Yargıtay, Hanım Ç.'nin sevgilisini iteklemesinin, tokat atmasının ve hakaret etmesinin 'haksız tahrik' sayılmasını istedi. Yerel mahkeme ise Yargıtay'ın bozma kararına direnerek, Serçeoğlu'nu yine ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
Olay, 17 Mart 2015 tarihinde, merkez Palandöken ilçesi Solakzade Mahallesi Şifa Sokak'ta meydana geldi. Lokman Serçeoğlu, konuşmak için dışarı çağırdığı Hanım Ç.'yi sokak ortasında 12 yerinden bıçaklayarak, yaklaşık 30 metre sürükleyip, iş makinesinin altına attı. Hanım Ç., olay yerinde yaşamını yitirirken, kaçan Serçeoğlu ise evinde yakalandı. Tutuklanan Lokman Serçeoğlu hakkında, Erzurum1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
İfadesinde, Hanım Ç. ile 2010 yılında çalıştıkları huzurevinde tanıştıktan sonra ilişkilerinin başladığını kaydeden Serçeoğlu, namusunu temizlediğini söyledi. Hanım Ç.'nin boşandığı eşiyle tekrar evlenmesini kabullenemediğini belirten Serçeoğlu, "Kimse benim ismimle oynayamaz. Benim namusum yerlere düştü, ben de namusumu temizledim" dedi.
ÖMÜR BOYU HAPİS VERİLDİ
Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 12 Kasım 2015'te yapılan karar duruşmasında Lokman Serçeoğlu, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Hazırlanan gerekçeli kararda, sanık ile maktul arasında cep telefonuyla olaydan önce ve olayın olduğu güne kadar sık sık mesajlaşıldığı ve görüşme yapıldığı kaydedildi. Savunmalarında Hanım Ç.'nin, kendisine olay günü küfredip, tokat attığını ileri süren Lokman Serçeoğlu için 'haksız tahrik' uygulanmadığı belirtildi.
YARGITAY: FAZLA CEZA VERİLMİŞ
Kararın sanık avukatı tarafından temyiz edilmesinin ardından dosya, Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nde incelendi. Yargıtay, sanığın, kollukta verdiği ilk ifadesinde maktulü kendisine hakaret etmesi, montunun yakasından tutarak, iteklemesi ve tokat atması nedeniyle sinirlenerek, öldürdüğünü söylediğini belirtti. Yerel mahkemece, aksi ispat edilmeyen sanık beyanına itibar edilmeyerek, TCK'nın 29'uncu maddesi uyarınca asgari oranda 'haksız tahrik' indirimi yapılması gerektiği gözetilmeden, usule uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme yapıldığı bildirildi. 'Haksız tahrik' hükümlerini uygulamayan mahkeme tarafından fazla ceza verildiğini kaydeden Yargıtay, kararı bozdu. Kararı bozduktan sonra yerel mahkemeye gönderen 1'inci Ceza Dairesi'nce cezanın düşürülmesi istendi.
'BABAM ÜZÜNTÜSÜNDEN ÖLDÜ'
Bozma kararı sonrası dosya, 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görüldü. Duruşmada tutuklu Lokman Serçeoğlu ile Hanım Ç.'nin erkek kardeşi ve avukatlar hazır bulundu. Ablasının ölümünün ardından babasının üzüntüden kanser olup, hayatını kaybettiğini anlatan kardeşi, "Kararın bozulduğunu anneme söyleyemedim. Tansiyon ve şeker hastası. Babamı kaybettim, annemi kaybetmeyi göze alamam. Yargıtay'ın bozma kararı kabul edilemez. Adalete olan inancımız tam" dedi.
Ailenin avukatı Ferhat Yıldırım ise Hanım Ç.'yi 12 bıçak darbesiyle öldürüldüğünü hatırlatarak, Yargıtay'ın bozma kararının adalet ve vicdan duygusunu zedelediğini vurguladı.
'KEŞKE BEN ÖLSEYDİM'
Olay nedeniyle çok pişman olduğunu dile getiren Lokman Serçeoğlu ise Yargıtay'ın bozma kararının uygulanmasını istedi. Hanım Ç.'nin, kendisini sözleri ve hareketleriyle tahrik ettiğini ileri süren Serçeoğlu, "Çok pişmanım. Ondan da ailesinden de özür diliyorum. Keşke elim kırılsaydı da yapmasaydım. Keşke o beni vursaydı, ben ölseydim" diye konuştu.
MAHKEME, KARARA DİRENDİ
Duruşma savcısı Ekrem Şakar, mahkemeye sunduğu mütalaada, Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'nin kararında; sanığın, aksi ispat edilemeyen beyanının dikkate alınarak indirim yapılmasının talep edildiğini hatırlattı. Savcı Şakar, mahkemenin bu karara direnmesini ve Lokman Serçeoğlu'nun TCK 81/1 maddesi uyarınca ömür boyu hapis ile cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, Yargıtay'ın bozma kararına direnerek, bir önceki heyetin verdiği kararı yerinde gördü ve Lokman Serçeoğlu'nu 'kasten öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezasına mahkum etti. Heyet, Serçeoğlu'na 'tahrik' ve 'iyi hal' indirimi de uygulamadı.
'YARGITAY SANIĞI ADETA ÖDÜLLENDİRDİ'
Kararı değerlendiren avukat Ferhat Yıldırım, ülkenin gündeminde kadın cinayetlerinin geniş yer bulduğunu söyledi. Yargıtay'ın, sanığın, 12 bıçak darbesiyle genç kadını öldürmesini adeta ödüllendirdiğini savunan Yıldırım, "Sanık duruşmalarda başkasına ait bir namusu öldüren sanık, namusunu temizlediğinden bahisle bir nevi kendisini savunmuş olmasına rağmen Yargıtay, bu savunmalara itibar ederek, sanığı ödüllendirmiştir. Yerinde olmayan Yargıtay kararına mahkemenin üzerine düşen direnme kararını vermesi takdire şayan bir durum. Hakkaniyete uygun bir karar vermiştir" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.