Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ın kabinede yerini alması ile açık söylemek gerekirse yüreğimizi yeni bir heyecan kapladı.
Çünkü 2002 de Ak Partinin iktidar olması ile Sağlık Bakanlığı koltuğuna oturan Sayın Akdağ sağlık alanında adeta bir devri kapatarak, yeni bir devri açmış bu necip milleti hak ettiği hizmetle buluşturmuştu.
Allah o günleri bir kez daha yaşatmasın ama unuttuklarımızı hatırlamak adına 2002 öncesine kısaca bir dönecek olursak, çünkü önümüzü görmek açısından bazı şeyleri kısaca hatırlamakta fayda var.
Çünkü biz insanlar hikmeti nedir bilinmez, yaşadığımız zor günleri de iyi günleri de çok çabuk unuturuz.
Vefasızlığımızdan mıdır?
Yoksa çok cefa çekeriz ondan mıdır?
Nedir?
Geçmişte yapılan kötülüğü de iyiliği de çabuk unutur.
Bazen de hatırlamayız.
Sağlık alanında geçmiş yıllarda yaşadığımız zorluklara çektiğimiz çilelere baktığınız zaman derinden bir ah çekerim.
Nereden?
Nereye?
Geldik derim.
Eskiden sağlık güvenceniz SSK ise sadece sigorta hastanesine gidebilirdiniz.
Başka bir hastaneye gitmek ne mümkündü.
Hele, hele özel hastane ancak zenginlerin mekânıydı.
Sigorta hastanesi ise zulüm yeriydi.
Saatlerce doktorun gelmesini bekler, doktor gelince de acep sıra ne zaman gelirde doktor bey içeri çağırır diye umutsuzca beklerdik.
Doktor efendi ise saat 10.00 da gelir 11.30 da giderdi.
O sigorta hastanelerinde çektiğiniz rezillikler nerede ise hastalığınızı bile unutmanıza vesile olurdu.
Git bu gün, gel yarın zihniyeti hâkimdi.
Sıkıntı sadece muayene olmak için çekilen çile ile de bitmiyordu.
Bazen de al şu kartı muayene haneme gel denirdi.
Bu cümleyi duymak, demek elinizi cebinize atmanız gerektiğinin açıkça ifade edilmesi idi.
Muayene olup elinize reçeteyi aldığınızda gözünüzün bile görmek istemediği ilaç kuyruğu hasta olmasanız da hastalanmanız için yeterli bir sebep idi.
Bu çile kuyruğunda yaşlıların mecalinin kalmadığından düşüp bayıldığını, zaman zamanda gençler arasında sıra yüzünden yumruklaşmalara şahit olurduk.
Ya sabah 6 da gelip ilk sırada yerinizi alacaksınız yâda bazı olaylara şahitlik edip perişan olacaksınız.
Öyle bir durumdu ki akşam dişiniz mi ağrıyor.
Sabahı beklemek zorunda idiniz.
Yoktu öyle 24 saat açık diş hastanesi falan.
Bizim Erzurum da Bir Erzurum birde Sigortanın dişçisi Rahmetli Şeref hoca vardı.
70’lik dedemde 60’lık ninemde Rahmetli Şeref hocayı tanırdı.
Şeref hocada sıra gelmediyse gideceğiniz yer doğruca Yoncalık da bulunan berber Ahmet amca idi.
Adamcağız hem berber, hem sünnetçi, hem de diş çekiminde usta idi.
Erzurum da en iyi iğneyi Yunus emre mahallesinde oturan Muhlis amca vururdu.
Bizim Erzurum da kırık çıkığın doktoru da Allah rahmet etsin sınıkçı İdris amca idi.
Bakıyorum da memleketimin insanına ne sıkıntılar ne çileler çektirilmiş yıllarca.
Nereden?
Nereye?
Bugün ne kadar şükretsek azdır.
Tabi bunu yazarken sadece şahsımın şahit olduğu gerçekler değildir bunlar.
Gerek Erzurum da gerekse bütün ülkemizde çekilen sıkıntıların belki de binde biri idi bu yazdıklarım.
Yiğidi öldür hakkını ver boşuna dememişler.
Sayın Akdağ Bakanlık yaptığı dönemlerde gerek şehri Erzurum da gerekse ülkemizde Cumhuriyet tarihinde görülmemiş nitelikte hizmetler yaparak partili partisiz her insanın yüreğinde, gönlünde taht kurmuştur.
Bu gün ne o doktor odalarının önündeki kuyrukları nede adına çile kuyruğu dediğim ilaç kuyruklarında bekleyen insanları görüyoruz.
Bu hizmetleri gören birisi olarak Sayın AKDAĞ’ ın hakkını inkâr etmek zalimliktir.
Bugün istediğiniz eczaneden ilaç alıyorsanız bu hak nasıl inkâr edilir.
Siyasi görüşü, partisi ne olursa olsun gerçek olan şudur; Türkiye Sayın Akdağ ile Cumhuriyet tarihinde görmediğini görmüştür.
Bir Erzurumlu olarak kim ne derse desin ben şunu bilir şunu söylerim.
Sayın Akdağ sağlık konusunda bu memlekete ve millete insan muamelesi görmeyi hastane koridorlarında insanların hak ettiği hizmetleri almayı sağlamıştır.
Ülkemin insanı sağlıkta bu güne kadar görülmemiş hizmetleri Ak Parti hükûmetleri ve başarılı Bakanı Sayın Akdağ’ la görmüştür.
Bu gün Sağlık Bakanlığı koltuğuna yeniden Sayın Akdağ’ın getirilmesi açıkçası bir Erzurumlu olarak şahsımı başta olmak üzere bu necip milleti ziyadesi ile memnun etmiş heyecanlandırmıştır.
Çünkü Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun ve Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ın bu ülkede yaptığı hizmetler ile adeta eski çağlara son verilmiş yeniçağlar açılmıştır.
Bu icracı bakanlıklarımızın yaptığı hizmetleri kimse görmezden gelemez.
Çünkü görmeyenin gözüne de bir çöp misali batacak bölünmüş yollar vardır.
Çünkü görmeyenin gözüne batacak dünyanın en büyük barajları vardır.
Çünkü görmeyenin gözünde ki batan çöpü çıkaracak Elhamdülillah Bölge Eğitim hastaneleri vardır.
Şimdi Sağlık alanın da birkaç yıldır süren hafif bir duraklama dönemin ardından yeniden dirilişin, yeniden şaha kalkmanın vakti gelmiştir.
Özellikle Şehir hastanelerinin yapımı Sayın Akdağ’ı beklemektedir.
Bir an evvel bir kısmının Sayın Akdağ döneminde temeli atılmış olan, ama bir ilerleme sağlanamamış bu hastanelerin kapılarının artık açılış tarihlerini bu millete verme zamanıdır.
Başta Cumhur’un Başkanı Sayın Erdoğan olmak üzere kurulan yeni hükûmete, bakanlarımıza, Dadaşların gururu olan İçişleri Bakanımız Sayın Efkan Ala ve Sayın Recep Akdağ’a yeni ve güçlü Türkiye yolunda başarılar diliyoruz.
Rabbim yar ve yardımcınız olsun inşallah..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.