Cumartesi akşamı, daha önce okuduğum Herodot’un meşhur tarihini bir kere daha gözden geçiriyordum. Altını çizdiğim bir hikayeciği sizinle paylaşmak için bilgisayara aktarmaya uğraşırken, açık bulunan televizyonda, devam etmekte olan CHP kurultayına ilişkin bir söyleşiye kulak kabarttım.
***
Muhabir şöyle diyordu: “Kemal Kılıçdaroğlu'nun tek başına aday olduğu Genel Başkanlık için yarış yaşanmadı. Kurultay’da asıl yarış ve heyecan Pazar günü yaşanacak. CHP’nin 60 kişilik Parti Meclisi seçimi için yaklaşık 600 aday var. Çarşaf liste şeklinde yapılacak seçime de, “anahtar listeler” damga vuracak.
***
Uzun yıllardan beri iktidar yüzü görmemiş, daha yakın zamanda yenilgilerine bir yenisini daha eklemiş bir siyasi parti kurultay yapıyor, hezimetin sorumlusu Genel Başkana bir tek rakip bile çıkmıyor.
Bu “rakipsizlik lüksü” bu parti ile sınırlı değil elbette. Yenilgiye doymayan siyaset pehlivanlarının arzı endam arenasıdır Türk siyaseti.
Sendikalar, büyük sivil toplum teşkilatları, dernekler, vakıflar da aynı illeti ile malul değil mi?
Bu hastalıklı tablonun birçok nedeni olabilir.
Galiba nedenlerden birisi de Herodot babanın altını çizdiğimiz kadim hikâyesinde yer alan “gürbüz başakları koparma” kurnazlığı.
Okuyun bakalım hak verecek misiniz?
***
Periandros, bir siteye Kral olmuştu. Sitesini daha iyi yönetebilmek için neler yapılması gerektiğini öğrenmek için
Kendinden daha tecrübeli komşu kral Thrasybulos’a bir elçi gönderdi.
***
Thrasybulos, Periandros'un gönderdiği adamı kentin dışına götürdü; ekin tarlaları arasında gezindiler. Ekinler arasından geçerlerken elçiyi konuşturuyor, ne için geldiği konusunda sorular soruyordu ve bu arada başı öbürlerini geçmiş olan başakları koparıp yere atıyordu; sonunda en güzel ve en verimli başaklar yok olmuştu.
***
Tarlalardan çıktıkları zaman tek kelime söylemeden gönderdiği elçi Korinthos'a döndü. Periandros, hemen, ne öğüt verdi diye atıldı. Ama elçi, Thrasybulos'un kendisine bir öğüt vermediğini söyledi ve tarlada gezinirken Kralın gelişmiş başakları koparıp atışını anlattı.
Periandros, onun ne demek istediğini anlamıştı; Thrasybulos ona yurttaşları arasında kimsenin sivrilmesine izin vermemesi gerektiğini anlatmak istiyordu, o da bunu kavramıştı; bundan sonra yurttaşlarına karşı son derece kıyıcı oldu.
***
Şark toplumlarında küçük işletmelerden dev şirketlere, bürokrasiden siyasete kadar “meyveli ağacı taşlama, gürbüz başakları tıraşlama” illeti pek yaygındır.
Tarih boyunca nice akıllı, yetenekli kadroların köküne kibrit suyu döken bu “kaht-ı rical” tablosu, taa Heredot’un yaşadığı devirden bu yana çeşitli şekillerde ortaya çıkan kadim bir hastalıktır, tedavisi zordur, aşısı da hala bulunmuş değildir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.