Derinden bir nefes alıp,
Sonra bir ahh çektim.
Sebebini merak ettiniz değil mi?
Sizleri fazla meraklandırmadan hemen yazayım o zaman.
Ah diyorum.
Keşke Sayın Başbakan geldiğinde bir fırsatını bulup biraz konuşabilseydim.
İmkânsız mı?
Değil.
Nasipse o da olur.
Şimdi soracaksınız ne anlatacaksın diye?
Korkmayın, benim gazetecilik anlayışımda ''Çamur at izi kalsın'' mantığı
Yoktur.
''Doğruya doğru, eğriye eğri'' demek, yaşam felsefemdir.
Tabi meraklandınız.
Sayın Başbakana diyeceğim şudur ki;
Bizler bu şehirde bir zamanlar hastahane koridorlarında doktor muayenesi için sırada beklerken yaka paça birbirimize girerdik.
Hadi muayene olduk, sonra da ilaç kuyruğunda kimi nereye iterek sıraya girebiliriz de ilaç alırız diye, kara kara düşünür; sonra da cenke girerdik.
O günleri unutmadık...
Bizler bu şehirde sabahın 5'inde ve zemheri ayazında babamız tarafından elimize tutuşturulan bir karne ile bir ton yumurta kömür almak için sırada boğuşur; ardından at arabasının üzerinde 40 derece soğukta mehlelerimize giderdik.
Mehlelerimiz de kardan tayalar olurdu.
O günleri unutmadık...
Bizler bu şehirde belediyeden hizmet beklerken, belediye önlerinde maaş alamıyoruz diye tencere-tabak çalan işçileri ve korkusundan makam odasında oturamayan başkanları gördük.
O günleri unutmadık...
Bizler ne bu şehirde ne de bu ülkede bölünmüş yol nedir, bilmezdik.
Uçak inecek kadar geniş yolları gördük...
Bizler bu şehirde kentsel dönüşüm nedir duymaz, kent meydanı nedir bilmezdik.
Onları da gördük...
Bizler uçakları ancak; dayımız Almanya'dan gelince, askeri havaalanlarının tel örgülerinden, uzaktan görürdük.
Şimdilerde günlük seyr-ü sefer ediyoruz.
Hamdolsun ki bunları da gördük...
Siz Sayın Başbakan!
Erzurum'un öz evladı, medarı iftiharımız, sağlık bakanımıza verdiğiniz görevle, dünyanın onu taktir etmesine, ülke halkının gurur duymasına vesile oldunuz.
Ve bir Dadaş'ın neler yapabileceğini tüm insanlığa gösterdiniz.
Evet, Sayın Başbakan!
Bu şehrin ve bu ülkenin sorunları var.
İnsanoğlu var oldukça sorunlar da elbet olacaktır.
Ama bir gerçek ki Şehr-i Erzurum, sayenizde çok hizmet gördü.
Hoş gelin!
Hoş gidin!
Hizmetlerinizin devamını diliyorum.
Siz yeter ki bu vatanın öz evlatlarına fırsat verin.
Verin ki doğruları yazmaya, doğruları konuşmaya; doğru yapanın yanında, yanlış yapanın karşısında durmaya devam edelim..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.