Kadim Erzurum kültüründen beslenip bilim ve siyaset dünyasında hoş sâda bırakan ünlü şahsiyetlerden biri de Rıfkı Salim Burçak’tır.
1913 yılında Erzurum da doğan Rıfkı Salim Burçak, 1937 yılında Mülkiye Mektebi’ni bitirdikten sora mezun olduğu okulun Siyasal Tarih Kürsüsü’ne asistan olarak girmiş ilerleyen yıllarda akademik hayatını profesörlükle taçlandırmıştır.
Rıfkı Salim Burçak 1950 seçimlerinde Erzurum’dan Demokrat Parti milletvekili adayı olarak siyasete adım atmış, yapılan seçimlerde Erzurum milletvekili olarak meclise girmiştir.
Adnan Menderes hükümetlerinde Gümrük Tekel Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı görevlerinde bulunan R.Salim Burçak, Atatürk Üniversitesi’nin ve Şeker Fabrikası’nın Erzurum’a kazandırılmasında büyük katkılar sağlamış ,1960 İhtilali’nde Yassıada Mahkemesi tarafından mahkum edilmiş, 1963 yılında çıkarılan afla hürriyetine kavuşmuştur.
Bu olaylardan sonra üniversite hocalığına dönen Rıfkı Salim Burçak, 1974 yılında emekli olmuştur.
Erdemli,dürüst ve ilkeli kişiliği ile tanınan Rıfkı Salim Burçak bu gün hasretle aradığımız “Devlet Adamı” kimliğini hakkıyla taşıyan şahsiyetlerdendir.
Gerek siyasi hayatta, gerekse akademik hayatta göstermiş olduğu örnek davranışlar onun şahsiyeti hakkında önemli ip uçları vermektedir.
Rıfkı Salim Burçak’ın Milli Eğitim Bakanı olduğu 1953 yılında Rıfkı Bey’in baldızı Necla Hanım öğretmen okulunu bitirmiş ve tayini Ağrı’ya çıkmıştır.
Baldız bu tayinden memnun olmamış mahrumiyet bölgesi diye gama yasa batmış, ağlamaya başlamış.
Rıfkı Bey’in eşi Dilşat Hanım, kardeşinin bu durumuna üzülmüş ve çözüm arayışı içerisine girmiş.
Rıfkı Bey’den bu konuda yardım alamayacağını bilen Dilşat Hanım, kardeşinin durumunu kayınvalidesi Rukiye Saniye Hanım’a anlatıp yardımcı olması konusunda istekte bulunur.
Rukiye Saniye Hanım bir fırsatını bulup Ağrı’ya tayini çıkan baldız Necla Hanım için Rıfkı Salim Bey’den yardım etmesini istemiş ve daha etkili olsun diye de “Bak oğlum bu kız bizim namusumuzdur,onun tayinini Erzurum’a çıkar.” Diyince, Rıfkı Salim Burçak annesine dönerek, “ANA,ATANAN BÜTÜN ÖĞRETMENLER BENİM NAMUSUMDUR,HERKES TAYİN OLDUĞU YERDE MECBURİ HİZMETİNİ YAPACAKTIR.” demiştir.
Necla Hanım,Ağrı’ya gitmiş, göreve başlamış ve orada mutlu bir evlilik yapmıştır.
1984-1987 yılları arasında YÖK Genel Kurul Üyeliği yapan bu güzel insan 1998 yılında Ankara da vefat etmiştir.
Makamı cennet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.