Siyasi kulislerle bir süreden beri Erkan Mumcu’nun yeniden AK Parti’ye dönüp dönmeyeceği konuşuluyor.
Anavatan Partisi Genel Başkanlığı, Milli Eğitim, Kültür ve Turizm Bakanlıkları görevinde bulunan tecrübeleri siyasetçi ile bir süre önce telefonla görüşmüştüm.
“Var mı böyle bir niyetiniz, söylentilerin aslı astarı ne?” diye sormuştum.
“Evet” ya da “hayır” yerine, “Siyaset kadro ve program işidir. Tekil bir meslek değildir, toplumsal bir olgudur, ideolojik bütünlük, isabetli, tutarlı programı ve kadroyu gerektirir” şeklinde cevap vermişti.
Yani; Teklif var ama tek başıma gitmem, kadrom ve programımla birlikte giderim…
Ben böyle anladım.
Verdiği yanıtın açılımı bana böyle geldi…
Tabii, söz konusu telefon görüşmemiz Nisan ayında gerçekleşmişti.
Yaklaşık 3 aydan beri köprünün altından çoook sular aktı.
Bu nedenle, Sayın Mumcu’yu dün gece tekrar aradım.
“Yeni bir gelişme var mı?” diyecektim.
Cevap vermedi, dönmedi de.
Duymamış, görmemiştir, belki de konuya ilişkin konuşmak istememiştir.
KÜRESEL AKDENİZ’İN İDDİASI
Ancak Erkan Mumcu’nun uzun bir aradan sonra yeniden siyasete döneceği ve AK Parti’de önemli bir makamda görev alacağını iddia eden Küresel Akdeniz İmtiyaz Sahibi Sayın Mehmet Ali Çelik’in yazısını okuyunca aklıma yazımızın başlığı geldi.
Erkan Mumcu AK Parti’ye yeniden dönme konusunda naz mı yapıyor, nabız mı yokluyor?
İkisi de mümkün!
Başarılı olacağına inandığı ekibiyle birlikte siyaset yapmak ve bunu karşı tarafa kabul ettirmek istiyorsa elbette biraz naz yapacak.
Bu, “İstemiyorum ama yan cebime koysan olur”dan farklı bir durum.
Makama, mevkiye fit olmak isteyenler için yan cep yeterlidir ancak idealist biri için şart, kural, program, hedef daha ağır basar…
Nabız yoklama ihtimaline gelecek olursak.
Bu da mümkündür.
Olur ya; birileri çıkar, “Erkan Mumcu trenden indi, bizi yolda bıraktı, partinin yıllardır kahrını biz çekiyoruz” deyip sayın Mumcu’nun dönüşüne itiraz edebilir.
Başka birileri de, “Şartlar değişti, bugün öyle bir dönem ki trenden de inse, otobüsten de atlasa kimseyi kaybetme lüksümüz yok. Erkan bey gelecekse kapımızı açık tutmalıyız” diyebilir.
Ki, en doğrusu kapının açık tutulması bize göre…
Aradan 17 yıl geçmiş.
Artık eski defterleri karıştırmanın hiçbir anlamı yok!
Hatasız, noksansız insan var mı?
Şayet kendimize hatasız insan aramaya kalksak ne bir arkadaşımız, ne dostumuz, ne kardeşimiz hatta eşimiz bile olamaz.
Dolayısıyla “bardağın dolu tarafına bakılmalı” ve AK Parti, Erkan Mumcu’nun siyasi deneyimlerinden, olgunluğundan yararlanmalı.
Bizden söylemesi…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.