• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Erzurum 6 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 13 °C

PUSULASI KAYMIŞ MÜSLÜMANI NOEL TELAŞI SARMIŞ

Selman Soğukpınar

İslâm Dini yepyeni bir nizamla ortaya çıkmış, önceki dinlerin hükümlerini bütünüyle yürürlükten kaldırmıştır. 

Bu dinin gecesi de gündüzü kadar aydınlıktır. Müslüman anasından metbu' olarak doğar, tabi' olarak değil.

Yani o ilmiyle, irfanıyla, yüksek ahlâkiyle ve dindarlığı ile herkese örnek olur, herkes ona uymaya özenir.

O ise kimselere özenmez.

Çünkü dini ona yeterince malzeme sunmuş, ihtiyacını karşılamıştır.

Tabii bu tabiiyet ve matbuiyet ilim ve teknikte, sanatta değildir.

Çünkü ilim ve teknik Müslümanın yitik malıdır, onu nerede, kimin yanında bulursa almaya daha haklıdır.

O halde tabiiyet ve matbuiyet ahlâk, din, adalet ve hakseverliktedir.

O halde diğer dinlerin kutsal saydığı günleri kutlamak, onların âdetlerine uymak, büyük günahlardandır.

Buna birkaç misal verelim:

Güzellik yarışmaları, bilindiği gibi daha çok gayri müslim ülkelerde yapılır.

Bundan amaç, şehvetperestlere kadın vücuduyla ziyafetler çekmektedir.

Aynı zamanda genç kızları bu gibi ahlâksızlıklara özendirmek suretiyle onları baştan çıkarmaya yöneliktir.

Tabii Kur’an’a ve sünnete göre, bir Müslüman kadının bu tür müsabakalara katılması, soyunup etini teşhir etmesi büyük bir günah ve ağır bir suçtur.

Çünkü ahlâkı ifsat etmekte, kadının annelik vakarını düşürmekte, onu bayağı bir eşya gibi müzayedeye çıkarmaktır.

Noel Yortusunu Hristiyan âlemiyle birlikte kutlamak da büyük günahlardan biridir. 

Müslümanların kaçınması gerekir.

Kendi millî ve dinî günlerimizde tebrikleşmemizde ise sayısız yararlar vardır.

Her şeyden önce dinî ve millî âdetlerimizi yaşatmış, çocuklarımıza güzel örnekler vermiş oluruz.

Peki o zaman Çan sesleri ile uyanan ülkelerin insanlarında Kurban ve Ramazan Bayramlarında Kurban ve Bayram telaşı olmazken, İnsanların Ezan sesi ile uyandığı lafa gelince yüzde doksan dokuzu Müslüman dediğimiz benim ülkemde ki insanların bu Noel ve yılbaşı telaşları nedendir?

‘’La ilahe illallah, Muhammed ’ün Resulullah’’

‘’Allah’tan başka ilah yoktur. Hz. Muhammed (s.a.v) onun Resulüdür.’’

Diyen hiçbir imanlı, ihlaslı ve aklı başında Müslümanın Noel ile yılbaşı ile işi olmaz.

Olamaz..

Olmamalıdır…

Ama bakıyoruz etrafımızda ki yeri geldiğinde Müslümanlığı kimseye bırakmayan sözde Müslümanları bir Noel telaşı, yılbaşı telaşı sarmış durumda.

Nedir bu telaşınız?

Kardeşim!

Hani siz Müslümandınız.

Adam Cuma günü mesaj yazıyor sanal âlemde.

‘’Cumanız mübarek olsun. Rabbim bizi affetsin diye.’’

Bu zavallı ahmak adam yazdığı duanın altında Noel ağacı diye süslenmiş zayi edilmiş çam ağacı ile çekilmiş resmini koyuyor.

Tüküreyim sizin çürümüş sözde Müslümanlığınıza.

Noel ağacı süslemek, yılbaşı kutlamak eğlenmek yılbaşı gecesini zevki sefa içerisinde zıkkımlandıkları içkiler ile geçirmek medeniyetmiş güya.

Tüküreyim sizin medeniyetinize.

Olmaz olsun sizin gibi Müslüman münafıklar.

Olmaz olsun sizin gibi kâfire benzeyen kâfirin bayramını kutlayan Müslümana…

Açıkça ifade ediyorum.

Noel günü ve gecesinde, kâfirlerin paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapan küfre girer. 

Allah'ın birliğine, gönderdiği Peygamberlerine, indirdiği Kitaplarına Meleklerine, Hayır ve Şerrin Allah’tan olduğuna ve öldükten sonra dirileceğine inanmış ve Kelime-i Şehadet getirmiş, bir Müslüman eğer Noel diye hayatında bir bayram kutluyor ise o Müslümanın pusulası, ekseni ve istikameti kaymış demektir.

Noel diye yılbaşı gecesi kâfirler topluluğu gibi eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek bizim dinimizde yasaktır.

HARAMDIR.

Kâfirin bayramında onlar gibi eğlenmek, onlara benzemek olur.

Yılbaşı münasebetiyle Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde milyonlarca çam fidanı Noel hurafesi uğruna kesilip yok edilmektedir.

Hristiyan ülkelerde olduğu gibi, Müslüman ülkelerde de bu cinayetler işlenmemeli.

Bu gece, gayrı müslimlere benzemek gayesiyle çeşitli yiyecek, içecek almak dahi bizim dinimizce caiz görülmemiştir.

Evine her akşam ne alınıyorsa onları almakta mahzur yoktur.

Ama bu geceye ayrı bir önem vermek Müslümanı günaha sokar.

Müslüman her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır.

İslam âlimleri Şiarı küfür olan yani kâfir milletlerin alameti olan hususlarda onlara benzeyen Müslümanın büyük günah işlemiş olduğunda ittifak etmişlerdir.

Bu kutlamayı yapan bir Müslüman Allah’ın dininde ikiyüzlü davranmaktadır, amelî münafıklık alameti taşımaktadır.

Hâlbuki gerçek bir Müslüman hangi şartta olursa olsun Allah’ın dinini yüceltmek ve onu her şeyin üstünde bir değer olarak hayatının her safhasında ortaya koymakla memurdur.

Bu kutlamalara bir Müslümanın aracı olması da, haram olan bir işe yardımcı olmaktır.

Noel Bayramı Hristiyanların uydurduğu bir safsatadır.

Hristiyanlar bu bayramı Hz. İsa'nın doğumu ile ilişkilendirirler.

Oysa hiçbir şekilde Hz. İsa'nın doğumu ile bir ilgisi de yoktur.

‘Noel Baba denilen sapıklık'  sonradan Saint Nicola isimli papazın bir uydurmasıdır.

Bunlar  ‘Noel Baba' inancı ile insanları himaye eden, yardımsever, kurtarıcı ve yılbaşı gecesi çocukları sevindiren güleç yüzlü bir ihtiyar olarak lanse etmektedirler.

Amaç bu ihtiyarın şahsında Hristiyanların yardımsever, kurtarıcı olduklarını bilinçaltımıza yerleştirmektir.

Ülkemde ve İslam coğrafyasındaki yılbaşı kutlamaları, Müslümanların aklı değildir.

Yılbaşı kutlaması bilakis Müslümanlar için bir zillettir, kişiliksizliktir, bir kimlik kaymasıdır, pusulayı kaybetmektir,  yönünden sapmaktır ve istikametten uzaklaşmaktır.

Bunun tabi ki sosyolojik boyutu, Akide boyutu, İsraf boyutu, Kültür-medeniyet dejenerasyonu boyutu gibi birçok boyutu vardır.

İslam coğrafyasında yılbaşı en çok Türkiye'de kutlanıyor.

Bunun temel sebebi de, birileri yıllarca bu milletin önünü Kâbe’den Avrupa'ya çevirdiler.

İnanç ve geleneklerimizi yasakladılar.

Emperyalist ve Siyonistlerin necis ve ahlak dışı gelenek ve inançları, zorla bu millete kabul ettirildi.

Yani bu milletin inanç değerleri, kılcal damarlarından sökülmeye çalışıldı.

Bakınız Müslümanların Sosyal ve Siyasal ilişkilerini düzenleyen takvim Hicri Takvimidir.

Bu takvim Efendimiz (s.a.v)'in Medine'ye hicretini başlangıç olarak esas alır. 

Ancak yapılan yüzlerce değişimle birlikte takvimimiz de değişti.

26 Kanun-ı evvel 1341 (26 Aralık 1925) tarihinde, Müslümanların Hicri takvimi yasaklandı, yerine Hristiyanların Miladi takvimi kabul edildi.

Dolayısıyla yılbaşı günü de Hicri 1 Muharrem yerine Miladi 1 Ocak oldu.

Böylece tam bir batı tarzı yaşam modeli hayatımıza girdi.

Doğal olarak, Noel (yılbaşı) kutlamaları da bir geleneğimizmiş gibi meşrulaştırıldı.

Hâlbuki benim Hz. Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu ki;

''Bir topluma benzeyen, Onlardandır. Dini merasimlerinden birine katılmak müminin İmanını bozar.”

Kaldı ki; bu kutlamalardaki içki, zina ve çirkeflikler ile yılbaşındaki piyango biletlerindeki kumarın ise en cahil insan tarafından dahi haram olduğu açıkça bilinmektedir.

Yılbaşı münasebeti ile kâfirlerin biz Müslümanları tebrik etmeleri durumunda dahi Müslüman olarak onlara icabet edemeyiz.

Çünkü yılbaşı yâda Noel bayramı, ne bizim bir bayramımızdır, ne de Allah'ın razı olduğu bir şeydir.

Nitekim Rabbimiz Ali İmran süresinin 85. Ayetinde mealen buyuruyor ki;

“Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, bilsin ki onunki kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.”(Ali İmran-85)

Dolayısıyla bir Müslümanın onların yılbaşı tebriğine mukabelede bulunup “senin de” demesi de haramdır.

Zira bu icabet, onların Noel’ine iştirak etmek, ortak olmak anlamını barındırır.

Bu iştirak da bir tür onlara karşı muhabbeti ifade eder ki bu bizzat Rabbimiz  tarafından Mumtehine Suresi 1. Ayetinin mealinde ki gibi yasaklanmıştır.

''Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar.”  (Mumtehine -1)

Sonuç olarak şunu belirtmek isterim; Eğer bir Müslüman yılbaşı kutluyor ise vallahi o Müslüman Allah'ın dininde ikiyüzlü davranmaktadır.

Onun ameli münafıklık alameti taşımaktadır.

Bilesini ki; Allah’ın cezası pek çetindir.

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Erzurum Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 532 414 82 11 0 538 776 25 25