Yıllarca ülkemde vatanın asıl evlatlarına laiklik adı altında zulmeden sözde laikler kuyruk acısından olacak Sayın TBMM Başkanımız Sayın İsmail Kahraman’ın bir cümlesi ile hopladılar.
Peki, siz değil mi idiniz laikliği tarif ederken düşünce özgürlüğü olarak tanımlayanlar.
Ne oldu?
Sizler bu ülkede yıllarca dinini yaşayan insanlara zulüm ettiğinizde o insanların özgürlük yaşam hakkı yok muydu?
Lafa gelince vardı dersiniz.
İcraata gelince hep bana, Rab bana..
Şimdi birisi kalkıp laiklik konusunda fikrini beyan edince ısırgan değimmişçesine yerinizden hopluyorsunuz.
Neden hopladınız?
Zorunuza giden nedir?
Söyleyin!
Söyleyin nedir bu laiklik?
Yada hangi laiklik?
Azınlığın çoğunluğa vesayet uygulaması mı laiklik?
Bu ülkede Başbakanı darağacında sallandıran fikriyat mı laiklik?
28 Şubat sürecinde seçilmiş bir iktidarı iktidardan uzaklaştırmak mı laiklik?
Geçmişte devleti yönetenlerin postalıların postalını yalaması mı laiklik?
İhtilaller yaparak eşitlik olsun diye bir sağdan bir soldan astık diyen beyinsizlik mi laiklik?
Nur Serter ve avanelerinin başörtülü öğrencilere kurdukları ikna odalarında uygulanan baskı mı laiklik?
Başörtülü öğrencilerin başından tutularak üniversite kapılarında sürüklenmesi mi laiklik?
Türkiye Büyük Millet Meclisine milletten aldığı oy ile seçilmiş bir Milletvekiline atın bu kadını diyen diktatörler zihniyet mi laiklik?
Başörtülü okumak isteyenler gitsin Arabistan’a diyerek haddini aşan kendini bilmezlerin vatanın öz evlatlarını vatanından kovmaya çalışanların zihniyeti mi laiklik?
Kuran kurslarının kapısına kilit vuran yasakçı zihniyet mi laiklik?
Kamuda çalışan inançlı insanlara yapılan zulümler ile kapı dışarı atılan o kadar mazlum Müslümanın hakkını gasp etmek mi laiklik?
Bizim olanlar bizden biz den olanlar bizden değil zihniyet fukaralığımı laiklik?
Camiye giden namaz kılan Allah’ı ve Resulünü tanıyanların hain ilan edildiği yasakçı anlayış mı laiklik?
İmam hatip okullarının kapılarına kilit vuran din düşmanlığı mı laiklik?
İki üç ağacı bahane edip bu ülkeyi yakıp yıkan kamu malına ihanet eden gezi zekâlılık mı laiklik?
Kahrolsun şeriat diye ağızlarında salyaları akıtarak benim dinime küfreden beyinsiz düşüncemi laiklik?
Kendi ülkesini elin gâvuruna satan satılmışlık mı laiklik?
Türkiye’de yemi yiyip Rus’un gâvurunun kucağında yumurtlayan vatan hainliği mi laiklik?
Terörle teröristle birlik olup, bu ülkenin güvenlik güçlerine kurşun sıkan şerefsizleri savunan şerefsizlik mi laiklik?
Kısacası bütün bu sorunların cevabı aslında size göre laiklik bize göre hainlik.
Dolayısı ile ben böyle bir hainliği de, laikliği de tanımıyorum.
Böylesi bir laiklik anlayışı ile Müslümanlara zulüm edenlere de duam odur ki Rabbim onları Gahhar ismi şerifi ile Gahru perişan eylesin diyorum.
Ne ölmüşünüze Rahmet okuyor, nede hayatta olanınıza saygı duyuyorum.
Açık ve net bir şekilde yazıyorum.
Müslümanın laik olarak tanımlanması mümkün değildir.
Allah'ın hükümlerini beğenmeyen ve bu hükümlerin yaşanmasını istemeyen bir laikin, kendini Müslüman olarak tanımlanması da mümkün değildir.
Bir insan ya Allah’ın emirlerini kabul eder Müslüman olur.
Yâda Allah’ın emirlerini red eder ki ona da zaten Müslüman denilmez.
Şimdi bana Sen ne demek istiyorsun behey yobaz?
“Biz laik Müslümanlarız!.” Diyeceksiniz..
Bende diyorum ki;
Sizler ne laikliği, ne de Müslümanlığı yeterince bilmeyen gafillersiniz.
Ey Müslümanlar!
Bu zavallılar varya bunlar birde bazı saf aklını kaybetmiş sözde Müslümanların karşısına geçip.
Utanmadan, sıkılmadan..
Bizler laik olmakla ne din olan İslam'ı reddettik!
Bizler laik olmakla ne Allah'ı reddettik!
Bizler laik olmakla ne Müslümanlığı reddettik!
Bizler elbette ki Müslümanız!
Ebetteki Müslümanız fakat bu yobazlar gibi şeriatçı, bu yobazlar gibi gerici değiliz!
Bizler, şeriat tehlikesinin ne olduğunu bilen ve şeriata geçit vermeyecek olan aydın ve laik Müslümanlarız.
Diyen beyinsizlerdir.
Bunlar yıllarca Müslümanlara ‘’Yobazlar İran'a” diyerek Kur'an-ı Kerim'e göre Müslüman olan insanları bu yurttan sürmek isteyen ve üstelik nereye gideceklerine dair adres belirten asıl itibariyle de çelişkilerle dolu bir zihniyettir.
Sonuç olarak Müslüman bir vatan evladı olarak açık ve net bir şekilde şahsi beyanımdır.
Benim Anayasam Kuran’dır.
Kuran’ın hükümlerinin olmadığı bir anayasayı tanımadım tanımam.
Tanıyana da saygı duymadım, duymuyorum..
Kuran’ının bütün hükümleri şeriattır.
Müslüman şeriattan ayrı yaşayamaz.
Şeriat mahiyet olarak Allah’ın kanunları demektir.
Hz. Muhammed’in şeriatı her zaman adaleti gözlemişlerdir.
İslam şeriatı demek; İslam dinin hükümleri demektir.
Benim şerefli ecdadım Osmanlı bir şeriat devletiydi..
Şeriat ile yönetilen Osmanlıda da toplumda ki zalimlere dur deniyor, mazlumların hakkı savunuluyor, toplumsal ahenk ve adalet sağlanıyordu.
Şeriat anayasası Kuran olan demektir.
Müslümanın anayasası dinsizlikten yana olmaz.
Benim devletimde, milletimde dinsiz değildir.
Siz İslam’ı inkâr edenlere göre devletin dini olmaz.
Biz Müslümanlara göre dinsiz devlet olmaz.
Dinsizliği kabul edenlerin kimliğinden İslam’ın adını sildirmeleri gerekir.
Şimdi Sayın TBMM başkanımıza dil uzatanlar bilsinler ki; Sayın İsmail Kahraman yıllarını hak davası için mücadeleye adamıştır.
Ve mücadeleye devam etmektedir.
Onun bu hak davasında dünde yanında idik.
Bugünde yanındayız, yarında yanında olacağız.
Üç beş gezi zekâlı zırvaladı diye bu kervan yolda kalmayacak.
Siz söylemleriniz ile Allah’ın nurunu söndürmeye çalışsanız da mutlak galip olan Allah nurunu tamamlayacaktır.
Vesselam..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.