PABUCU DAMA ATILASI SAHTEKÂRLAR
Geçenlerde meşhur bir market zincirinde alışveriş yapıyorduk. Rafa uzanan elimiz yarıda kaldı. Daha iki gün önce fiyatına baktığımız ürünün etiketi değişmiş. Vazgeçtik almaktan. Bu tür olaylar artık vaka-i adiye halini aldı. Haber kanalları ve sosyal medya bu tür haberlerle dolup taşıyor. Önlemler sıkılaştırılıyor, milyonlarca lira ceza kesiliyor. Nafile, imam bildiğini okuyor!
Yasa ve sistem meselesi, üzerinde çok durulması gereken bir konu. Uygulanabilir etkili tedbirler geliştirilmezse, işi vicdanlara bırakmış oluruz. Vicdan varsa ne âlâ! Yoksa olmayan bir merci, iflas etmiş bir ahlâkî mevki haline gelmiş bulunan vicdana havale edilen her konu, fuzuli bir eyleme imza atmaktan öteye geçmez.
Dejenere olmadan önce koskoca bir imparatorluğun ticari hayatını düzene sokan, bir sivil toplum uygulaması, bir mesleki örgütlenme şaheseri ahilik teşkilatını hatırlıyorum bu tür haberleri okuyup, dinlediğimde. Bu teşkilat, esnaf ve zanaatkârların hem meslekî hem de ahlakî olarak topluma örnek olmalarını amaçlayan bir sistemdi.
Dükkânların damlı, devletin namlı olduğu o devirlerde bu örgütün etkili bir uygulaması vardı, malumunuz olduğu üzere: "Pabucun dama atılması." Bu uygulama, esnaflıkta dürüstlüğü, kaliteyi ve ahlaki değerleri korumak için geliştirilmişti. Yani bugün de çok ihtiyaç duyduğumuz vasıfları!
Mesleki yeterlilikten uzak davranan, ürünlerinde hile yapan ya da ahlaki kurallara aykırı hareket eden esnafın, ticaret erbabının pabucu dama atılırdı. Böylesinin bir daha iflahı mümkün olmazdı.
Günümüzde böyle bir örgütlenme biçimini önerecek değiliz. Ama o ruhu bugüne taşımanın bir yolu olmalı, esnaflıkta dürüstlüğü tesis etmenin, büyük market zincirlerinde ahlakî değerlerin kapitalist aç gözlülüğe feda edilmemesinin bir yolunu bulmalıyız.
Tarım ve Orman Bakanlığının bir süredir uyguladığı bir yöntemi önemsiyorum. Standartlara uygun olmayan ürünleri piyasaya sürenleri teşhir ederek bir nevi pabucu dama atılmayı hak edene sahtekârların listesini yapıyor. Halkı uyandırıyor. Ağır cezalar da kesiyor. Ama galiba dükkânlar damsız, tüketici gamsız olduğu için işlem tam işlevsel olamıyor. Pabuçlar hâlâ ayaklarda, domuzlu, merkepli etler hâlâ tabaklarda!
Bir güzel uygulama da ALO’lu hatlar ve CİMER gibi şikâyet kanalları açık. İlgili mercilere yağmur gibi ihbarlar yağıp durmada.
Sanıyorum bıçağın kemiğe dayandığı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın nezdinde meselenin takip edildiği bu ortam sistemsel çare üretimine çok elverişli. Sadece hastalığa doğru teşhis koymakla yetinmeyip, etkili tedavi için kolları sıvayacak irade ve imkânlara sahibiz.
Öyleyse ilgili bakanlıklar, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri etkili sistemsel önlemlerin geliştirilmesi için iş birliği yapmalı, ortak eylem bilinciyle halkın sofrasına ve gittikçe küçülen kesesine göz diken uyanıklara meydanı dar etmelidir. Bir de ne yapıp etmeli, zanaat erbabı diplomalı, sertifikalı hale getirilmeli. Okulsuzlar hızlı bir mesleki eğitime tabi tutulmalı.
Sivil toplum örgütleri deyince aklıma geldi; hatalı, kusurlu ürünlerle ilgili şikâyetini Kaymakamlıklara ileten tüketiciler oldukça hızlı ve etkili sonuçlar alabiliyor.
Peki, diyelim ki her hangi bir mağduriyetle ilgili bir mesleki kuruluşa onun üyesini şikâyet yolları kolay mı? Esnaf sanatkâr odalarının şikâyetlerin kolayca iletileceği sosyal medya iletişim kanalları, çağrı merkezleri, whatsapp hatları mevcut mu? Hadi diyelim ki, vatandaş bir şekilde ulaştı, şikâyetleri etkili yaptırımların tetiğini çekebiliyor mu?
Şair sanki bugünü tarif etmiş;
Çoğunluk namuslu olsa toplumda kimse aç kalmaz,
Vicdanı jandarma yapsak işlenecek suç kalmaz.
Gel gör ki manzara görülmemiş kadar vahim;
Ahice dama atsak, ayaklarda pabuç kalmaz!
Yazının başlığına dönersek, inanılmaz bir hızla çoğalan virüsler gibi tüm ülkeye yayılan “Pabucu dama atılası sahtekârların” hizaya getirilmesi ertelenemez, ötelenemez bir ihtiyaç olarak karşımızda duruyor.
Bir yandan Sayın Cumhurbaşkanının çağrısına uyup, tüm sahtekârlara boykot silahını çekmeli, bir yandan da kamusal dokunuşla sistemsel bir devrime imza atılmalı.
Velhasıl, 21 Asrın koşullarına göre çağdaş bir pabucu dama atma seferberliğine ve istisnalar hariç, ahalinin paraya pula yenilip fevkalade hırpalanan ahlaki değerlerinin tamirine, hatta yeniden inşasına ihtiyaç var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.