seviyor, nefret edebiliyoruz.
Sanal ortamda yazıyoruz, çiziyoruz. Bağırıyor, çağırıyoruz. Çünkü karşıdaki yüzü görmüyoruz. Bu bize kolay yoldan sevgi veya nefret duygusunu yaşatabiliyor.
Sevgili dostlar işte kazandığımız veya kaybettiğimiz yer tam da burası...
Özellikle tuttuğumuz parti, partinin genel başkanı ülkeyi yönetenler, cemaatimiz, tarikatımız konusunda pervasız olabiliyoruz. Herkes kendi penceresinden kendini haklı göre bilir. Karşısındakini kolay suçlayabilir....
Bu tuzağa düşmemeliyiz. Bu bize karşımızdakine hakaret etme imkânı vermez.. Lütfen biraz empati yapalım. Kendimizi karşıdakinin yerine koyalım...
Hakkımızda söylenenlere ne kadar tahammül edebiliyoruz.... Sabrımız ne kadar.... Söylediklerimizin kaçı doğru... Kaçı yanlış...
Sevgili dostlar her türlü şeyi medeni ölçüler içinde konuşabilmeliyiz... Medeni ölçüler içinde kim olursa olsun ona soru sorabilmeliyiz... Karşıdaki insanın makam ve mevkisi ne olursa olsun sorduğumuz soruya ahlâki değerler içinde cevap vermelidir..!
Değerli dostlar bana soru soramazsınız diyen birisine pekala soru sorma hakkımız var... Sizde cep verme mecburiyetiniz var diyebilmeliyiz.... Bu suç olmamalı...!
Değerli kardeşlerim yıllardır bu sütunlarda sizlerle sanalda olsa konuşuyor, yazışıyoruz. Elbette yazdıklarımız, söylediklerimiz mutlak doğru değildir. Olamazda... Lütfen yorumlarınızda empati yaparak soru sormalısınız. Asla suçlama yoluna girmeyiniz.
Soru sorunuz. Ancak sorduğunuz sorunun ideolojik pencereden değil bilimsel pencereden olmasına özenle dikkat ediniz...
Tarih üzerinden, din üzerinden, parti üzerinden, lider üzerinden bizleri dövmeye kalkışmayınız.
Bu anlayış size, bize, topluma bir şey kazandırmaz. Eleştireceğiniz konu olabilir. Olmalıdır. Eleştireceğiniz konu hakkında önce araştırma yapın. Sorun.. Soruşturun... Ondan sonra diyeceğinizi deyin.. Birilerinin tahrikine, gazına ve nefsinize uyarak karşıdakini zor duruma sokacak sorulardan kaçının.
Değerli dostlar ben yanlış yapıyorsam lütfen makul ve mantıklı ikazlarınızı yapın. Fakat suçlamayın.
Beni anlamaya çalışın. Bu adam bunu niye yazdı diye.. Biraz düşünün.
Daha güzel yazılarda, daha güzel yarınlarda buluşmak üzere esen kalın değerli dostlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.