Bu hafta içersinde Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşu kutlanacak…
Törenler yapılacak,
Günün anlam ve önemi vurgulanacak,
Eğlence geceleri düzenlenecek,
Öncelikle ve özellikle siyasetçilerimizin beyanatları gazetelerin manşetlerinde yerlerini alacak..
*
Bir şehrin düşman işgalinden kurtuluşu elbette çok önemli.,
Özellikle genç nesillerin beyinlerine ecdadın bu topraklar için canlarını nasıl feda ettikleri anlatılmalı.
Bu tarihi olayları genciyle yaşlısıyla bütün Erzurumlular hiç değilse kurtuluş bayramlarıyla hatırlamalı.
Ama bununun yanında şehrimizi yeni düşmanlardan da nasıl temizlememiz gerektiğinin de altı çizilmelidir.
Kimdir bu yeni düşmanlar?
Hiç vakit geçirmeden hemen ifade edelim.
Erzurum’un en büyük düşmanları işsizlik ve yoksulluktur.
Gönül istiyor ki,
Siyasilerimizin duygu yüklü açıklamalarının içerisine yeni düşmanlardan nasıl kurtulmamız gerektiği de kocaman harflerle yer alsın.
En azından bu iki düşmandan şehir nasıl kurtarılır, onun hesabı içerisinde olduklarını ifade etmeliler.
Zira Erzurum’un yoksulluğunun ve işsizliğinin kazma ile, kürek ile, satır ile şehir dışına çıkarılması mümkün değildir.
Bu düşmanın şehir dışına çıkarılması siyasi iradenin düşmanın ümüğüne çökmesiyle başlatılacak bir harekettir bence.
*
Bu toprakları mamur hale getirecek olan başta siyasi iradedir.
Erzurum’u modern, yaşanabilir yapmak yine siyasi iradenin gücüdür.
Öyle yılda bir defa şehrin kurtuluş gününe dair süslü laflar artık bu şehrin sorununu çözmüyor maalesef.
*
Peki sorunların çözümü sadece siyasi irade ile mi mümkün?
Elbette sadece siyasi irade değil.
Öncelikle şehir insanı kaliteli hizmete,
İşsizliğin,
Yoksulluğun giderilmesine talip olmalı.
Tepkili bir toplum oluşmalı.
Ortaya ciddi bir irade koymalı.
Bizim atalarımızın bir sözü var ya;
‘Birlikten dirlik doğar’ diye..
İşte Erzurumlu bu güne kadar bir türlü beceremediği birlikteliği kurmalıdır.
Bana göre en büyük şartlardan birisi hiç şüphesiz Erzurumlunun birlik ve beraberliği yakalamasıdır.
İnsanların her alanda birbirlerine güvenle bağlanmasıdır.
Birbirlerini sevmeleri,
Olumlu yönlerin görülmesi,
Kıskançlıkların,
Çekememezliklerin ortadan kaldırılması hedeflenmelidir.
Bu son cümle her Erzurumlu için amaç olmalıdır.
Dadaşlık ruhunun yeniden tahsis edilmesidir.
Erzurum ve Erzurum insanı için geri kalmışlık bu şehrin ne kaderidir,
Ne de alınyazısıdır…
Birlik ve beraberlikle aşılamayacak sorun,
Yenilemeyecek hiçbir zorluk yoktur.
Yeter ki, inanılsın,
Yeter ki inanalım…
*
Bakın siyasi iradeye görevi kim veriyor?
Tabi ki halk…
Gerçi listeler Ankara’dan düzenlenip geliyor.
Vatandaş noter vazifesi yapıyor ama;
Olsun tasvip etmediğin isimlere sende oy verme o zaman.
Söz buraya gelmişken,
Bir anımızı da siz kıymetli okuyucularımızla paylaşalım.
Bir çay ocağında vatandaşlar Belediyelerden şikayetçi olduklarını dile getirdiler.
Orada bulunan başka bir vatandaşta, ‘Beyler oy vermeseydiniz. Bu insanlar o koltuklara sizlerin oyları ile oturdular’
Diğer vatandaşlar hep bir ağızdan, ‘Biz onlara oy vermedik. Biz Tayyip Erdoğan’a oy verdik’ dediler.
Elbette insanlar istediği lidere,
İstediği siyasi partiye oy verebilir.
Demokrasinin gereği bu zaten
Ama sorun şu;
Belediye Başkanı seçiyorsun. Oy veriyorsun. Başbakanın gelip burada Belediye Başkanlığı yapacak hali yok ya. Sen kimi seçiyorsan başkan o oluyor.
Sonra sen tepkini koymasan Başbakan sana hizmet etmediğini düşündüğün başkanları nasıl tespit edecek?
Bir kez oy veriyorsun,
İkinci defa aynı kişiye tekrar oyunu veriyorsun.
Peşinden de eleştiri oklarını göndermeyi ihmal etmiyorsun.
*
İşi fazla dağıtmaya gerek yok.
Siyası irade,
Şehrin insanı..
Tabi birde şehri idare eden bürokratlar…
*
Bu üç değer bir fabrikayı döndüren çarklar gibidir.
Bir çark arıza yaparsa fabrikada çalışan mekanizma durur.
Bakın Siyasi irade Erzurum kış sporlarının merkezi olsun dedi.
Trilyonlar harcandı ve Erzurum’a tesisiler yapıldı.
Dünyada belki bir benzeri olmayan atlama kuleleri inşa edildi.
Sonrası malum…
2011 kış oyunları sonrası ne yazık ki Erzurum bu tesisleri istenilen seviyede işletemedi.
Kardeşim Başbakan gelip tesisleri işletecek değil ya.
Kim göz kulak olacak?
Kim canını dişine takıp tanıtımı yapacak?
Kim bu tesislerin rantabl olması için çırpınacak?
Tabi ki, Erzurum’u idare edenler…
Koltuklarda oturmayı bırakacaklar,
Erzurum’un kış turizm merkezi olması için koşturacaklar.
Nasıl mı?
Kayseri gibi…
Kayseri Belediye Başkanı gibi…
Halk isteyecek, siyaset vatandaşın önünü açacak, yerel yöneticiler ise sahip çıkacak.
Formül bu…
Ama biz de işler böyle yürümüyor ne yazık ki…
Kimse talep etmiyor, tepki göstermiyor,
Siyaset tepkisizlik nedeniyle rahat nefes alıyor,
Yerel yöneticiler ise koltuklarda oturmaya devam ediyor.
Sonuç?
Erzurum her geçen gün biraz daha geri gidiyor…
*
Evet bir 12 Mart tarihini daha geride bırakıyoruz.
Rus’u, Ermeni’yi 95 yıl önce bu şehirden atalarımız canları pahasına kovdular.
Ama Erzurum’un en büyük düşmanı yoksulluk ve işsizlik hala şehrin yakasına yapışmış düşmanlardır.
Kovun artık bu düşmanları da şehirden.
Kovunda Erzurumlu her 12 Mart tarihini bayram misali daha coşkulu kutlasın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.