Ülkemiz üzülerek söylüyorum ki maalesef yıllarca bazı satılmış kalemler tarafından yönetildi.
Son Yıllarda her ne kadar bunların soyu, sopu yavaş yavaş kesilse de kalıntıları halen daha bazı gazetelerin köşelerinde var olmaya bazı TV’lerde zırvalamaya devam etmektedirler.
Bu kalıntılar ülkemiz de milletin seçtiklerini halen daha eski tas eski hamam sanarak yönlendirmeye kendi kalıplarına sokmaya çalışıyorlar.
Özellikle de halen daha zihnimizden sıcak izlerini silemediğimiz 28 Şubat dönemine yön veren bu sözüm ona köşe yazarları ve bu ülkeyi dedelerinden miras kaldı sanan zavallı güruhlar bu günlerde Erzurum deyimi ile yine cığlamaya başladılar.
28 Şubat döneminde omuzunda rütbeli bazı ip cambazları ile iş birliği yapan bu satılmış kalemler o günlerde ülkemizi bir kaosa sürüklemiş asfalt yolda ilerleyen arabayı adeta stabilizeye sürüklemişlerdir.
O günlerde satılmış TV ekranlarında;
Az sonra,
Az sonra diye bangır bangır bağıran bu vatan hainleri maalesef bu günlerde aynı haltı yemeye çalışıyorlar.
Daha dün 3 ağacı bahane ederek ortalığı yakıp yıkan, kamu malına zarar veren bu zevatlar kendilerini bu vatanın asıl sahipleri olarak görüp, bu necip milleti yönetmeye yönlendirmeye ve ötekileştirmeye devam ediyorlar.
Aslında bunları çok görmemek lazımdır.
Çünkü bunların aslını araştırsan soylarının nereye dayandığı, hangi sütü emdikleri bellidir.
Bunların hayatları boyunca bu ülkeye zerreyi miskal faydaları olmamıştır.
Rahmetli Dedemin deyimi ile bu urus mangırı ile kanı beş para etmezler.
Yıllarca yön verdikleri siyasiler ve siyasetçilere atattırdıkları bürokratlar vasıtası ile heybelerini doldurmuş günlerini yazlıklarında ve yatlarında ağızlarında puroları ile ülke siyasetine yön vermiş zalimlerdir.
Bana bunlar kimler?
Diye soracak olan kimse olacağını düşünmüyorum.
Çünkü bu ülkede yaşayan her insan bu bilmem ne sürüsünün kim olduğunu, yâda kimler olduğunu benden daha iyi bilmektedir.
O yüzden ne isimlerini kaleme almak, nede muhatap olmak istemediğimden isim vermek istemiyorum.
Biliyorum ki bu aziz millet bizim ne demek, neyi anlatmak istediğimizi iyi idrak etmektedir.
Kalemlerinden vatana ve millete kin kusan bu hainlerin heybelerini dolduran yemcileri ve yiyecek yemleri tükenmiş yâda azalmış olacak ki bu aralar çeşitli TV ve çeşitli gazete köşelerinde yine akıl hocalığı yapmaya geleceğe dair hesap tutmaya başladılar.
Açıkça belirtmeliyim 2013 Türkiye’sinde gerek bu zevatları doyuran ağa babalarının gerekse kendilerinin nefesleri kesilmiş yedikleri kursaklarında kalmıştır.
Artık bu ülkede söz milletin ve milletin seçtiklerinin olmuştur.
İşte bu gün yine bu satılmış Siyonizm uşakları.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakan tarafından açıklanan demokrasi paketinden rahatsız olan bu sözde efendiler.
Başörtülü kardeşlerimizin kamuda serbest çalışmasının önünün açılmasını günlerdir içlerine sindirememiş bu düzenleme adeta boğazlarına takılmıştır.
Be ey gafiller!!!
Başörtüsü meselesi bu aziz milletin kutsalı imanının ve Allaha olan inancının gereğidir.
Yıllarca benim başörtülü bacımı okul kapılarından ya geri çevirdiniz yâda kırılası kirli ellerinizi bacımızın başörtüsüne uzattınız.
Açıkçası sizlerin ve sizler gibi zalim din ve millet düşmanlarının bu konuda böyle bir tutum sergileyeceğini zaten bekliyordum.
Çünkü sizler milletin hayrına yapılan her hareketin karşısında durmuş, o meseleye muhalefet yapmış ne yediği belirsizlersiniz.
Bunu bildiğim içinde şaşırmıyorum.
Diğer taraftan CHP’nin bu konudaki tutumunu zaten her milli meselede veya her milletin hayrına olan meselede ne olacağını tahmin edebiliyoruz.
Dolayısı ile bu meselede de CHP zihniyeti de baştan beri bellidir.
Onlara da söz söyleme gereğini şahsen duymuyorum.
Ancak gerek gaflet içerisinde ki siyasetçiler gerekse kalemini üç kuruşa zatmış kalemşorlar ve onların ağababaları şunu iyi bilsinler ki;
Yıllarca benim başörtülü bacımı kamunun ve özel sektörün kapısından geri çevirdiniz.
Yıllarca Ankara da Çankaya köşkünde oturan sizin ağa babalarınız bu ülkenin %99 Müslüman dedi.
Arkasından da bu ülkenin öz evlatlarına, inançlı insanlarına zulüm ettiler.
Arabistan’ın yolunu gösterdiler.
Bugün benim bacıma verilen bu hak yıllardır gasp ettiğiniz haktır.
Bu aziz millet Elhamdülillah sabrederek gasp edilen hakkına sonunda kavuşmuştur.
Hem de sizler gibi sudan bahanelerle bulanık suda balık avlamadan, öküzün altında buzağı aramadan, yakmadan, yıkmadan ülkeye zarar vermeden sabırla, metanetle zafer inanların olacak diyerek zafere kavuşmuştur.
Bu konuda geçtiğimiz günlerde Ak Parti grup toplantısında konuşan Başbakan bazı köşe yazarlarının kalemlerinin satılık olduğunu iddia etti.
Bu konuda haksız da değildir.
Bu beyler eski alışkanlıklarında olacak ki Sayın Başbakanın ses tonuna bile ayar vermeye çalışıyorlar.
Ancak yıllarca birilerinin arabasına binerek dalkavukluk yapan bu zavallıların farkına varmaları gereken ve unuttukları bir şey var.
Oda bu ülke de artık siyasi iradenin halka teslim olduğunun farkına varmaları gaflet uykusundan uyanmaları lazımdır.
Sonuç olarak artık ülkemizin kutsal vatan toprağı birkaç satılmış kalemşorun ve birkaç Siyonist uşağının at oynatacağı toprakları değildir.
Herkes bilsin ki; Bu ülkenin seçilmişleri de, atanmışları da artık mason lobilerinin veya birilerinin maşası değildir.
Hamdolsun bu gün ülkenin gerçek evlatları ve gerçek sahipleri sizler gibi haksızlıklar karşısında susup şeytan olmak yerine konuşmayı tercih etmiş, dünyanın dört bir tarafında yapılan zulümler karşısında dik durmuş ve zulme zulüm demeyi becerebilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.