Yer yüzünde hayat başladığı andan itibaren virüsler, mikroplar ve tüm canlılar bir denge, bir nizam üzerinde inşa edilmiştir. Meydana gelen değişme ve evrilmeler hep bir esas üzerine kurulmuş, denge korunarak günümüze gelinmiştir.
Bu değişim ve dönüşümlere ister bela, ister afet, ister salgın deyin sonuçta hepsi ibretlik olaylar zincirini oluşturmuştur. Ad, Semud, Lut, Eti, Sümer, Roma, Astek, İnka gibi medeniyet ve kavimlerin yok oluşu gibi yanardağlar, volkanlar, tayfunlar, depremler, yangınlar, salgınlar ve daha pek çok olay birer ibretlik vaka oluşturmuştur.
Yıldızların Karadelik'e dönüşmesi, galaksilerin bir birinden uzaklaşması, astrofizik değişmeler bir ölçü içerisinde cereyan eden ibretlik olaylar bütününü oluşturmuştur. Kainat özelde dünya üzerinde meydana gelen her olay, her değişme bir bela değil bir ibret vesikası, ders alınması gereken olaylar zinciridir.
Tarih boyunca mikrop ve virüsler tarafından meydan getirilen hastalıklar, salgınlar bu tür biyolojik olaylardır. Ders çıkarılıp, ibret nazarıyla bakılması gereken biyolojik, kimyasal, tıbbi, sosyolojik, kültürel değişimler manzumesidir.
Evet, her değişim etkilediği coğrafyalarda kültürel, ekonomik, sosyolojik, ahlakî değişimlere sebep olmuş, insanların, toplumların, milletlerin ve devletlerin yeniden şekillenmesine sebep olmuştur.
İnsanlar, toplumlar ve milletler yaşanan acı ve tatlı olaylardan ders çıkarmak zorundadır. Dersler hukukî, ahlakî olarak insanlığı etkilemiş, güzele, iyiye ulaşmanın yollarını bulmaya itmiştir.
Korona virüsünün ortaya çıkışıyla birlikte dünyanın tamamını etkilenmiş, ibretlik sahneler ortaya çıkmıştır. Hergün televizyonlardan izlediğimiz acı sahneler, ders alınacak ibretlik olaylar zinciridir. "Karun" kadar zengin olanlar, "Neron" gibi dünyayı yakanlar, kendilerini dokunulmaz sananlar gözle görülmeyen, elle tutulmayan bir virüsten korkup kendilerini evlerine , malikanelerine hapsetmişlerdir. Bundan daha ibretlik bir olay var mıdır.....!?
Birey olarak, toplum olarak "gıybet ettik", "iftira attık", "yalan söyledik", "adaleti ayaklar altına aldık"....! Niye mi yaptık derseniz....! Kendi egomuz için, çıkarlarımız için, makam ve mevkilerimiz için bunları yaptık.....! Şimdi evlerimize hapsedildik. Bayram geldi.. Görüşemedik... Camide namaz kılamadık... Kabe'yi her türlü ibadete kapadık...!
Peki akıllandık mı? Ders aldık mı? Kötü sözden, iftiradan, gıybetten, yalandan, ötekileştirmekten, toplumu kutuplaştırmadan vaz geçtik mi?
11 Marttan beri evdeyim. "Evde kal dediler kaldım..." Pencereden sokakları, televizyonlardan dünyayı seyrettim... Zaman bol, vakit geçmek bilmiyor... Onun için yerli, yabancı kanallardan dünyayı takip ettim..
Türkiye'ye gelince: Gazeteler, köşe yazıları, haberler, televizyonlardaki "gediklilerin" tartışmaları, sanal dünyadaki paylaşımlar....! Okudukça, dinledikçe, tefekkür ettikçe her kademe insan için geçerli olabilecek dersler çıkardım.
Bilgisiz yazmaktan, temelsiz konuşmaktan, trolleşmeden, iftirayı alallede bir şekilde kullanmaktan tutunda daha neler nelere tanıklık, şahitlik ettim. Gördüm ki; bu muazzam değişim ve dönüşüm insanları hiç etkilememiş.!
Siyasiler; dünya çapındaki ibretlik bir değişimden hiç ama hiç ders almamışlar. Hala dilleri, lisanları kendi egolarını tatmine yönelik sürüp gitmekte..... Barış ve kardeşlik söylemleri ise hâlâ onların yanına bile gelmemiş. Korona virüsü bile getirememişse bundan sonra zor....!?
Ey insanlar gelin bu korona hastalığından ders çıkarın. Gelin ibret alın... Gelin kardeş olun.... Gelin adaleti üstün tutun.... Gelin hakkı hak sahibine teslim edin. Yoksa gelişen ekonomik, kültürel, ahlaki değişimler eninde sonunda toplumu silindir gibi ezer geçer.. Yönetenler sizlerde bunun altında kalır, ezilirsiniz.....! Sonuçta hem dünyanız, hem de ahretiniz berbat olur.
Bizden söylemesi. Yazımı Kuran-ı Kerim, Kelam-ı Kadim'de geçen bir ayetle sonlandırayım.
"İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helâk edermisin Allah'ım"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.