Şehirlerin hikâyeleri, efsaneleri, masalları, türküleri, manileri ve şehri özetleyen edebi eserleri, maddi yapıları vardır.
Bu anlamıyla Erzurum dünyada bu özellikleri üzerinde taşıyan ender şehirlerden biridir. Ancak bu özellikler anlatılırken birazda hamaset katılınca doğrular unutulmakta, yanlışlar doğruların yerini almaktadır.
Ulu Cami ile ilgili anlatılanların bir bölümü böyledir. Saltukoğulları tarafından yaptırılan Ulu Cami değişik zamanlarda restore edilmiş, Evliya Çelebinin anlattığına göre iki yüz direkli bir eserdir. Osmanlının son döneminde askeriye tarafından silah, cephane ve erzak deposu olarak kullanılmış, bakımsız kalmış yıkılmış ve bugünkü şeklini 1957-1977 yılları arasında yeniden inşa edilerek tamamlanmıştır.
Osmanlı döneminde 1860 sonrası askeriye tarafından ilk silah deposu olarak kullanılan cami Derviş Ağa Camisidir.
1570’lerde yapılan Murat Paşa Camii dönemin Erzurum’da görev yapan Murat Paşa Tarafından yaptırılmıştır. Kuyucu Murat Paşa ile hiçbir ilgisi yoktur.
1877-1878 yılında yapılan Aziziye Savaşında çarpışan çok sayıdaki Erzurumlu kadından biriside Nene Hatundur.
Nene Hatun Erzurum’un kurtuluşunda yoktur. Hiçbir kayıtta da geçmemektedir. Erzurum’un kurtuluşunda Kâzım Karabekir komutasındaki Türk ordusu şehri kurtarmıştır. Kurtuluşta Kuzeyden Rüştü Paşa, Güneyden Halit Paşa ve orta cenahtan Kâzım Karabekir Paşa kuvvetleri şehre girerek Rus ve Ermeni işgaline son vermişlerdir.
Hiçbir Erzurum Lisesi öğrencisi okurken Çanakkale’ye savaşa gitmemiştir. Lise öğrencileri Köprüköy Muharebeleri devam ederken Ulu Camide hazırlanan erzak çuvallarını kış günü sırtlanarak Nebi Hanlarına kadar götürmüşlerdir. Sonuçta hastalanarak çoğu da şehadet şerbetini içmiştir.
Bunlar gibi pek çok yanlış vardır. Bunların düzeltilmesi gerekir. Her kim bu konuları anlatıyorsa lütfen bu hatalara düşmemeli ve doğruları anlatmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.