Batı dünyasının faşizm, liberalizm ve kapitalizm gibi fantezileri artık İslam coğrafyasında karşılık bulamamaktadır.
Batının İslam ülkelerindeki başarılı siyasi hareketleri imha etmek için yönettiği El Kaide, DAEŞ gibi terör örgütleri devreye girerek İslam ülkelerinde demokrasi adı altında her defasında gözyaşı getirildi. Nitekim ABD'nin son olarak Ortadoğu'ya şekil vermek için Suriye'de açıktan terör örgütü PYD ile işbirliği yaptığını gördük. Artık Müslümanların kendi sorunlarına kendilerinin çözüm bulması gerekiyor çünkü batının sunacağı hiçbir çözümü kalmamıştır.
Mezhep çatışmalarının körüklendiği bir dönemde Müslümanların kendi sorunlarını konuşacağı bir diriliş yapılanmasına ihtiyacı var. Tıp'tan tutun da hadis derslerine kadar her alanda İslam Coğrafyasının yeniden bir dirilişi başlatacağını düşünüyorum. Bunun içinde en başta bütün islam coğrafyasının umudu, önderi ve rehberi olan Türkiye’de devlet ile milletin el ele vererek yeni bir diriliş hareketinin tohumlarını atması gerekmektedir. Bunun ilk tohumu da inşallah 16 Nisanda atılacaktır. Ülkemiz yeni geçeceği Cumhurbaşkanlığı sistemi ile artık tek elden yönetilecek yüzyıldır ayağına vurulan prangalardan kurtulacaktır. Biz güçlü bir ülkeyiz inşallah bu yeni sistem ile birlikte daha da güçlü olacağız. Yakın tarihimize baktığınız zaman bizler 2013 yılını Gezi kalkışmasını ve FETÖ'nün 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimini atlattık. Daha fenası gelmez herhalde diyorduk ki 2016 yılında 100 yıl unutamayacağımız dramlar yaşadık.
FETÖ'nün kanlı darbe girişimi, PKK'nın şehirlerde başlattığı çukur terörü, DEAŞ'lı ve PKK'lı canlı bombaların terörü, şehitler, gaziler, Halep ve ekonomik saldırılar… Her şeye rağmen devlet ve millet belki de ilk kez böylesine destansı ve el ele bir mücadele verdi. Tarihte ilk kez bir darbe girişimini, inisiyatifi ele geçiren millet, korkusuzca, çıplak elleriyle tanklara göğsünü siper ederek önledi. Bugün hayır cephesinde olanlara hayır demiyorum ancak bütün hainler hayır cephesindedir. Bugün yapılan tamamen bir sistem değişimidir. Ancak birileri rejim değişiyor yaygarasını koparıyor, CHP "Devleti bölecekler" diye saçma sapan bir argümanla otaya karşı çıkıyor. CHP’nin yanında yeni sisteme karşı çıkanlar kimler, HDP’liler, PKK, FETÖ ve diğer terör örgütleri. Bunların al birini vur diğerine hainlikte yarışılar. Ülkeye ihanette başta gelirler. Bir kısım aklı fukarada adam gibi adam ülkesi, bayrağı, ezanı ve vatanı söz konusu olunca gerisi teferruattır diyen devlet adamı olan bu devletin bir sigortası olan MHP lideri Sayın Bahçeli'ye yükleniyorlar. 15 Temmuzda namussuz FETÖ’nün ülkeyi nasıl parçalanmaya götürebileceğini gören bir göze ve yüreğe sahip Sayın Bahçelinin hainler ile teröristler ile yan yana durmasını mı bekliyordunuz. Açık söylüyorum bunun hayal edenler izandan yoksun olmalılar. Sayın Bahçeliyi eleştireceğinize aklınızı başınıza alın biliniz ki güçlü bir devlet için milletin bizzat sistemi kuran güç olması gerekir.
Yıllardır tepeden inme şekilde millete gömlek dikenler, bu gömleğin bu bünyeye dar geldiğini artık görmeli. Devlet ve milletin arasında uçurum olduğunda silahlı gücü ele geçiren darbe yapmaya koşar. İşte 15 Temmuz’da hainler tamda bunu yapmaya kalkıştı. Bu sistem tek adamlığı getiriyor yâda Erdoğan kendini tek adam yapıyor safsatasını uyduranlar açıkça belirtmek gerekirse bunlar sadece bulanık suda balık avlıyor olayı çarpıtıyorlar. Yahu akıllı olun. Cumhurbaşkanı Erdoğan ölümlü olduğunu sizden daha iyi biliyor. Tereciye tere satmayın. Reisin derdi kendisi değil. Vallahi Resi Türkiye'nin derdinde. Bizlerde artık millet olarak gelecekte ülkeyi yönetecek olanların darbelerle, bürokratik hantallıklarla uğraşmasını istemiyoruz. Ülkenin yarınlarını düşünerek inşallah devlet ve millet 16 Nisan’da el ele vereceğiz, bizim Erzurum deyimi ile sizler çığda deseniz, vığda deseniz biz millet olarak yeni bir sistem kuracağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.