Erzurum bu yıl çok agır bir kş gecirdi.
Sadece Erzurumda değil aslında ülke genelinde ağır gecen bir kıs mevsimini geride bıraktık.
İlkbaharın Nisan ayı ile birlikte havalar istenilen seviyede sıcak olmasada, doğada gördüğümüz gelişmeler geçte olsa artık baharın gelişini yazın başlangıcının müjdecisi gibi.
Artık şehrimiz Erzurum kış olunca çeşitli festivallerle zaman zamanda istenmeyen kayak kazaları ile ülke gündeminde yerini alıyor.
Bu kış sezonunda bizi ve milletimizi en çok üzen olan milli sporcumuz Aslı Nemutlunun ölümü ile sonuclanan acı olaydı.
Diğer taraftan telesiyej arızalandı diye havada kalan bir kişinin havada ‘’saatlerce kaldım’’ diyerek ülke basınına Erzurum adına zarar olan feryadı figan koparanlar ile uğraştık.
Bir diğer taraftan bu gibi olaylar sonrasında bazı kendini ulusalcı, akil adam ve bilirkişi sananlar köşelerinde
Efendim Erzurum kayak şehri değildir.
Olmakta istemiyor.
Diyerek kendi çaplarında gündem oluşturdular.
Sonuç olarak bir kış sezonunu Palandöken acısı ile tatlısı ile noktaladı.
Temennim odur ki bir dahaki kış sezonunda Erzurum adına Palandökende daha kapsamlı kazasız, belasız organizasyonlar yapılır.
Sizlerle bu gün paylaşmak istediğim asıl meseleye gelecek olursak.
Baharın bu ilk ayları ile şehrin sokaklarının durumu adeta bana şu atasözünü hatırlatıyor:
Takke düştü kel göründü.
Yada bunu şöylede nitelendirebiliriz.
Karlar eridi rezalet ortaya cıktı...
Bu günlerde şehrimizin ana ve merkezi caddeleri hariç diğer ara va arka sokaklardaki köstebek yuvalarından Araç sahiplerinin feryadı figanlarını işitmeye başladık.
Açıkça görülüyorki yer, yer iki karış derinliğinde cukurlar insanları canından bezdiriyor.
Büyükşehir belediyemizin sorumluluk alanı ana caddeler.
Bu konuda şehrin merkezindeki ana caddelerde problem yok.
Ama özellikle şehir merkezi dışındaki kenar semtlerde ana caddelerin durumuda arka sokakları aratmıyor.
Geçtiğimiz günlerde tanımadığım bir cep telefonu numarasından şahsımı bir kardeşimiz aradı.
Cevap verdim.
Adamcağız direk Sayın Ağabeyim diyerek başladı.
Siz bu şehirde Gazetecilik, Televizyonculuk yapıyorsunuz
Allah rızası için şu caddelerin, sokakların durumunu bir görüntüleyip dile getirin.
Diye feryadı ediyordu.
Dinledim ardından bir cevap vermek zorunda idim.
Cevabım Muhterem kardeşim sizi anlıyorum ama kar daha yeni kalktı havalar biraz düzelince insallah belediyelerimiz gerekeni yapacaktır. Oldu.
Kentsel dönüşümler yapıyoruz. Eyvallah..
Parklar bahçeler yapıyoruz. Eyvallah..
Yeni yolllar açıyoruz. Eyvallah..
Bilmem ne Kadın konseyi adında konseyler kurup toplantılarda ya yemekler yiyip iki lafın belini büküyoruz. Yada hanım efendilere Erzurum deyimi ile Tentene dokutturuyoruz buna da eyvallah..
Ama artık ne olur?
Şu yolları öyle bir yapalımki en az 5-10 yıl aşınmasın, kazılmasın, köstebek yuvasına dönüşmesin.
Her yaz milyonlar harcayarak yollar yapıyoruz.
Aradan bir kış geciyor.
Bahara çıkınca adeta ortada deyim yerinde ise ‘’Ne fol var. Ne yumurta’’ misali yollardan eser kalmıyor.
Bir belediye için büyük bir külfettir. Kış mevsimi biliyorum.
Bir metrekare asfaltında neye mal olduğunu yıllarca calıstığım icin iyi bilirim.
Ama şimdilerde hamdolsun belediyelerimizin maddi kaynakları cok iyi.
Artık o eski günler geride kaldı. Kasalar dolu hamdolsun.
Açık konusmak gerekirse artık
Mutfakta var.
Un da var.
Suda var.
Şeker de var.
Önemli olan bunları bir araya getirip helva yapacak usta olmak.
Marifettte budur.
Artık yerel yönetimler özel firmalara asfalt attırır durumda.
Bari bu işi adam gibi yapalım asfalt olmuyorsa, artık bu şehirde sokakları taşla kaplayalım..
Bu işleri iyi tahlil ederek teşhislerini koyalım tedavilerini ona göre yapalım.
Böylece hem Belediyelerimiz külfetten, hem insanlar köstebek yuvalarından kurtulmuş olur.
Bu manzara bu şehire ve bu şehirde yaşayan insanlara layık degil.
Zaten buz eridi toz başladı.
Birde insanların ceplerindeki 3-5 kuruşu toz duman etmeyelim.
Sözün özü artık bu işe bir çare bulalım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.