• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Erzurum 0 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 10 °C

HALİMİZ SANA AYANDIR, EY NEBİ!!!

Selman Soğukpınar

Mekke'nin Fetih günü idi.

Bir adam, Resûl-i zîşân (s.a.s) Efendimiz'in huzuruna gelince, onun manevi heybetinden titremeye başlamıştı.

Peygamberimiz ona, 'Kendine gel!

Ben bir hükümdar değilim.

Ben ancak, Kureyş kabilesinden kurumuş et yiyen bir kadının oğluyum.' buyurmuştur.

Resul'u Kibriya, Ahmed'i Mahmud.

Efendiler, Efendisi..

Tevazu sahibi.

Güzel Ahlakın abidesi.

Sen ki; Merhametlilerin en Merhametlisi.

Sen ki; uyuyan bir köpek için İslam ordusunun yolunu çeviren Sevgili.

Sen ki; Bir günde iki öğün sıcak yemek yememiş Sevgili.

Sen ki; Sirke ile kuru ekmek yiyen ve Ne güzel nimet buyuran Sevgili.

Sen ki; Hasır üzerinde yatan, uyandığı zaman vücudunda hasırın izleri belli olan Sevgili.

Sen ki; İnsanlara karşı en merhametli Sevgili.

Sen ki; Kendisini her türlü kötülükten koruyan amcası Hamza’yı öldürüp ciğerlerini yiyen Vahşi’yi affetmiş, kendine hakaret edip, Müslümanları öldürüp aç ve susuz yurtlarından kovan Mekke Müşriklerine hidayet bulmaları için dua etmiş Sevgili.

Sen bu iken .

Bizim halimiz ümmetin bugün ki hali nicedir?

Ey Nebi!!!

Bizde ki kibir, gözümüzü kör etti.

Mal, Mülk, Şan, Şöhret, Makam ve Mevki hırsı mazlumların sesini işitmemize engel oldu.

Bizden olanlar bizden diğerleri elden oldu.

Sünniler, Şafiler, Şiiler kardeş iken birbirine karşı falanlar ve filanlar olup, düşman oldular.

Bu gün halimizi sana arz edeyim.

 Ya Nebi!!!

Bu gün Rabbimizin ve  senin davan öksüz kaldı.

Bugün Allah'ın davasına hizmet etmekten kaçan Müslümanlar hasıl oldu.

Bugün Dünyanın dört bir tarafında senin ümmetinin mazlumlarına ve gariplerine yapılan zulüm arşı alaya dayandı.

Bugün bu zulmü gören sözde Müslüman özde siyonizmin maşası haline gelmiş saraylarda yaşayan kralların kulakları sağır, gözleri kör oldu.

Bugün bir tarafta zalimin zulmü altında açlıktan ve sefaletten inim inim inleyen mazlumlar varken.

Bir tarafta iftar sofralarında bin bir çeşit yemekle iftarını açan Müslümanlar hasıl oldu.

Ya Nebi!!!

Sen buyurdun ki; ''Komşusu açken, tok yatan bizden değildir.''

Bugün yatağına aç giren ümmetinin açlığından bir haber keyfi sefa içerisinde yaşayan bir ümmet Hasıl oldu.

Bizim dinimiz ve senin emrin paylaşma ve yardımlaşmayı emrederken.

Ya Nebi!!!

Dün Mekke’den Medine’ye göç eden Mücahirlere kucak açan Ensarlar vardı.

Bugün ülkesindeki kandan, göz yaşından, yokluktan ve sefaletten ülkemize sığınan Mücahirlere bir lokma ekmeği çok gören sözde Ensarlar hasıl oldu.

Dün  Bedir'de sadece 313 kişilik ordu ile senin ordun zafer kazanırken.

Bugün sayısı Milyarlar olan sözde Müslümanlar beş milyon Yahudi ile baş edemez oldu.

Dün Allah'ın davasına canı ile malı ile baş koyan Mücahitler varken.

Bugün Allah'ın davasına hizmet etmeyi bırakıp, kendi menfaatlerini ön planda tutan sözde Mücahitler hasıl oldu.

Ya Nebi!!!

Dün seninle beraber Allah'ın emrini yerine getirmek için canını ve malını Allah yolunda harcayanlar kol kola girmişken.

Bugün Müslümanlar.

Suskun, aciz, param parça ve helak olmuş ölüler gibiler.

Dün senin için Anam, Babam sana feda olsun diyebilen, Müslümanlar var iken.

Bugün Siyonist katillerin ve uluslararası işbirlikçilerinin senin mazlum ümmetine dünyanın dört bir tarafında zulüm etmesini görmezden gelen Müslümanlar hasıl oldu.

Ya Nebi!!!

Sonuç olarak doğruları söyleyecek yüzüm yok sana.

Ancak halimiz nedir?

Arz ederim.

Ben sana.

Ümmetin çaresiz,

Öksüzler, yetimler sahipsiz,

Mazlumların boynu bükük ve garip,

Gözyaşlarımız sel,

Yüreğimiz kavruk,

Ebubekirler yanık,

Ömerler adaletsiz,

Osmanlar edepsiz,

Aliler kılıçsız,

Fatmaların, Ayşelerin ve Zeyneplerin gülü solgun,

Ya Nebi!!!

Ellerimiz günahkar,

Gözlerimiz zinakar,

Bedenimiz yorgun,

Kazancımız bereketsiz,

Evlatlarımız isyankar,

Midemiz haram ile doldu.

Ya Nebi!!!

Dualarımız kabul olmuyor.

İbadetlerimizde huşu yok.

Namazlarımızda riya çok.

Hak ve hukuk bizde hep bana.

Helal, Haram fark etmez.

Ya Rab ver bana.

Gönüller yıllar var ki hep kurak,

Gözlerimiz hep veda tepesinde kaldı.

Kerbela ne ki?

Ya Nebi!!!

Her gün yüzlerce Hasanlar ve Hüseyinler yeni Kerbelalar da şehit düştü.

Halimiz sana ayandır.

Ya Nebi!!!

Bizler öyle bir hale düştük ki;

Rabbimizden Ebabilleri çağırıyor.

Ebabiller geldiğinde de ilk olarak bizi taşlayacağını bilerek yaşıyoruz.

Senki, haberdarsın halimizden, halimize medet eylet Rabbimizden,

Ey Nebi!!!

Şimdi Bayram geldi.

Bir tarafta mazlum ümmetinin gözyaşı okyanus olmuş,

Bir tarafta günahsız bebelerin iniltileri arşa ulaşmış iken,

Bizlerde sözde Müslümanlar olarak bayram edeceğiz.

Bayramsa Bayramımız Mübarek olsun.

Ey Nebi!!!

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25