Bizler “bir harf öğretene kırk yıl kölelik yapmaya razı olan” bir medeniyetin çocuklarıyız. Bizler öğretmenleri “irfan ordusu”na benzeten, “milletleri kurtaranların yalnız ve yalnız öğretmenler” olduğunu savunan kahraman atalarımızın torunlarıyız.
24 Kasım 1928’de Millet Mekteplerini açan ve Başöğretmen sıfatını alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyordu: “Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür”.
Atatürk’ün bu tespitinden öğretmenin sadece insana “insanca yaşamayı” öğreten bir kişi değil, aynı zamanda milletleri ayakta tutan en önemli aktör olduğunu da anlamış bulunmaktayız.
Gerçekten de öğretmenler Türk milleti nezdinde çok önemli ve muazzez bir yere sahiptir. Bu muazzez yerin ne olduğunu anlamak için, öğretmenin atının ayağından sıçrayan çamuru elbisesinde bir onur nişanesi olarak gören ve bu elbisenin kefeni olmasını tembihleyen o yüce tavra bakmak yeterli olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, 1981 yılından beri kutladığımız “24 Kasım Öğretmenler Günü’nün milletimize, insanlığa, özellikle öğretmen ve çocuklarımıza ve tüm eğitim camiamıza iyi, doğru ve güzel yarınların başlangıç noktası olması temennisiyle hayırlı olmasını diliyor, ayrıca, başta başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ebediyete göç etmiş tüm öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Prof. Dr. Hikmet KOÇAK
REKTÖR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.