KARAKOLLAR MI KURULSUN?

Şehrimizde son aylarda gündemden düşmeyen bıçaklama olaylarını ve buna benzer asayiş sorunlarını ortadan kaldırmak için neler yapılabilir.

Diye bu toplumun bir ferdi olarak biraz düşündüm.

Ardından birkaç genç kardeşlerimizle bu meseleler hususunda istişare yapma ihtiyacı duydum.

Ardından güzel bir ortamda gençlerle olayların sebep ve sonuçlarını konuştuk.

Bir genç kardeşimiz ağabeyi sen yazıp çiziyorsun.

Sorunların çözümü ile ilgili bizim bir fikrimiz var.

Yazar mısın?

Deyince tabi ki neymiş anlatın bakalım.

Ve gençler içlerinde biriktirdiklerini birer birer dökmeye başladılar.

Bu olayların asıl sebebi bu şehrin ve ülkenin en büyük sorunu olan işsizlik.

Yani yaşadığımız sosyo ekonomik problemlerden kaynaklandığını vurguladılar.

İyide kardeşim işsizlik var diye adam mı bıçaklayacaksınız?

Bu sorunlarınızı çözüyor mu?

Diye sorunca.

İşimiz gücümüz olsa ne işimiz var, kahvehane köşesinde, ne işimiz var sokakta.

İş olmayınca evde duruyoruz olmuyor.

Sokağa çıkıyoruz belaya bulaşıyoruz.

Diye cevap verdiler.

Peki haklısınız işsizlik sorununuz var. İnşallah en kısa zamanda çözülür.Diyelim.

Ama şu an önümüzde böyle bir problem var .

Siz iş bulana kadar da bu sorun devam edecek değil.

Siz gençler olarak bir öneri sunun bizde elçilik edelim.

Ne yapacağız?

Deyince.

Bir ortak fikir olarak.

Ağabeyi biz görmedik.

Ama sizin gibi büyüklerimiz görmüştür.

Bizlerde duyduk.

Eskiden asayişin sağlanması için mahalle bekçileri ve mahalleler de polis karakolları varmış.

Biz gençlere göre asayişte yaşanan sorunlara bu uygulama geri getirilerek bir nebzede olsa çözüm olur .

Diye düşünüyoruz.

Dediler.

Bu öneriyi onlar bana aktarırken doğrusunu söylemek gerekirse benim gözümün önünden de o günler bir film şeridi gibi geçmeye başlamıştı.

Evet akşam karanlık çökünce bekçi amcanın düdük sesi on sokak öteden duyulurdu.

Mahallenin asayişi ondan sorulurdu.

Sadece asayişi mi?

Mahalleli gençlerin abisi bütünleştiricisi, karakola gitmeden sorun çözücüsü bekçilerdi.

Mahalle karakollarında görev yapan polis abiler bütün mahalleyi tanır.

Mahallelide onları tanırdı.

Bazen de canımız sıkılınca karakol bahçesinde polis abilerle bir çay içer akıl fikir danışırdık.

O yıllarda polisle vatandaş arasında öyle bir birliktelik vardı ki polis amcalar hangi evde kim var?

Huyu,suyu nedir?

Kısacası karakoldaki polisler kimin ne olduğunu kimin suç işleyip, kimin işlemeyeceğini iyi bilirlerdi.

Mahallede olumsuz bir olay yaşansa idi olayı kimin çıkardığını bilir.

Suçluyu da tere yağından kıl çeker misali yakalardılar.

Şimdilerde bu meselelerin arttığını görünce sanki gençler haklı gibi geldi bana.

Sonuç olarak Atalarımız ne demiş ‘’elçiye zeval olunmaz’’ ben elçilik görevimi yerine getirmek adına bu öneriyi kaleme aldım.

Bu konuda Sayın Valim,Sayın Emniyet Müdürüm ne düşünür bilmem.

Ama sorunu yaratanlar , çözümü de ortaya koyuyorlarsa bence dinlemekte fayda var..

Yeter ki dinlemesini bilelim.

.