Konaklı tesislerinde antrenman yaparken hayatını kaybeden milli kayakçı Aslı Nemutlu ile ilgili bilirkişi raporu açıklanmış.
Raporda ölüme, ihmal ve eksikliğin neden olduğuna dair bölümler var...
Talihsiz bir kaza, acı bir ölüm.
Görünmez kazaya kim ne diyebilir?
Ama keşke bilirkişi raporuna yansıyan bir dizi ihmalin de bu kazada payı olmasaydı.
***
Madem ortada bir rapor var.
Kulak verip dinleyeceğiz.
Dersler çıkaracağız.
Hoş bu raporu ilgisiz kişiler hazırlamadı, mahkemenin tayin ettiği ‘bilim adamları’ hazırladı.
Bildikleri için görüşlerine başvuruldu.
Ve bu insanlar ‘Kış sporuna düşman, Erzurum’a düşman, Palandökene düşman’ kişiler değil ki…
Ne görmüşlerse yazmışlar onu…
***
Efendiler...
Önce başınızı iki elinizin arasına alınız.
Beyninizin tüm hücrelerine bolca oksijen pompalayınız.
Şu yüce Kuranî hükme kulak veriniz:
'Haksız yere bir cana kıyan bütün insanlığa kıymış gibidir.
Bir hayat kurtaran da bütün insanlığı kurtarmış gibidir.'
***
Bir büyük, bir yüce, bir evrensel gerçekle karşı karşıyasınız...
Söz konusu hayat olduğunda...
Can olduğunda...
Yaşama hakkı olduğunda...
Yelkenler inecek...
Diller susacak...
Mazeretler hizaya gelecek...
Mırın kırın sona erecek...
Bu ilahi hitap karşısında elpençe divan durulacak...
***
Bir elim kaza meydana gelmiş.
Bir can gitmiş.
Ana baba yüreğine ateş düşmüş, alev dolmuş.
Artık burada 'aman şehrin çıkarı'...
Aman 'Palandökenin namusu'...
Aman 'Konaklı'nın istikbali'...
Mızmızlanışının alemi yok...
'Olur, böyle kazalar, insanlık' hali falan da demeyin, haaaa...
Efendi efendi kabullenin gerçeği, hiç değilse genç bir cana malolan vurdumduymazlığınızın vicdan azabını duyun...
***
Şimdi 'arkadaş bu nasıl ihmal, bu ne aymazlık, dağ başı mı burası?'desem...
'Evet, hem de palandökenin başı' diye pişkin pişkin sırıtacak bazıları...
Evet, gerçekten de her bakımdan dağ başıymış!
Manzara, 2011 gibi dev bir organizasyona imza atmış çağdaş bir şehir görüntüsü vermiyor, maalesef!
***
Devletin imkanlarına bir bakın...
Bir de bu imkanları kullanmaktan bile aciz 'idare-i maslahat' ehline...
Sağlık Bakanlığı şehirden şehire, şehirden başşehire hasta taşıyacak
'hava ambulans köprüsünü' kurmuş...
Vızır vızır hasta taşıyor, canlar kurtarıyor...
Geneldeki hizmet çıtasına bak, yereldeki perişanlığa...
Bakanlık 21. asrın hizmet standardında, yerel bürokrasi 'tahta' devrinde, taş devrinde...
'Bürokrasi' derken özellikle bir makamı, ya da kuruluşu kast etmiyorum...
Başa bela gelmeden ders çıkarmayan, yumurta kapıya dayanmadan gereğini yapmayan bir zihniyete vurgu yapıyorum.
***
Mesela, Konaklı’da milli sporcuların çalışma yapacağını iki satır yazıyla, bir telefonla Sağlık Müdürlüğüne bildirip kim ambulans istemedi?
Niye istemedi?
Sayın Bakan, sorulara verdiği cevapta ‘istendiğinde derhal tahsis ediliyor’ demiş…
Hiç kuşku yok, hastayı uçakla hastaneye yetiştiren bir teşkilat, şehrindeki bir etkinliğe hiç ambulans tahsis etmez mi?
Demek ki arıza başka yerde…
Başka yerlerde…
***
Konunun 'sıkıntılı' olduğunu biliyorum.
Şimdi ihmal var desek, kusur var desek, kabahatliler hemen şehir asabiyetine sığınacaklar...
Şehre zarar veriyorsunuz diyecekler...
Turizmi baltalıyorsunuz diyecekler...
Gerçek bu mu?
2011 Gibi muhteşem bir işin üstesinden gelmiş...
Dünyaya adını duyurmaya başlamış bir şehri
asıl siz küçük düşürdünüz...
Kalkmakta olan uçağın gazını kestiniz.
İmaja darbe vurdunuz.
Bari bunu kabul edin de...
Taze bir başlangıç yapın...
***
Şehir çıkarı dendi mi titizlik ibresi tavan yapan biri olarak yazıyorum bunları...
Vicdanım kanadı çünkü...
Sizinki de kanasın...
Aslının yerine kızlarınızı koyun...
O tabut sizin kapınıza geldi sayın...
O güzel yavruya kendi evladınız gibi ağlayın...
Ben öyle yapıyorum...
Ve pist kenarına tahta çakıp sünger bağlamayan kafaların hatalarına sünger çekemiyorum...
İdare de çekmesin,
Siyaset de çekmesin.
Kimse sorumlular hesap versinler, istiyorum.
Bu kadarını diyorum, başka da bir şey demiyorum!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.