Milletin gözü kulağı Barış Pınarı Harekâtında. Maşallah, Mehmetçik verilen görevi hakkıyla yerine getiriyor, gösterilen hedefe destanlar yaza yaza ilerliyor.
Bedrin Arslanlarına düşman dayanır mı, savunma kâr eder mi? Ordu millet kaynaşıp, kahramanlıkla silah-mühimmat gücü birleşince, zafer mukadder hale gelir, düşman kaçacak yer arar.
Bu operasyonda Mehmetçik, tamamen yerli ve millî silahlar ile attığını vuruyor, hedefleri paramparça ediyor, hainlere göz açtırmıyor.
Harekâtta kullanılan silah listesine bir göz atalım birlikte, övüncümüzü, güvencimizi perçinleyelim.
Arma Zırhlı Muh. Aracı, Kobra Zırhlı Araç, Bayraktar Siha, Anka İha, T-155 Fırtına Obüsü, Göktürk Keşif Uydusu, Bora-12 Sniper Tüfeği, Cirit Lazer Güd. Füze, Umtaş Tanksavar Füzesi, Som Seyir Füzesi, Lazer Ve Kanatlı Güdüm Kitleri, T 129 Atak Helikopter, Tr-300 Kasırga Füzesi.
Ordumuzun silah gücüne vurgu yapmam sebepsiz değil. Yıllardır gözümüz kulağımız terörün bunalttığı vatan köşelerimizde. Nice şehit haberleri aldık oralardan, nice ihanetlere tanık olduk. Çok dostumuzdan izlenimlerini dinledik, uzman görüşlerine müracaat ettik, hatıra kitaplarından gerçek öyküler devşirdik. Anladık ki, içimizi hüzne gark eden felaketlerde, millî ve yerli silah sistemlerinin yeterli olmayışının da büyük payı var.
Türkiye, Kıbrıs'a çıkarma yapmaya niyetlenmişti 1966'da. Anlaşılmıştı ki koca ordunun çıkarma gemisi yok!
Bu konular gündeme geldiğinde Koca Sekbanbaşı'nın kitabında tasvir edilen bir savaş anı canlanır zihnimde:
İslam tarafından faraza bin adet tüfek atılıncaya kadar, küffar tarafından seksen bin salkım gülle ve kurşun yerden gelmekle buna dayanmak takat beşerden hariç oldu.(İnsan gücünün ötesinde ).
Evet, Koca Osmanlı’nın son devirlerinde de en büyük zaafımız buydu. Yerli ve millî savaş sanayiimizde yeterli gelişmeyi sağlayamamıştık.
O kadar geriye gitmeyelim. Terörle mücadele maksadıyla hücuma kalkan jetlerimizin imkân ve kabiliyetleri üretici firmalarca sınırlanıyor, en kritik anlarda elektronik sistemler kilitleniyordu.
Helikopterlerin gece uçuş sistemleri temin edilemiyordu.
Özellikle dijital donanımda ABD ve İsrail'e bağımlılığın zilletini çok yaşadık. İcap etti atamadık, atık vuramadık. El silahıyla taarruzun randımanı ne kadar olur ki?
İş Mehmetçiğin iman dolu göğsüne kalıyordu, netice alınıyordu ama çok cana mal oluyordu.
Çok şükür, az önce listesini verdik, attığımızı vurduğumuz silahlarımızı, hedefi takip edip bulan akıllı mühimmatlarımızı kendimiz üretiyoruz. Almanya, Fransa silah ambargosundan söz ediyor, gülüp geçiyoruz.
Barış Pınarı Harekâtında attığını vuran tüm dünyanın hayret ve hayranlıkla takip ettiği yerli ve millî silahları heyecanla alkışlarken bunları düşündüm. Gururlandım.
Gece gündüz bu mühim konuda mesai sarf eden TÜBİTAK, HAVELSAN, ROKETSAN, BAYRAKTAR gibi kuruluşların mühendislerine minnet ve şükran borcumuz var. Tarih bu gayretlerini hak ettikleri ölçüde yazacaktır, milletin takdiri zaten her türlü ödülün üzerinde.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettikleri gibi "Türkiye olarak yaklaşık 35 yıldır terör belası ile mücadele ediyoruz. Farklı isimler altında faaliyet gösteren ama hepsinin de amacı ülkemizin birliği, beraberliği, huzuru refahı olan terör örgütlerinin saldırısı altındayız." Bu saldırıları bertaraf etmek için çetin bir coğrafyada gaza halindeki kahramanlarımız inşallah muvaffak ve muzaffer olacaklar. Yüreğimiz ve dualarımız her daim onlarla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.