Orta ve üst gelir gruplarının suyolu ettiği süpermarketlere sanırım birçoğunuz belli aralıklarla uğruyorsunuz.
Benim de yolum düşüyor tabii ki ara sıra.
Rengârenk raflarda yerlisiyle, ithaliyle binlerce ürün birer tüketim misyoneri gibi “Al beni, al beni, sepetine at beni” diye gülümsüyor gezinenlere.
Ne zaman elimizde sepet, önümüzde alış veriş arabası yaklaşsam raflara, hayalimde şu cümle ışıklı levhalar gibi yanıp sönmeye başlıyor:
“Ne zaman bu raflarda üzerine ‘üretim yeri: Erzurum’ yazan ürünler göreceğim!
***
Mesela gıda reyonlarında…
Pasinler’imizin o leziz patatesinden yapılmış, çocukların bayıldığı cipsler.
Tortum’umuzun kömeleri, cevizli pestilli sucukları…
Meyveli ürünleri.
Olur’umuzun pekmezleri.
Envayı çeşit kavurmalar, peynirler, sucuklar.
Kuşburnu marmelatları, ay çiçeği paketleri.
Petek petek ballar.
Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler.
Siz uzatın listeyi, unuttuklarımı ekleyin.
***
Sonra geçin ileri teknoloji ürünlerinin sergilendiği bölümlere.
Tekstile, giyime.
Orada da yerel markalarımız gülümsesin bize.
***
Bunları boş hayaller saymayın.
Hepsi mümkün, olabilir şeyler.
Ayağı gerçeğin sağlam betonuna basan düşler.
Yerel özellik taşıyan civil peyniri, kadayıf dolması, su böreği gibi yiyecek maddelerinin bile temiz ve güvenilir bir şekilde pazarlanabilmesi halinde önemli bir Pazar payı elde edileceğimize hiç kuşku yok.
İç ve dış piyasalara açılma çabalarının sadece yerel mutfak ürünleriyle sınırlı kalmayıp, imalat sektörünü de kapsayacak kapasiteye ulaşması en büyük dileğimiz.
***
Dericilik, hayvansal ürünler yan sanayisi gibi birçok sektörün yatırım yapmasına çok elverişli bir ortam mevcut şehrimizde. Öncelikli olarak hemşehri sermayenin bu alanlarda yatırım yapmak üzere Erzurum'u seçmesi kendi çıkarlarına olacaktır. Sigorta, stopaj ve benzeri teşvik unsurları uygulanırken, ucuz iş gücü mevcutken bu alanda yeterli canlılığın sağlanamayışı üzerinde daha ciddi şekilde durulmalı bence.
***
Şehrimizdeki işletmeleri katma değeri yüksek, markalı ürün üretimine yöneltemezsek ne işsizlik sorunumuzu çözebilir, ne de şehrin ekonomik canlılığını sağlayabiliriz.
***
Bu açıdan baktığımızda, yerel ürünlerin markalaşma ihtiyacı, ekonomik gündemimizin bir numaralı maddesi haline gelip oturuyor.
Bir yandan hizmet sektörüne verdiğimiz önemi sürdürürken, diğer yandan yerel Kobilerimizi yurt içinde ya da yurt dışında marka olabilmiş, ürününü tanınmış ve güvenilir bir marka haline getirmiş firmalar haline getirmeye çalışmalıyız.
Aksi halde “Erzurum Günlerinde” bile, stantlarda sergileyecek yeterli yerli ürün bulunmayan bir şehir manzarasından kurtulamayız.
***
Bakın önümüze tarihi bir fırsat koydu Hükumetimiz.
Üreten ekonomi anlayışıyla Erzurum'u cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlayan teşvik programını iyi değerlendirmeliyiz.
***
Yerel ürünlerimizin iç ve dış pazarda tutunabilmesi için kendi markalarımızı yaratmak ve markalaşmayı teşvik etmek çok meşakkatli bir iştir evet, ama tek çıkar yol da budur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.