KENT yönetiminde bütüncül bakış anlayışının şekillendiği zemin yönetim algısına geleneksel bakışın kırılması ile ve küreselleşme sürecinin getirdiği yeni vizyon ile birlikte inşa edilmiştir.Dolayısıyla kentin parçalı ve çok bileşenli yapısının bir koşulu olarak her parçanın ihtiyaçlarının, bütünle ilişkisinin de gözetilerek ön plana çıkarılması değişen yönetim algısının tezahürüdür.
Dünya ölçeğinde 80'lerden Türkiye ise 2002 yılından sonra yapılan reformlarla yakalanmaya çalışılan bu sürece dair temel dinamiklere değinmeden kent yönetiminde bütüncüllük ilkesinin kavranması mümkün değildir.Kavramsal analizler, ayakları bu kavrama dayanan pratik sürece dokunmadan tahlil edildiğinde soyutlamalar olarak kalmaya mahkumdur.
Yönetim süreçlerinde ortaya çıkan yeni kavramlar kendinden menkul olgular değildir.Bütüncül kent yönetimi modelinin sunduğu parçaya özgü farklılığı tanıyan ancak bundan bir sinerji yaratmayı hedefleyen, yekpare egemen bir iktidar biçimini parçalayarak toplumsal ve siyasal aktörler arasında bu yönüyle denge yaratmayı merkeze koyan idare algısı , kent ve kentli haklarına, kentsel katılımın önemine yapılan vurgunun yoğunlaşması , yerel yönetimlerin özelliklerinin artırılması, vatandaşın aktif katılımcı olduğu yönetim hep yenileşme sürecinin yarattığı yeni perspektiften beslenmektedir.
Geleneksel yönetim anlayışına yönelik bu itiraz, kent yönetimi ve yerel yönetim Mekanizmaları bağlamında da önemli bir dönüşüm yaratmıştır.Nitekim Avrupada ve Yerel Yönetimlere verilen yetkiler normal olarak, tam ve yanlız onlara aittir.Bu yetkiler kanunlarla belirlenenlerin dışında merkezi veya bölgesel nitelikte başka bir otorite tarafından zayıflatılamaz ve sınırlandırılamaz denmektedir.Türkiyede özellikle 2002 yılından sonra küreselleşme sürecinin yarattığı dönüşümünü yakalamak bağlamında önemli adımlar atılmıştır.2004 tarihli 5216 sayılı Büyükşehir Yasası, 2005 tarihli 5393 sayılı Belediye kanunu, 5302 sayılı il özel özel idare Kanunu bu kapsamda önemli değişiklikler içermektedir.Kent organik ve çok katmanlı bir oluşumdur.Turgut Cansever şöyle demektedir. İnsanın ve toplumların takip edebileceği en gelişmiş ve karmaşık amaçlar bütünlüğünü içeren şehir, aynı zamanda tam bir süreçtir.Birbirine eklenen parçaların bir bütünlüğü olduğu kadar içinde oluştuğu, geliştiği zaman dilimlerinin farklılaşan ihtiyaçları ve değişen amaçları, tarihi miras karşısında alınacak tavır dolayısıyla da bir kültürel birikimini ve zaman içinde birbiri ile hesaplanarak şekillenen davranışlar bütünlüğüdür.
Geçmişte kent yönetimi dendiğinde algılanan şey kentin fiziksel yapısı içinde yapılan değişimlerdi.Ancak artık çağdaş kent yönetimi anlayışı içinde, yönetimin tek işlevi yaşanabilir Mekânlar sağlamaktan ibaret değildir.Kentsel yönetim belirli bir amaca ulaşmak için başta insanlar olmak üzere parasal kaynakları, donanımı , demirbaşları, hammaddeleri, yardımcı malzemeleri ve zamanı birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek kararlar alma ve uygulama sürecini kentin tüm gelişimini hesaba katan, plânların sadece fiziksel değil aynı zamanda ekonomik, toplumsal yönlerini de önemseyen genil kapsamlı kent planlaması olarak algılanmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.