Anayasa Mahkemesi, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili "Kişi hak ve hürriyetleri ihlal edilmiştir." kararını verdi.
Anayasa Mahkemesi, tahliyesi için bireysel başvuruda bulunan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ için kararını verdi.
"HAKLARI İHLAL EDİLDİ"
Anayasa Mahkemesi, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, "özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının, yerel mahkemece etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin haklarının ihlal edildiğine" hükmetti.
"TAHLİYE TALEBİ HAKKINDA KARAR VERİLMESİ AMACIYLA..."
Yüksek Mahkeme, gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin Mahkemesine gönderilmesine OY BİRLİĞİYLE karar verdi.
AVUKATI, BİREYSEL BAŞVURUDA BULUNMUŞTU
Başbuğ'un avukatı, müvekkilinin "görevsiz" mahkemede yargılanması ve iki yıldır devam eden tutukluluğuna ilişkin itirazlarının incelenmeksizin reddedilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu. Başvuruda, Başbuğ'un kişi hürriyet ve özgürlüğünün ihlal edildiği savunularak, tazminat isteminde bulunulmamıştı. Başbuğ'un görevsiz mahkemede yargılandığının tespiti ve Yüce Divan'da yargılanmasına karar verilmesi istenmişti.
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un yaptığı bireysel başvuruyu görüştü.
"SÜRE AŞIMI"
İkinci Bölüm'ün oy birliğiyle aldığı kararda, Başbuğ'un ilk derece yargılamasında devam eden özgürlükten yoksun bırakılma kapsamındaki şikayetleri "süre aşımı" nedeniyle kabul edilemez bulundu.
TAHLİYE KARARI VERİLMEMESİ ŞİKAYETLERİ KABUL EDİLDİ
Mahkumiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle tahliye talebi hakkında karar verilmemesi şikayetlerinin kabul edilebilir olduğuna karar veren Anayasa Mahkemesi heyeti, Başbuğ'un, "özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının Mahkemesince etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkumiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine hükmetti.
KARAR, OY BİRLİĞİYLE ALINDI
Gereğinin yapılması ve başvurucunun tahliye talebi hakkında karar verilmesi amacıyla karar örneğinin Mahkemesine gönderilmesine, başvurucu tarafından yapılan 206,10 lira başvuru harcı ve bin 500 lira vekalet ücretinden oluşan toplam bin 706 lira 10 kuruş yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine oy birliğiyle karar verildi.
Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği"ni düzenleyen 19. maddesinin sekizinci fıkrası, "Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir" hükmünü içeriyor.
BAŞBUĞ'UN AVUKATI: TAHLİYE KARARI VERİLMESİ GEREKİR
Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer ise, Hürriyet'in sorusu üzerine, "tahliye kararı verilmesi gerekir" dedi. Sezer, Anayasa Mahkemesi kararında, yaptığı başvuruda yer alan "görev itirazına" ilişkin bir şey göremediğini de vurguladı.
CEZA HUKUKÇUSU AÇIKLADI: KARAR NE ANLAMA GELİYOR
NTV canlı yayınına katılan ceza hukukçusu Yılmaz Yazıcıoğlu AYM'nin Başbuğ kararı ile ilgili şunları söyledi: "Bu sadece özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin bir karar. Yargıdaki orantısız güç kullanımına ilişkin bir karar. Hükme ilişkin değil. Buradaki espri şu. Gerekçeyi mahkeme yazmadığı için Yargıtay'da da tahliye hakkınız vardı. Şimdi yazsalar bile tahliyenin gerçekleşmesi gerekiyor.
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına uymazsa, o zaman kasıtlı olarak özgürlüğü kısıtlamış oluyor. Bu karar faksla iletildiği için bu akşam o mahkemenin, orada hazır olması gerektiği için, faks ellerine ulaştıkları zaman karar vermeleri gerekiyor. Kişinin öneminden de yaptığı görevden de bahsediyor. Balbay kararında diyordu ki o süre çok uzundur. Burada tutuklama bakımından gerekçe koyamamıştır deniyor."
BALBAY ÖRNEĞİ
Başbuğ kararı, daha önce Anayasa Mahkemesi'nin aynı davadan yargılanan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay hakkında verdiği karar gibi etki yaratabilir.
Anayasa Mahkemesine Balbay'ın yaptığı kişisel başvuruyu karara bağlamış, Balbay'ın ve ona oy veren seçmenlerin "seçme/seçilme" haklarının ihlal edildiğine karar vermişti. Alt mahkeme, Anayasa mahkemesinin bu kararını gözönüne alarak Balbay'ın tahliyesine hükmetmişti.
Balbay'ın ardından, KCK davasında yargılanan BDP'li vekiller de, aynı gereklerle Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuşlar, Mahkeme'nin benzer kararları ile, onların da tahliyelerinin yolu açılmıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.