Geçen yılın Mayıs ayı başlarında üzücü bir haber yazmıştım, 'Erzurumlu şampiyon gurbette hasta' diye. Ardından Temmuz ayında Nihat Kabanlı ile ilgili gelişmeleri aktarmıştım. Yaşadığı Bursa'da amansız bir hastalığa yakalanan ve kendi deyimiyle 1,5 ay komada kalan Nihat Kabanlı, işte o lanet hastalığı 'tuş' etmeyi başardı.
Şimdi sizlerin 'haberin kaynağı güvenilir mi', dediğinizi duyar gibiyim. Evet bilginin kaynağı, Nihat Kabanlı. 'Nasıl oldu', 'nerede görüştünüz' derseniz, aydınlatayım. Erzurum'un ünlü işadamlarından Muammer Cindilli, 11 Temmuz günü saat 20.30'da Şehirder'de iki efsane 'Erzurumlu Nihat Kabanlı ve Nazif Kuran' ile bir söyleşi yapacaklarını bildirince, hemen yola çıktım.
NİHAT KABANLI KİMDİR?
Öncelikle yeterince tanımayanlar için 'Nihat Kabanlı ve Nazif Kuran hakkında bilgi vermek istiyorum:
Şimdi 73 yaşında olan Nihat Kabanlı, Serbest stil, 63 kiloda güreşe başladı ve 1964 yılında Köstence'de Balkan şampiyonu oldu.
Bir yıl sonra Bulgaristan'ın Yanbolu'da yine aynı kiloda Balkan ikinciliği elde etti.
1966'da Almanya'da Avrupa üçüncüsü, aynı yıl Toledo'da Dünya üçüncüsü, 1967 yılında İstanbul'da yapılan Avrupa Şampiyonasında ise 63 kiloda şampiyon oldu ve altın madalya kazandı.
1969'da Sofya'da bu kez 68 Kiloda Avrupa dördüncüsü olan Kabanlı, güreşi bıraktıktan sonra Bursa'ya göç etti.
NAZİF KURAN KİMDİR?
Şimdi 72 yaşında olan Nazif Kuran ise boks hayatına, mahalleye izinsiz giren yabancılara 'yumrukları' ile iyi ders verdiği için arkadaşları sayesinde ve 17 yaşında başladı.1967 Akdeniz Oyunları'nda gümüş madalya kazanan Kuran, 1969 Balkan Şampiyonasında ikinci,1972 Münih Olimpiyatlarında 75 kiloda beşinci olmayı başardı. Defalarca Türkiye şampiyonu olan Kuran, 100'e yakın milli formayı giydi. Boksu bıraktıktan sonra 24 yıl antrenörlük yapan Nazif Kuran, sayısız şampiyon yetiştirdi. Nazif Kuran'ın yetiştirdikleri içinde en ünlü olan Sinan Şamil Sam oldu.
KABANLI MAŞALLAH TURP GİBİ
Uzun yıllardan bu yana Erzurum'da, 'güreş', 'şampiyon' denildi mi ilk akla Nihat Kabanlı gelirdi. 'Boks', 'şampiyon' denildiğinde ise Nazif Kuran'dan söz edildiğini anlardık. Eski milli güreşçi Kabanlı ile hastalık sonrası ilk kez Gez mahallesindeki Şehirder'de görüştük.
'Kendisiyle barışık' olduğunu vurgulayan Kabanlı, deyim yerindeyse, 'turp' gibiydi. Adeta gözlerinin içi gülüyor, çevresine pozitif enerji yayıyordu. Selamlaşma sırasında şampiyon, küçük de olsa bir 'elense' çekti ve şöyle dedi:
"Yahu Sabuncu sen ne vefalı adamsın."
Hasta olduğu dönem eşi ve kızının sıkça vurguladıkları şuydu:
- Kesinlikle hiç kimseden maddi bir beklentimiz yok. Babamız öyle bir şeyi duyarsa incinir.
Onların korkusu 'tedavide geç kalmaktı.' Çünkü 1,5 ay bir hastanede yatmış durumu iyi olacağına daha kötüye gitmişti.
İşte o sırada biz haberini yaptık ve Erzurumlu şampiyona sahip çıkılması gerektiğine dikkati çektik. Sonrasında milletvekilleri, bakanlar devreye girdi ve Kabanlı, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesine nakledilerek tedavi edildi. O günlerde kızı Elif, "Sayenizde hastane odası doldu taştı. Babam o kadar yoğun duygular yaşadı ki bunun hiçbir ilaçla karşılığı yok" demişti.
SÖZ USTASINDAN TANIMLAMALAR
İşte hastalığı yenmek için yeniden Milli formasını sırtına geçiren 7 çocuk, 14 torun sahibi 73 yaşındaki Nihat Kabanlı karşımızda ve yeniden Erzurum'daki dostlarıyla bir araya geliyordu. Bu sırada içeri giren bir arkadaşını görünce, "Siz hala bastonla mı dolaşıyorsunuz?" diye takılmayı ihmal etmedi. Ayaküstü sohbetin ardından salona geçtik Muammer Cindilli, konukları Nihat Kabanlı ve Nazif Kuran'ı takdim ederken şu ifadeleri kullandı:
'Erzurum'un yiğitleri', 'Rol modellerimiz', 'Bihakkın (hakkıyla, gerçek) Dadaşlar', 'Efsaneler', 'Bir dönem şehre damgasını vuran büyüklerimiz.'
Söz ustası olarak bilinen Muammer Cindilli, her halde şimdiye kadar bu sıfatları çok az kişi için söylemiştir. Sonra Kavak Mahallesinden olan Kabanlı'nın ve Gez Mahallesinde oturan Kuran'ın özelliklerinden söz etti.
SPARTAKÜS NAZİF KURAN
Nihat Kabanlı'nın Atatürk Üniversitesinde kantin işletirken ortaklık yaptığı fötr şapkalı ve kovboy çizmeli arkadaşı 'Sarı Turan' olarak ün yapan rahmetli Turan Koçak'ın maceralarını anlatan Muammer Cindilli, Nazif Kuran için de 1963'te Türkiye'de gösterime giren, köleliğin egemen sınıflara karşı ilk ayaklanışın konu edildiği 'Spartaküs' filminin başrol oyuncusu Kirk Douglas'a benzetildiğini bildirdi.
Ardından birbirlerinden zarafetle söz isteyen iki centilmen Dadaş sahneye çıktı. Saatler boyu onlar anlattı, biz dinledik. Erzurum'u her fırsatta çok özlediğine işaret eden ve "Benim gözlerimle Erzurum'a bakarsanız güzel görürsünüz" diyen Nihat Kabanlı, uzun sohbet sırasında çocukluğunu, aşık oynadığı günleri, güreşe nasıl başladığı ve şampiyonluklarını anlattı.
Nazif Kuran ise o yıllarda Numune Hastanesi Müdürü olan rahmetli Kemal Hatunoğlu'nun babasından izin alması sayesinde ilk kez ringe çıktığını belirtti. Bir maçta rakibinin yumruğu ile kendini yerde bulduğuna dikkati çeken Nazif Kuran ise daha sonra yerden kalkması ile birlikte o boksörü nakavt ettiğini ve şampiyon olduğunu bildirdi.
Erzurum'da boks merakları bu maçı Nazif'in nasıl kazandığını merak ederler. O dönem antrenörlüğünü yapan Dursun Pekcan şakayla karışık Kuran'ın nasıl ayağa kalktığını şöyle anlatır:
-Baktım Nazif yerde sırt üstü yatıyor. 'Nazif, Erzurum'u düşün' dedim hiç duymadı. 'Nazif anneni düşün' dedim, yine kalkmadı. Nasıl 'Nazif Gez Mahallesini düşün' dedim ya fırladı ayağa ve tek yumrukla rakibini yendi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.