Mehmet Kırkıncı Hocaefendi, Necip Fazıl Kısakürek ile görüşmelerinde aralarında cereyan eden Risale-i Nur sohbetini anlattı.
ESKADER’in düzenlediği Babıali Sohbetleri’nde Mehmet Kırkıncı Hocaefendiyi dinleyen Dünya Bizim sitesinin yazarı Aydın Başar, konuşmayı bölümler halinde özetledi:
YERİ GÖĞÜ DOLDURAN BİR NURDUR O
Kırkıncı Hoca Risale-i Nur’un yeri göğü dolduran bir nur olduğunu, Bediüzzaman Hazretleri’nin onları sürgünlerde, hapislerde yazdığını ve bugün Risale-i Nurların dünyanın en çok okunan eserleri arasına girdiğini söyledi.
NECİP FAZIL'I RİSALE-İ NUR KONUSUNDA UYARDIM
Üstad Bediüzzaman ile ilk röportajı Necip Fazıl Kısakürek’in yaptığını hatırlatan Mehmet Güllük Bey, Kırkıncı Hocaya Necip Fazıl ile olan muhabbetini sordu. Necip Fazıl Kısakürek’in Erzurum’a 1971’de Büyük Doğu’yu çıkartmak için himmet toplantısına geldiğini ve Erzurum’un zenginlerinden Haldun Balkaya’nın evinde misafir olduğunu söyleyen Kırkıncı Hoca onunla olan görüşmesini şöyle anlattı:
“Biz Necip Fazıl Bey’in kaldığı eve gittik. Bir sürü adamlar gelmişti onu dinlemeye. Necip Fazıl Bey ile oradakiler sohbet ediyorlar. Fıkhî bir konuda Necip Fazıl Bey bir şey söyledi. Ben de Necip Fazıl Bey’e; ‘Biz seni fetva kürsüsüne çıkartmadık. Sen kendi meselelerinden konuş’ dedim. Bir gün sonra beni sabah namazına bir yere davet etti. Sabah namazından sonra onunla bir yerde oturduk konuştuk. Epeyce bir şeyler anlattı. ‘Bu milletin kurtuluşu Büyük Doğu’ya bağlı’ dedi. Dedim ki; ‘Necip Bey biz senin konferanslarını çok dinledik, şimdi de sen bizi bir dinleyiver. Biz binlerce insanın takip ettiği Risale-i Nur yolundayız, Büyük Doğu’ya bizi niye davet ediyorsun?’ Sonra tabi başka şeyler de konuştuk. Bizden ayrıldıktan sonra İstanbul’a gidince Sabah gazetesinde ‘Erzurum’da bir mantık küpü ile karşı karşıya geldim’ diyerek bizden bahsetmiş. Aradan bir zaman geçti, Risale-i Nur aleyhine yazılar yazmaya başladı. Bugün gazetesinde Üstad’ın Tarihçe-i Hayat’ta savaşta ölen Hıristiyan gençlerin de masum olduğunu söyleyen yazısından yakalamış. Ona bize uymuyor diyor.”
NECİP FAZIL’LA İKİNCİ KEZ GÖRÜŞTÜK
Mehmet Kırkıncı Hoca, merhum Üstad Necip Fazıl Bey ile ikinci görüşmesini ise şöyle anlattı:
”Zübeyir Abi; ‘Necip Fazıl’dan randevu aldık beraber gideceğiz’ dedi. Evine gittik. Öyle bir evi var ki padişahın bile öyle olmaz. Necip Bey o gün gitti Tarihçe-i Hayat’ı aldı geldi. Üstadımızın o cümlesini bize okudu. ‘Bu’, dedi ‘bizim itikadımıza aykırıdır.’ Dedim ki: ‘Bizim Üstadımız Eşaridir, İmam Eşari’ye göre Peygamber gitmeyen bir kavim masumdur.’ İlgili ayeti okudum. ‘Ha teşekkür ederim’ dedi. Ertesi gün Nurculardan bir grup geldi diye yazı yazdı, o zaman işi bizim lehimize döndürdü.”
OYUMUZU ERBAKAN’A VERMEMİZİ İSTEDİLER
Mehmet Güllük Bey’in Kırkıncı Hoca’ya sorduğu sorulardan birisi de Mısır’daki ihvan hareketi ile olan görüşmesiydi. İhvan-ı Müslimin’in reislerinden birisinin bir seçim arefesinde Türkiye’ye geldiğini ve bir evde toplantı düzenlediğini söyleyen Kırkıncı Hoca, o toplantıda olanları şöyle nakletti:
“O reis bize dedi ki; ‘Oylarınızı Necmettin Bey’e vereceksiniz, orada toplanacaksınız.’ Bunun üzerine orada bulunan Sungur Abi’nin rengi kaçtı. Bir saatten fazla onu dinledikten sonra ona dedim ki; ‘Siz beni bir dinleyin. Keşke söze şöyle başlasaydınız, biz İhvan-ı Müslimin olarak hizmeti böyle düşünüyoruz, ya siz nasıl düşünüyorsunuz? Bunu bize bir sorsaydınız. Bizim yolumuz siyaset ve silah hareketi değil, irşat hareketi. Bizim sermayemiz Risale-i Nur. Biz onlar ile gençleri kazanacağız.’ Sonra da işte Risale-i Nurdan bir bölüm okudum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.