KİMSESİZ KIZ ÇOCUĞU
Türkiye'nin güneydoğusundaki 11 ilimizi yerle bir edip binlerce canımızı taşa toprağa katan asrın felaketinin üzerinden iki yıl geçti.
On bir ilimiz etkilendi diyoruz ama o büyük afet, ülkemizin her hanesinden bir can almış gibi milletimizi derinden sarstı, tarifsiz kederlere, acılara gark etti. Vefat edenlerin mekânı cennet olsun; Allah vatanımızı, milletimizi benzer felaketlerden korusun. Seksen milyon memleket evladı bu duayı dilinden hiç eksik etmemeli; özellikle makam-mevki sahipleri tüm ülkeyi depreme dirençli hale getirme bilinciyle ‘fiili duayı’ en mühim beka meselesi saymalı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda düzenlenen Asrın İhyası: Güçlü Yarınlara 6 Şubat Depremleri Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada çok önemli bir ikazda bulundu, insanın içini titreten şu bilgileri verdi: "Ne yazık ki milyonlarca İstanbullu kardeşimiz, tıpkı Konya'daki bina gibi her an yıkılacak 600 bin evde oturmaktadır."
İstanbul'da her an yıkılabilecek durumdaki evlerde kaç kişinin oturduğunu hesaplayınca, şiddetli bir depremde peşinden feryat-figan ağlayacağımız can sayısının yüksekliği ile dehşete düşüyoruz. Vicdan sahibi herkesi alarma geçirmesi gereken somut rakamlar, ne yazık ki gündelik mesailerini siyasi ikballeri için oyun oynaşta harcayanların hiç umurunda değil!
Büyük devletimiz tüm kurum kuruluşlarıyla seferber oldu, yaralar sarıldı, yıkılan birçok konutun yerine yenileri inşa edildi. Bir yandan bu çabalar devam ederken, diğer yandan tüm ülkeyi depreme karşı dirençli, güçlü hale getirme çabaları seferberlik ruhuyla kesintisiz sürdürülmeli. Allah devlete zeval vermesin, milletimizin gücüne güç katsın.
Dikkat projektörlerimizi Marmara'dan, aktif fay hatlarından etkilenmesi kaçınılmaz olan Erzurum'a çeviriyoruz.
"Şehrimizin depreme dirençli ve hazırlıklı hale getirilmesi için gayret sarf eden yerel yöneticilerden Allah razı olsun" diyoruz ve bu konunun şehrin ana meselesi olarak sürekli canlı tutulması gereğine bir kere daha işaret ediyoruz.
Sayısı gün geçtikçe artan dışı süslü, içi konforlu birçok konutun şiddetli bir depremde beş yıldızlı mezarlara dönüşmemesini temenni ediyoruz. İnşallah inşa edilen yeni konutlarda zemin sağlamlığına dikkat ediliyordur; proje ve yapım aşamalarında kontrol ve denetimlerde gerekli titizlik gösteriliyordur. İhmal, kayırma, vurdumduymazlık, para hırsı gibi ilkel faktörlerin bileşkesi olan Kartalkaya katliamı, denetim ciddiyeti açısından inşallah milat olur yerel yönetim kademelerine. Depreme uygunluk denetimlerinde hata ve ihmale meyilli hainlere göz açtırılmaz. Paragözlerin keselerine denetim eksikliği ile atılan her kuruş, mezara kestirmeden bileti kesilen bir masum can demektir; unutmayalım!
Erzurum medyası, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının şehrin depreme hazırlıklı hale getirilmesi konusundaki duyarlılıkları hayati önem taşıyor.
Kasım ayında Erzurum Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Erzurum Kalkınma Vakfı ile birlikte düzenlenen 28. Sultan Sekisi Toplantısı kapsamında "Deprem Gerçeği ve Erzurum" paneli düzenlendiğini işittiğimde "İşte bu" demiştim. Bu gibi önemli faaliyetlerle Erzurum’un deprem gerçeği hep gündemde tutulmalı, çalışmalar teşvik edilmeli; bu hayati meselede çaba gösteren yerel yöneticiler baş üstünde tutulmalı.
6 Şubat Asrın felaketi münasebetiyle sosyal medyada çok etkili, bu millî hüznü tesirli şekilde yansıtan, insanın içini yakan paylaşımlar yapıldı. Gözlerim yaşararak, içim sarsılarak okuduğum şu paylaşımın hâlâ etkisindeyim: Büyük bir tarla düzeltilerek mezarlık haline getirilmiş. Minik çocuğun defnedildiği kabrin başında bir tahta levhaya şöyle yazmışlar: "Kimsesiz kız çocuğu."
On bir vilayetteki sayısız mezarlıkta binlerce kimseli ve kimsesiz can yatıyor. Onları her nefeste anan on binlerce can, ilk günkü ateşle yanıp kavruluyor. Önceden alınacak etkili tedbirlerle bir ölüm değirmeni gibi canları öğüten deprem felaketi, çok az hasar ve can kaybı ile atlatılabilir bir afettir. Öyleyse lütfen alarma geçelim, seferber olalım; bir daha bu aziz vatan topraklarda yaşayan hiç kimse taşa-toprağa karışmasın, minik mezarların başındaki işaret levhalarına "Kimsesiz kız çocuğu" yazmasın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.