Eşraftan Hüsamettin Yerli, Ali Akpınar, Hasan Güney ile birlikte birkaç kez Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın sohbetlerinde bulunduk.
Çevreye pozitif enerji yayan, huzur veren Yılmaz'ın sanki ağzından 'bal' damlıyor.
Öncelikle müthiş bir zekası var, yer, zaman, isimler konusunda bizim gibi teklemiyor.
Arada bir şiir okuyor, okuyanları can kulağıyla dinliyor.
Yaşadığı ilginç olayları da çok güzel anlatıyor.
Diyanet işleri eski Başkanlarından Mehmet Nuri Yılmaz’ın yakın arkadaşı Naim Hoca (Gölleroğlu) (1925- 1999) ile yaşadığı her olay, fıkra gibi.
İşte Mehmet Nuri Yılmaz'ın anlatımı ile yaşanan iki ilginç olay ve Naim Hoca:
GENEL MÜDÜR ANNESİNİ VERDİ
Dinayet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ı o dönem PTT Genel Müdürü olan Nuri Alagöz ziyarete gelir.
Naim Hoca da Başkan Yılmaz'ın makamındadır.
Birlikte sohbet ederlerken Mehmet Nuri Yılmaz, Genel Müdür Alagöz'e Naim Hocanın hanımını kaybettikten sonra perişan olduğunu anlatır.
Iğdırlı olan Alagöz Naim Hocaya bir sürpriz yapar:
- Annemi Naim hoca ile evlendirelim.
Naim Hoca, hem biraz utanır hem de biraz nazlanır:
- Bir görelim, ondan sonra.
Ancak Alagöz kararlıdır:
- Hayır tam sana göre. Ben annemi sana veriyorum, daha ne istiyorsun?
Alagöz, önce kendi oğlunu telefonla arıyor ve anneannesini Naim Hocaya verdiği müjdesini bildiriyor.
Peşinden müjdeli haberi Alagöz o günün ünlü bürokrat ve siyasetçilerine ulaştırır.
Bu özel durumu kutlamak için de Yılmaz ile Naim Hocayı ertesi gün PTT Genel Müdürlüğüne davet ediyor.
Naim Hoca ile Yılmaz, PTT Genel Müdürlüğüne gider Alagöz'e konuk olurlar.
Alagöz, kuş sütü eksik sofrada sözde üvey babası ile arkadaşını ağırlar.
Birkaç gün sonra dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bir yurt dışı gezisinden dönmektedir.
Üst düzey bürokratlar havalimanında Demirel'i karşılamak için kuyruğa girer.
Naim Hocanın evlenme işi yurt dışındaki Demirel'in bile kulağına kadar gitmiştir.
Demirel, PTT Genel Müdürü Alagöz'ü görünce hemen lafı yapıştırır:
- Hadi bakalım, Allah hayırlı, mesut ve bahtiyar etsin.
Olayı bilenler, Demirel ile birlikte başlarlar gülmeye.
NAİM HOCA, RAMAZANDA NASIL SİGARA İÇTİ
İkinci olay ise Ramazan ayında Naim Hocanın, o küçük ve dar kuyumcu dükkanında geçer.
Hoca ile Mehmet Nuri Yılmaz sohbet ederken bir müşteri gelir.
Birkaç altın bilezik bozduracaktır.
Naim hoca altın bilezikleri hassas terazinin üzerine bırakırken, masanın üzerinde duran sigaradan bir tane çıkarır yakar.
Ne Yılmaz, ne de bilezikleri satan adamdan ses çıkmaz.
Hesabı kitabı yaparken, Naim Hoca sigara tüttürmeye devam eder.
Adam altınları satar, çıkar gider.
Mehmet Nuri Yılmaz işte o sırada sigarayı fark eder ve gülmeye başlar.
Sigara tutkunu olarak bilinen Naim Hoca, mahcup bir şekilde sorar:
- Ola Müslüman, şimdi biz cigara mı içtik?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.